"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/89 E., 2022/416 K.
DAVA TARİHİ : 06.02.2014- 06.02.2015
KARAR : Red-Kabul
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali ve menfi tespit davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararı asıl dava davacısı birleşen dava davalısı vekili duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde gelen davacı/karşı davalı vekili Av. ... ile davalı/karşı davacı vekili Av. ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı birleşen dava davalısı vekili, asıl dosyada, davacı ile aralarında araç alım satım ilişkisinin olduğunu, araç bedelinin 420.000 TL olarak kararlaştırıldığını, bedelin 89.250 TL’sinin dava dışı finansman şirketinden kredi temin edilerek ödendiğini, bakiye 240.000 TL için ise taraflar arasında rehin sözleşmesi yapılarak teminat altına alındığını, davalının borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Bozmadan sonra birleştirilen birleşen davada davacı asıl dava davalısı vekili, davalı asıl dava davacısı ile aralarındaki araç alım satım ilişkisinden kaynaklanan bakiye 240.000 TL için rehin sözleşmesi yapıldığını bir de senet verdiğini, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmış olmasına rağmen davalı asıl dava davacısı tarafından senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ve kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığını, oysaki araç satış bedelinden rehinle teminat altına alınan bakiyeden başka bir borcu kalmadığını, buna ilişkin olarak da davalı asıl dava davacısı tarafından kapalı fatura düzenlenip verildiğini, noter satış sözleşmesinde de satış bedelinin tamamen ödendiğinin yazılı olduğunu ileri sürerek Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2014/6843 sayılı dosyasında takibe konulan bono nedeniyle davalıya 189.250 TL borçlu olmadığının tespitine, fazladan tahsil edilen miktarın da tahsil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı birleşen dava davacısı vekili, arabanın devri sırasında davacı lehine araç üzerine 240.000 TL rehin konulduğunu, aracın müvekkiline devrinden sonra müvekkili tarafından borcun kalan kısmının ödenmemesi üzerine müvekkili aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu rehin sözleşmesinin 29.03.2013 tarihli olduğunu, müvekkilinin dava dışı şirketten kredi alarak 01.04.2013 tarihinde yani rehin tesisinden sonraki tarihte rehin alacaklısı davacı birleşen davalıya ödeme yaptığını fakat bu bedelin mahsup edilmediğini ileri sürerek kısmı itirazlarının haklı olduğunu savunmuştur.
Birleşen davada davacı asıl dava davalısı vekili, taraflar arasında tüketici işlemi oluşmadığını, davacı asıl dava davalısının satış bedelinden bakiye borcu bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.03.2015 tarih ve 2014/59 E.- 2015/114 K. sayılı kararı ile; asıl dava olan itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 05/06/2018 tarih ve 2015/40253 E.- 2018/6630 K. sayılı ilamı ile; davalının oto satış galerisi işlettiği ve bu işi meslek edindiği ve 4077 sayılı yasa kapsamında satıcı sıfatını taşıdığı, davacının da tüketici kapsamında olduğu ve bu itibarla davaya bakmanın Tüketici Mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenle mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Taraflar arasındaki satış sözleşmesinin 28.03.2013 tarihinde imzalandığı, sözleşmede araç bedelinin 420.000 TL olduğunun ve bedelin tamamının ödendiğinin belirtildiği, sözleşme tarihinden önce 27.03.2013 tarihinde 30.05.2013 ödeme tarihli 340.000 TL bedelli kambiyo senedinin düzenlendiği, araç satışına ilişkin kapalı faturanın 28.03.2013 tarihinde düzenlendiği, araç satış sözleşmesinin düzenlendiği tarihte Mersin 9. Noterliği'nin 10343 yevmiye numaralı borç ve rehin sözleşmesi ile dava konusu aracın 240.000 TL rehin bedeli ile alacaklı ... adına rehnedildiğini, rehin sözleşmesinde 30.05.2013 tarihli 1 adet senet bedeli karşılığı için olduğunun belirtildiği, 30.05.2013 tarihli kambiyo senedi 340.000 TL bedelli olarak düzenlenmiş ise de; kambiyo senedinin noter satış senedinden önce düzenlendiği, noter satış senedinde bedelin tamamının ödendiğinin belirtildiği, noter satış sözleşmesinden sonra düzenlenen