Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4967 E. 2023/1277 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İdareye kumaş teslimi yapan yüklenicinin, idarenin kumaşlarda ayıp iddiasıyla sözleşmeyi feshedip teminat mektuplarını nakte çevirmesine karşı açtığı teminat bedellerinin iadesi davası ve idarenin ayıplı ifa nedeniyle bedel iadesi veya misliyle değişim talepli karşı davası.

Gerekçe ve Sonuç: İdarenin, kumaşlardaki ayıbı ispatlayamadığı, ayrıca sözleşme gereğince yapılan ilk muayene sonucunun kesin olduğu ve bu muayenede kumaşların ayıpsız olduğunun tespit edildiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin teminat mektuplarının iadesine karar veren ilk derece mahkemesi kararını kaldırması hatalı bulunmuş ve karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/2171 E., 2022/708 K.

DAVA TARİHİ : 01.09.2010 / 21.10.2010

KARAR : Asıl ve karşı davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2014/838 E., 2018/437 K.

Taraflar arasındaki asıl davada teminat mektupları bedelinin iadesi, karşı davada ayıplı ifa nedeniyle ödenen iş bedelinin iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı vekilinin başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı tarafından duruşmalı, davalı-karşı davacı tarafından duruşmasız temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı/karşı davalı vekili Avukat ... ile davalı/karşı davacı vekili Avukat Ayşe Ümit Yeğenoğlu'nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, İstanbul Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı ile arasında 21.05.2008 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre şirketin 408.000 metre elbiselik kumaş vermeyi taahhüt ettiğini, askeri elbiseye yönelik bu kumaşların taksitler halinde tesliminin kararlaştırıldığını, teslimlerin yapıldığını, davalı tarafından da tüm mal bedellerinin şirkete ödendiğini, mal bedeli olarak bir alacağının kalmadığını, İstanbul Jandarma İkmal Merkez Komutanlığına Mart 2009 tarihinde bir şikayet geldiğini, bu şikayet gerekçe gösterilerek teslim edilen 480.000 metre kumaşın kontrol muayenesinin yapıldığını, kendilerinin de sözleşme gereğince bu muayeneye katıldıklarını, yapılan kontrol muayenesinde mallarda herhangi bir ayıbın bulunmadığının tespit edildiğini, ancak şikayetçinin bundan sonrada şikayetine devam ettiğini, bunun üzerine Jandarma Genel Komutanlığınca müfettiş görevlendirildiğini ve verilen kumaşların yeniden kontrole tabi tutulduğunu, ancak müfettiş incelemesinin de sözleşme gereğince tarafsız bir heyete değil, idarenin laboratuvarlarına yaptırıldığını, tek taraflı yapılan bu kontrol muayenesi sonunda Kartal 9. Noterliğinden 26.10.2009 tarihli bir ihtar ile malların değiştirilmesinin ya da bedelinin iadesinin kendilerine ihtar edildiğini, kendilerinin bu ihtara yazılı olarak cevap vermek suretiyle kabul etmediklerini bildirdiklerini, ancak idarenin kendilerinden aldıkları 4 adet ve toplamı 249.206,40 TL tutarlı teminatı sözleşmeye aykırı olarak hazineye irat kaydettiklerini, oysa malların kontrol ile teslim alındığını, kontrol anında herhangi bir ayıbın bulunmadığının belirlendiğini, kaldı ki 1 yıl sonra meydana gelen şikayetle tarafların katıldığı ve sözleşmeye uygun olarak oluşturulan kontrol komisyonunca da mallarda ayıp olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle hatalı bir imalat söz konusu olmadığı için sözleşme gereğince teminatların irat kaydedilmesinin hukuksuz olduğunu ileri sürerek; sözleşme gereğince iadesi gereken teminat mektuplarının nakte çevrilmesi sebebiyle 15.05.2008 tarihli ve 191 nolu mektup için 103.836,00 TL, 15.05.2008 tarihli ve 192 numaralı mektup için 103.836,00 TL, 28.07.2008 tarihli ve 262 nolu mektup için 20.767,26 TL, 28/07/2008 tarihli ve 263 nolu mektup için 20.767,26 TL tutarında 4 adet teminat mektubu bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte iadesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı, davacı tarafından teslim edilen malların ayıplı ve Jandarma Komutanlığının işine yaramayacak esvapta olduğunu, bu hususun müfettiş incelemesi ile ve usulünce yaptırılan teknik elemanların raporu sonunda ortaya çıktığını, davacıya usulüne uygun olarak ayıbın bildirildiğini, ortaya çıkan ayıp nedeniyle malların iadesi ve yerine yenilerinin verilmesinin ya da ödedikleri satış bedelinin iade edilmesini ihtar ettiklerini, ancak karşı tarafın satış bedellerini iade etmediğini, ayıplı malları geri almadığını, bu nedenle idarenin sözleşme gereğince teminat mektuplarını nakte çevirmek hakkının doğduğunu, teminat mektuplarının bedelinin hazineye irat kaydında herhangi bir hatalı işlemin bulunmadığını ve haklı olduklarını, bu çerçevede davacı tarafın aldığı ihtilafsız olan satış bedelinin de iadesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Karşı davasında ise, seçimlik hakkı kullanılarak teminat tutarı olan 249.206,40 TL'nin idarece ödenen 4.485.715,20 TL'den çıkarılarak geriye kalan 4.236.508,80 TL bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleri ile tahsiline veya sözleşme konusu kumaşların misliyle değişimine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; parti teslimlerde, gerekli muayenenin sözleşme gereğince yapıldığı, malların ayıpsız olduğu, kaldı ki şikayet üzerine 8 ay kadar sonra depolarda malların tekrar incelendiği, sözleşmeye uygun kontrol komisyonu tarafından yapılan bu denetlemede de malların ayıpsız olduğunun belirlendiği; daha sonra müfettiş tarafından yapılan kontrolde belirlenen ayıp türünün gizli ayıp niteliğinde olmadığı karşısında, ilk kontrol ve bundan sonra gerçekleşen kontrol komisyonu raporları ile herhangi bir ayıbın bulunmadığının tespit edildiği, davalı idarenin dayandığı rapordaki ayıp türünün ise gizli ayıp niteliğinde olmadığı, baştan yapılacak kontrol ile ortaya çıkabilecek nitelikte olduğu, müfettişin el koyması sonucu yaptırılan test ve analizlerin sözleşme hükümleri gereğince tarafsız labratuvarlarda değil, idareye