Logo

3. Hukuk Dairesi2022/5310 E. 2022/7162 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satın alınan konutlarda gizli ayıpların bulunması sebebiyle açılan tazminat davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda tespit edilen gizli ayıpların, alım tarihlerinden itibaren makul süre içerisinde ortaya çıkabileceğinin belirtilmesine ve davanın bu süre içerisinde açılmış olmasına rağmen, ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davacılardan ...'un maliki olduğu taşınmazda yüklenici olan davalı ile imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince on daireli bina inşa edildiğini, diğer davacıların da davalıdan daire satın aldıklarını, dairelerinde oturmaya başlamalarından hemen sonra binanın her tarafında sorunlar çıktığını, su tesisatının arızalı olması nedeniyle tüm dairelere su sızdığını, bina aydınlatmasındaki giderlerden de sızan su nedeniyle ortak yerlerden sığınak ve kapalı otoparkın devamlı nemli kaldığını, asansör kuyusuna su dolduğunu, elektrik kablolarının olduğu duvarın nemli kaldığını, otoparkta su izolasyonu ve havalandırma tesisatının bulunmadığını, kapalı otopark üzerindeki eğim düzgün yapılmadığından ... sularının binaya dolduğunu, otopark girişinin dar olması nedeniyle araçların giremediğini, binada yangın teçhizatı bulunmadığını, bina eğimli arazide yapıldığından üst tarafında bulunan binaların aşağı kaymaması için yeterli temel/istinat duvarı yapılmadığını, sadece tuğladan bir duvar örüldüğünü, yukarıdaki binaların kayma tehlikesi bulunduğunu, sözleşmeye ekli teknik şartnameye rağmen binanın özensiz inşa edilmesi nedeniyle Kadıköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/215 Değişik iş sayılı dosyası ile sorunların tespit edildiğini, binadaki ayıplar nedeniyle zarar gördüklerini ileri sürerek; binadaki ayıpların tespiti ile düzelttirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 10.000TL alacağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişler; 08/11/2013 tarihli dilekçe ile dava değerini, hisseleri oranında davacılardan ... ... yönünden 3.422,80TL, ... yönünden 4.791,92TL, ... yönünden 2.053,80TL ve ... ... yönünden 3.422,80TL olmak üzere toplam 13.691,20TL'ye artırmışlar; 09/02/2015 tarihli dilekçe ile de dairelerin değer azalması nedeniyle oluşan zararın da davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı; ayıp ihbarı yapılmadığını, delil tespiti üzerine de gerekli çalışmalar yapılarak sorunların hepsinin giderildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar; taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 22/10/2019 tarihli ve 2016/5892 Esas 2019/4382 Karar sayılı kararıyla; (...HMK 297/2. maddesi "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz

-2-

tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümde, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir." hükmünü içermektedir. ... eldeki davanın davacısı olmasına rağmen mahkemece yukarıda zikredilen kanun maddesine aykırı şekilde bu davacı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar oluşturulmamıştır. Ayrıca ... haricindeki davacılar yüklenici davalıdan kullanmak amacıyla konut satın alan kişiler olup tüketicidir. Tüketicinin satım sözleşmesine dayalı açtığı davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi isabetli ise de, arsa sahibi ... ile davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olup arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davalara Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerekir...) gerekçeleriyle bozulmuştur.

Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davacı ... tarafından açılan davanın tefrikine karar verildikten sonra, davacıların davalıya ayıp ihbarında bulunduklarına ilişkin dosyada bir delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2)Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan 10/04/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; kök raporda gizli ayıp olarak belirtilen ayıpların niteliği, mevsimsel özellikler, kullanılan inşaat malzemeleri ile söz konusu malzemelerin geçirgenlik özellikleri göz önüne alındığında, en az bir kış mevsimi yaşanmasıyla ve en fazla iki yıl içinde ortaya çıkabileceği belirtilmiştir.

Somut olayda; davacılardan ...'in 07/09/2009 tarihinde, ...'nın 09/09/2009 tarihinde, ... ...'nin 04/11/2009 tarihinde, ... ...'in 01/04/2010 tarihinde davalıdan konut satın aldıkları, eldeki davanın ise, 09/08/2010 tarihinde açıldığı, bu hususlar ile hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde, gizli ayıplar yönünden ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Buna göre, mahkemece yapılacak iş, kök raporda gizli ayıp olduğu tespit edilen zarar kalemleri yönünden işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, davacılar harçtan muaf olmalarına rağmen peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.