rehin sözleşmesinin 30.05.2013 ödeme tarihli senet karşılığında düzenlendiği ve rehin bedelinin 240.000 TL olarak belirtilmesi nedeniyle rehin tarihi itibari ile davalının borcunun 240.000 TL olduğunun anlaşıldığı, davalının rehin sözleşmesinin düzenlendiği tarihten sonra 01.04.2013 tarihinde davacıya ödeme yaptığı, davalı tarafından yapılan 89.250 TL ödeme dikkate alınmaksızın davacı tarafından toplam alacak miktarı olan 240.000 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının takibe 89.250 TL lik kısım yönünden itiraz ettiği, davalının itirazının haklı olduğu gerekçesiyle davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının reddine karar vermek gerektiği, menfi tespit davası yönünden yapılan değerlendirmede; yukarıda açıklanan nedenlerle davalının davacıya araç satış bedeli nedeniyle toplamda 240.000 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, borcun 89.250 TL sinin VDF den kullanılan kredi ile davacıya ödendiği, kalan kısmın rehinli aracın satışından elde edilen para ile ödendiği, davacının bunun dışında alacağının bulunmadığı, Mersin 3. icra Müdürlüğünün 2014/6843 sayılı dosyasındaki takibin bu nedenle mükerrer takip olduğu, davalının iş bu icra dosyası nedeniyle davacıya borcunun bulunmadığının anlaşıldığı ve taleple bağlı kalınarak davacı ...'nın iş bu icra dosyası nedeniyle 189.250 TL borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına dava tarihine kadar yapılan ödemelerin dava tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile iadesine karar vermek gerektiği, kaldı ki taraflar arasındaki araç satış işleminin tüketici işlemi niteliğinde olduğu, 6502 Sayılı Kanunun 4/5. Maddesi gereğince tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemedi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu hükme aykırı olarak düzenlenen kıymetli evrakın tüketici yönünden geçersiz olacağı, Mersin 3. icra Müdürlüğünün 2014/6843 sayılı kambiyo senetlerine özgü takibe konu senedin belirtilen düzenlemeye aykırı olarak ... yazılı olarak düzenlenmiş olması nedeniyle takibe konu senedin davacı tüketici yönünden geçersiz olduğu, bu senede dayanarak tüketiciye karşı kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağı, bu gerekçe ile de davacının Mersin 3. icra Müdürlüğünün 2014/6843 sayılı dosya nedeniyle borçlu olmadığının ... olduğu” gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Davalı vekili, dava ve cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek temlik hususunun geçersiz olduğunu, davalı birleşen dava davalısının beyanlarının çelişkili olduğunu, bu beyanları ile birleşen davada ispat yükünü kendi üzerine aldığını, ortada mükerrer bir tahsil durumu bulunmadığını, alınan bilirkişi raporlarında da alacaklı olarak tespit edilmelerine rağmen mahkemece raporlara itibar edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca 6502 sayılı Yasa nın 4/5 maddesinin eldeki davaya uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe yapılan itirazın iptali, birleşen davada ise başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1 ... maddesi: Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi: Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, göreve ilişkin bozma ilamına uygun şekilde karar verildiği, ayrıca, taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinde araç bedelinin tamamen ödendiği, asıl dava davacısı birleşen dava davalısının satış bedelinin tamamı için düzenlemiş olduğu kapalı faturanın varlığı ve taraflar arasında düzenlenen 29.03.2013 tarihli rehin sözleşmesinin içeriğine göre mahkeme kararının doğru olduğu; ancak, mahkeme gerekçesinde, her ne kadar, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4/5 ... maddesi de gerekçeye dayanak yapılmış ise de somut olayda taksitli satışa ilişkin bir durum bulunmadığı ve anılan Kanun maddesinin somut olaya uygulanamayacağı gözetildiğinde gerekçeli kararın 5 ... sayfasının son paragrafının gerekçeden çıkarılması gerektiğinin anlaşılması karşısında Mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin asıl dava davacısı birleşen dava davalısından alınarak, asıl dava davalısı birleşen dava davacısına verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.