bağlı labratuvarlarda yapılmış olması, müfettiş el koyması sonunda ortaya çıktığı iddia edilen ayıpların da nitelik olarak baştan belli olan ayıplar olduğu, idarenin sözleşme gereğince kontrol ettirmek suretiyle teslim aldığı bu mallara o tarihte yürürlükte olan BK'nun 198 inci madde gereğince artık ayıplı olduğunun ileriye sürülmesinin mümkün bulunmadığı, davalı - karşı davacı idarenin ayıbı usulünce ispat edemediği, mal tesliminden itibaren geçen 8-9 yıllık sürede depoda kalan mallar üzerinde de geçmişe yönelik olarak sözleşmeye uygun esvapta olup olmadığının incelenmesinin mümkün olmadığı, zira geçen bu süre dikkate alındığında artık malların aynı esvapta kalmasının beklenemeyeceği, sözleşme hükümlerinde de bu kadar uzun sürede kullanılmamayı teminat altına alan bir mal cinsinin bulunmadığı değerlendirildiğinde; davacı tarafın haklı olduğu, davalı tarafın malların iadesi talebinin yerinde olmadığı, bu çerçevede karşı davaya konu taleplerin yerinde olmadığı ancak nakte çevrilen teminat mektuplarının bedelini davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili; yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, idare lehine görüş bildiren raporların yok sayılarak kumaşların incelemesinin yapılmadığını, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yapılan 21.05.2008 tarihli satışa (ihaleye) konu kumaşlar üzerinde Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı Muayene ve Kabul Komisyonu muayenesi ve tesliminden yaklaşık bir yıl kadar sonra kumaşların ayıplı olduğu yönündeki ihbara göre Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı tarafından görevlendirilen müfettişin birinci incelemesi sonrasında yeniden şikayet üzerine yapılan ikinci müfettiş incelemesi sonrasında teslim edilen kumaşların 21.05.2008 tarihli satış(ihale) sözleşmesinde belirlenen vasıfları taşımadığı, ayıplı ürünlerin teslim edildiği yönündeki tespitler ve bilirkişi raporları kapsamına göre sözleşme konusu kumaşların 02.09.2008, 06.10.2008, 14.11.2088 ve 24.11.2008 tarihlerinde teslim edilmesi, taraflar arasındaki kumaş satışı/ihalesine ilişkin 21.05.2008 tarihle sözleşmenin 41.1 inci maddesine göre her kumaş tesliminin teslim tarihinden itibaren 24 ay garanti süresi kararlaştırıldığı, 21.08.2008 tarihli 2 yıl süreli garanti belgesinin dosyaya ibraz edildiği, davalı/karşı davacı kurum tarafından 2 yıllık garanti süresi içinde 26.10.2009 tarihinde noterden ayıp ihbarının yapılmış olması nedenleriyle taraflar arasındaki 21.05.2008 tarihli sözleşmenin 20-25.maddeleri hükümlerine göre davalı Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı tarafından sözleşmenin teminatı olarak verilen Fortis Bank'a ait 15.05.2008 tarihli 103.836,00 TL'lik; 15.05.2008 tarihli 103.836,00 TL'lik, 28.07.2008 tarihli 20.767,26 TL'lik ve 28.07.2008 tarihli 20.767,26 TL'lik teminat mektuplarının (toplam 249.206,40 TL) paraya çevirilmesi işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenlerle davacı/karşı davalının davasını ispat edememesi nedeniyle davalı/karşı davacı kurumun teminat mektupları yönünden istinaf isteminin yerinde olduğu, 2021 yılına kadar 12 yıl üzerinde bir süre geçmiş olması, fiziken satışa konu kumaşlar üzerinde uzman tekstil mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetinden denetime açık, hüküm kurmaya elverişli, bilimsel ve teknik rapor alınması mümkün olmaması, sözleşme/ihale konusu kumaşların tamamının Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı Muayene ve Kabul Komisyonu tarafından kabul muayenelerinin yapılarak teslim alınmış ve bedelinin tamamen ödenmiş olması nedenleriyle davalı/karşı davalı kurumun da karşı davasını ispat edememesi nedeniyle davalı kurumun karşı davası hakkındaki istinaf isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı kurumun istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ispatlanamayan davacı/karşı davalının davasının reddine, davalı/karşı davacı kurumun açtığı karşılık davanın da ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda ayıp ihbarının yasada belirtilen şekilde uygulanmaması ve son incelemenin tek taraflı olarak yapılması, son incelemenin yönetmelik hükümlerine uymaması nedeniyle teminat mektuplarının nakte çevrilmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmış olup bu raporun davanın kabulü için esas alınmadığını, sözleşme ve bilirkişi kurulu raporuna göre müfettiş tarafından muayene yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede bu şekilde bir incelemenin belirlenmediğini, muayene komisyonu raporunun taraflar için delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından karşı davada ayıbın varlığının ispatlanamadığının belirtildiğini, oysa ayıbının olmaması durumunda garanti hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından karşı davacının istinaf talebinin ayıbın varlığını ispat edemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş iken asıl davada garanti taahhütnamesi gerekçe gösterilerek teminat mektuplarının hazineye irat kaydedilmesinin yerinde görülmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek asıl dava yönünden kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı-karşı davacı, sözleşmenin 41/1 maddesi uyarınca her teslimden itibaren 24 aylık garanti süresi olup teslim edilen mallardaki gizli ayıplardan yüklenicinin sorumlu olduğunu, bu nedenle idarenin sözleşmenin 42/1 ve 42/8 maddelerinde yer alan düzenlemelere göre sözleşmeyi feshedebileceğini, sözleşme konusu malların gelen şikayet üzerine müfettiş görevlendirilerek incelenerek ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, idarenin sözleşme gereği garanti süresi içerisinde kontrol yapma yetkisinin olduğunu, dosyada yer alan 24.05.2013 tarihli ve 12.06.2014 tarihli bilir kişi raporlarında idareye teslim edilen kumaşların gizli ayıplı olduğu, idarenin sözleşmeden haklı olarak döndüğü tespitlerine yer verildiğini ileri sürerek kararın aleyhe olan kısımlarının bozulmasını istemiştir.

