Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6788 E. 2022/9157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının satın aldığı taşınmazın eski kiracısının elektrik borcu nedeniyle yeni abonelik talebinin reddedilmesi üzerine açtığı muarazanın giderilmesi davasının, taşınmazın devri nedeniyle aktif husumet yokluğundan reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca yeni abonelik başvurusunda bulunan malikin, önceki abonenin borçlarından sorumlu tutulamayacağı ve abonelik talebinin bu nedenle reddedilemeyeceği gözetilerek, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve davacının dava açmakta haklı olması sebebiyle yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerektiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BATMAN 5. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muarazanın giderilmesi davasının aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 08/12/2016 tarihinde satın aldığı taşınmazda kiracı olarak bulunan ... ile arasındaki kira ilişkisinin sona erdiğini, aboneliğin kendisine devredilmesi için davalı şirkete yaptığı başvurunun önceki abonenin (kiracının) borcu nedeniyle reddedildiğini, bu durumun mağduriyetine sebep olduğunu ileri sürerek; davalı şirkete eski abone olan kiracısının borçlarından dolayı sorumlu olmadığının tespiti ile davalı şirket tarafından yaratılan muarazanın giderilmesini talep etmiştir.

Davalı; mülkiyet sahibi, abone ve fiili kullanıcının elektrik borçlarından müteselsilen sorumlu bulunduğunu, davacının abonelik talebinin usûl ve yasaya uygun olmadığını, abone ve davacının ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının serbest irade ile başka elektrik şirketleri ile de abonelik sözleşmesi yapılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; abonelik tesisi talep edilen yerin dava açıldıktan sonra 26/11/2020 tarihinde dava dışı ...'e devredildiği, davacının kendi adına yahut dava dışı yeni malik adına abonelik tesisi isteyebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olmasına rağmen yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine dair verilen kararın doğru olup olmadığına ilişkin olduğu, davanın aktif husumet yokluğundan reddi halinde yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık durumuna göre belirleneceği yönünde bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin ‘Elektrik Enerjisi ve/veya Kapasite Tedariği, Serbest Tüketici ve Serbest Olmayan Tüketici’ başlıklı ikinci bölümünün 7. maddesinin 1. fıkrasında;

a) Bir önceki takvim yılında ve içinde bulunulan yılda, kullanım hakkına sahip olduğu ya da kullanım hakkını edindiği kullanım yerindeki elektrik tüketimi serbest tüketici limitini aşmayan tüketici,

b) Serbest tüketici olup da bir önceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketiminin cari takvim yılı için belirlenmiş serbest tüketici limitinin altında kalan tüketici,

c) İlk defa bağlantı anlaşması yapılmış kullanım yerinde elektrik enerjisi tüketen tüketici , serbest olmayan tüketici olarak kabul edildiği belirtilmiş , aynı maddenin 2. fıkrasında da serbest olmayan tüketicilerin elektrik enerjisi ve/veya kapasiteyi sadece bulunduğu dağıtım bölgesindeki görevli tedarik şirketi ile perakende satış sözleşmesi yaparak temin edebileceği düzenlenmiştir.

Aynı yönetmeliğin ‘Perakende Satış Sözleşmesi’ başlıklı dördüncü bölümünün 21. ve devamı maddelerinde ise; perakende satış sözleşmesi başvurusu, kapsamı, sözleşmenin imzalanması, sözleşmenin taraflarının hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin süresi, sona ermesi düzenlenmiştir.

Anılan Yönetmelikin ‘Sözleşmenin süresi ve sona erme’ başlıklı 24. maddesinin 5. fıkrasına göre;

“Bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan veya sonlandırarak ayrılması ve farklı bir gerçek veya tüzel kişinin, aynı kullanım yeri için yeni bir perakende satış sözleşmesi ya da ikili anlaşma başvurusunda bulunması halinde görevli tedarik şirketi tarafından;

a) Önceki tüketicinin ödenmemiş borçlarının bulunması halinde, söz konusu borçlar, ilgili tüketicinin güvence bedelinden düşülmek suretiyle karşılanır ve ilgili sözleşme sona erdirilir.

b) Güvence bedelinin ödenmemiş borçları karşılamaması halinde, (a) bendi kapsamında işlem yapılır ve kalan borç önceki tüketiciden tahsil edilir.

c) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli olan bilgi ve belgelerin sunulması kaydıyla, yeni başvuru sahibiyle perakende satış sözleşmesi düzenlenir..” hükmü yer almaktadır.

Yine aynı maddenin 6. fıkrasında beşinci fıkra kapsamında, bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan kullanım yerinden ayrılması halinde, görevli tedarik şirketinin, yeni başvuru sahibinden söz konusu yerin kullanım hakkına sahip olduğunu belgelemesini isteyebileceği düzenlenmiştir.

Bu açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacının maliki bulunduğu taşınmaz için davalı şirkete elektrik aboneliği tesisi için başvuruda bulunduğu ancak önceki abone (dava dışı kiracı ...'ın) borcu bulunduğu gerekçesiyle, davalı şirket tarafından talebinin yerine getirilmediğini belirterek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereğince; perakende satış sözleşmesi yapılırken talepte bulunandan elektrik borcunun olmadığını gösterir borcu yoktur belgesinin istenemeyeceği, aynı kullanım yerine ait önceki abonenin tüketimlerinden kaynaklanan borçları yeni abonelik isteyenin üstlenmesinin talep edilemeyeceği, bu haliyle elektrik aboneliği tesisinin önceki abonenin borcu nedeni ile geri çevrilemeyeceği açıktır.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; davanın açıldığı tarihte abonelik başvurusunda bulunduğu taşınmazın maliki olan davacı ile önceki abone olan kiracı arasında muvazaalı işlem bulunduğu iddiasının davalı tarafça ispat edilemediği, ilgili mevzuattaki koşulları yerine getiren davacının davalı şirketçe yaratılan muarazanın giderilmesi istemli dava açmakta haklı olduğu ancak yargılama sırasında taşınmazını üçüncü şahsa devretmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı gözetilerek; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının dava açmakta haklı olduğu nazara alınmak suretiyle yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 05/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.