Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4382 E. 2023/829 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalıya emaneten bıraktığı altınların iade edilmemesi üzerine açtığı davanın ödünç mü yoksa istihkak davası mı olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Düğün takıları ve çocukların doğumunda takılan altınların davalıya emaneten bırakıldığı iddiasıyla açılan davanın, ödünç değil istihkak davası niteliğinde olduğu ve davacının talebini tanık beyanları ve bilirkişi raporuyla ispatladığı gözetilerek, yerel mahkemenin davalı aleyhine verdiği karar, gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/136 E., 2022/147 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/37 E., 2021/341 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde gelen davacı asil ve vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının oğlu... ile evli iken Kayseri 1. Aile Mahkemesinin 2018/1130 E. ve 2019/117 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, düğünde tarafına takılan ziynetlerin kendisine iade edilmediğini, dünürlük gezmelerinde takıların takması için kendisine verildiğini, gezme bittikten sonra davalının kasasında muhafaza edilmesi için ziynetleri geri verdiğini, yine çocuklarına doğumda takılan altınların da davalının kasasında saklanması için emanet olarak verdiğini ileri sürerek; ziynet eşyalarının mevcutsa aynen iadesini, değilse bu eşyalara karşılık fazlaya dair hakları saklı kalarak 1.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 03.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 283.587,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının kişisel eşyalarını alarak oğlu ile oturduğu müşterek konutu terk ettiğini sonradan öğrendiğini, davacının ziynetleri kendisine vermediğini, iddialarının soyut olduğunu, davacının kendi evinde de kasanın mevcut olduğunu, altınların hepsinin takılmadığını savunarak davanın reddini istemiş, bilahare verdiği ıslah dilekçesi ile, davacının eşinin dava konusu ziynetleri iş kurmak, borçlarını ödemek ve ticaret yapmak amaçlı bozdurarak kullandığını savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılacağı ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağı, davalının davacının eski kayınpederi olduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının, dava konusu ettiği düğünde takılan altınların ve çocukların doğumunda takılan altınlardan, 1 adet 22 ayar yüzük dışında diğerlerinin eski eşinin babası olan davalı tarafından kendisinden muhafaza edilmek üzere alındığını, ancak sonrasında kendisine tekrar geri verilmediğini ispat ettiği; davalının ziynet eşyalarının kendisine hiç verilmediği hususunu ispat edemediği, Kayseri 1. Aile Mahkemesinin 2018/1130 E. ve 2019/117 K. sayılı ilamı ile müşterek çocukların velayetlerinin davacı annelerine verildiğinden, davacının velayet hakkına dayalı olarak çocukların doğumunda takılan altınları da talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 1 adet fişeklik (22 ayar 25 adet 250lik altın), 22 ayar her biri 20'şer gram olan 4 adet bilezik, 22 ayar 35 gram 1 adet cam kırığı bilezik, 22 ayar 130 gram bir adet ... set, 22 ayar 35 gram 1 adet jival model set, 9 adet cumhuriyet altını, 12 adet yarım altın, 46 adet çeyrek altın, 1 adet urfa akıtma bilezik (22 ayar 100 gram), 1 adet tuğralı kolye ve tuğralı bilezik (22 ayar 45 gram), 2 adet beşli altın (22 ayar 2 adet 500lük altın), 4 adet cumhuriyet altın, 7 adet yarım altın, 41 adet çeyrek altının davalıdan alınarak aynen davacıya iadesine, bunun mümkün olmaması halinde belirtilen altınların toplam değeri olan 283.579,00 TL' nin, 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 282.579,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 03.03.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davanın hukuki dayanağı olan adi istihkak müessesinin dikkate alınmadığını, görevsiz mahkeme işlemlerinin geçersiz olduğunu, kısmi ıslah dilekçesinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, çocuklara ait altınlar bakımından davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, ziynetlerin davalıda bulunmadığını, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, kadına özgü olmayan altınlar (cumhuriyet, yarım, burma bilezik) erkeğe de takılabileceğinden bunların davalının oğluna bağışlanmış sayılması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle davacının talebinin ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak niteliğinde olduğu, davacı tanıklarının anlatımlarının olayın akışına daha uygun olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davanın ödünç sözleşmesinden kaynaklanmadığını, davacının iddiasının istihkak olup ispat yükünün de davacıda olduğunu, ancak ispatlayamadığını, davacının her seferinde kayın pederinden bu kadar yüklü miktarda altını gezmeye giderken alması sonrasında geri getirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kısmi ıslah dilekçesinin dikkate alınmadığını ve kısmi ıslahla eklenen vakıaya ilişkin delillerin toplanıp değerlendirilmediğini, görevsiz mahkemece yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu, çocuklara ait altınlar bakımından davacının aktif sıfat ehliyeti olmadığını, davacının anlaşmalı boşanma davasında ziynet talebinden bahsetmediğini, maddi manevi tazminat talebinde dahi bulunmadığını, kadına özgü olmayan cumhuriyet çeyrek gibi altınların erkeğe de takılabilir olduğundan tespit edilen bu altınların davalının oğluna bağışlanmış sayılması gerektiğini, tanıkların net bir beyanının olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının davalının oğluyla yaptığı evlilikte düğünde kendisine takılan altınlar ile çocuklarının doğumunda takılan altınların davalının kasasında olduğu ve kendisine verilmediği iddiasıyla altınların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 683 üncü maddesinde "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir." düzenlemesi mevcuttur.

2. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak; düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir.

Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik tasarruf özgürlüğüne yönelik saldırılara el atmanın önlenmesi davası ile karşı koyabileceği gibi istihkak davası ile de karşı koyabilir. Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların; aynen iadesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. (Dairenin 11.05.2022 tarihli, 2022/2972 E., 2022/4456 K. sayılı ilamı)

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı dava dilekçesinde, düğünde ve çocuklarının doğumunda takılan ziynet eşyalarının davalı kayın pederine kasasında saklanması için verdiğini ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir. Bu tür hukuki ilişkiler çözüme kavuşturulurken yukarıda anılan maddeler göz önünde tutularak istemin ödünç sözleşmesine değil de istihkak talebine dayalı olduğu gözetilmelidir. Dosya kapsamından davacının istihkak talebini tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile ispatladığı, bu nedenle davacının hem düğünde kendisine takılan ziynet eşyaları yönünden hem de velayetin kendisinde olması nedeniyle çocuklarının doğumunda takılan ziynet eşyaları yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir.

3. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince; davanın ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla davacının talebinin bu anlamda istihkak davası olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun reddedilmesi gerekirken uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı yönündeki yanılgılı gerekçe ile reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalının Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.