VI. GEREKÇE

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında mal tesliminden dolayı malın ayıplı olduğu iddia edilerek nakte çevrilen teminat mektup bedellerinin iadesi, karşı davada sözleşmeden dönülerek bedel iadesi olmadığı takdirde misliyle değişimi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Taraflar arasında imzalanan 21.05.2008 tarihli sözleşme hükümleri.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 26 ncı maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 19 uncu maddesi.) "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." şeklindedir.

3. TBK'nın 112 nci maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 96 ncı maddesi.) "Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe,

alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür." şeklindedir.

3. Değerlendirme

Davacı ile davalı arasında 21.05.2018 tarihinde idareye 408.000 metre elbiselik kumaş verilmesine dair sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince davacı-karşı davalının mal teslimini yerine getirdiği, davalı-karşı davacı idare tarafından da sözleşme bedelinin ödendiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup taraflar arasında da bu hususta uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmenin sona ermesinden sonra idareye yapılan şikayet üzerine idare tarafından yapılan inceleme neticesinde kumaşların ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmenin feshi ve teminatların irat kaydedilmesi noktasından çıkmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 06.11.2012 tarihli ve 14.09.2015 tarihli bilirkişi raporlarında sözleşmeye konu kumaşların ayıplı olduğu hususunun ispatlanamadığı belirtilmiş olup, bu raporlarda uzman bilirkişinin de yer aldığı görülmektedir. Kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesince alınan raporda da aynı yönde görüş belirtilmiş olup, aradan geçen zaman dilimi dikkate alındığında da gelinen aşamada kumaşlar üzerinde sağlıklı bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı da anlaşılmaktadır. Bununla birlikte taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 35.1.16. maddesi gereğince Ege Üniversitesinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 01.04.2009 tarihli muayene sonucu kesindir. Hal böyle olunca davalı- karşı davacı idare, kumaşların ayıplı olduğu iddiasını ispatlayamamıştır. Buna karşılık ilk derece mahkemesince asıl davada nakte çevrilen teminat mektuplarının bedelinin davacı-karşı davalıya iadesine karar verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı bir şekilde, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması yönünde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı yararına asıl dava yönünden BOZULMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.