Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7509 E. 2023/2142 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) davalı şirkete tahsis edilen taşınmaza ait hizmet katkı payı bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının OSB’ye ait ticari defter kayıtları ve Yönetim Kurulu kararları doğrultusunda belirlenen hizmet katkı payı borcunun ödenmesi gerektiği, davalının bu konudaki itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve davacı OSB'nin kamu alacakları kapsamında olmadığı için 6183 sayılı Kanun'un uygulanamayacağı gözetilerek, kabul edilen alacağa yasal faiz yerine avans faizi yürütülecek şekilde düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/526 E., 2022/955 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/42 E., 2022/8 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde gelen davacıyı temsilen ... ... ve vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının 18.03.2013 tarihli başvurusu üzerine toplam 60.660,92 m² büyüklüğünde altı adet parselin, ... işleme bilezik, ... işleme alyans, ... değerli ... ve rafinajı işi yapmak üzere davalı şirkete tahsis edilmesine karar verildiğini, daha sonra davalının talebi üzerine tahsis edilen alanların genişletildiğini ve bunlar için ayrı ayrı yatırım taahhütnameleri imzalanarak arsa payı bedelleri ile arsa payı fark bedellerinin tahsil edildiğini, yine davalının talebi üzerine toplam 178.718,02 m² büyüklüğünde 16 adet parselin daha "..., ..., değerli ... imalatı ve ... rafinajı tesisi" kurulması amacıyla davalıya tahsis edildiğini söz konusu parsellerin birleştirilmesi sonucu 202.407,23 m²lik 4214 ada 32 nolu parsel oluştuğunu, 12.09.2017 tarihli yazı ile 2015 hektarlık alandan davalı firmaya yapılan arsa tahsislerine ilişkin arsa payı bedellerinin ödendiğini, hizmet katkı paylarının ise bölgenin altyapı inşaatları tamamlandığında yürürlükte bulunan hizmet katkı payı bedelleri üzerinden ödenecek şekilde ertelenmesi konusunda mutabakat sağlandığını daha sonra müteşebbis heyet kararı gereğince ödenmesi gereken hizmet katkı payına ilişkin ödeme planı yapılarak davalıya bildirdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine Çorum 3. Noterliğinin 05.02.2018 tarih ve 3904 yevmiye sayılı ihtarname düzenlenerek ödeme yapılmasının bildirilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı hakkında toplam 2.549.048,31 TL hizmet katkı payı alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, ileri sürerek; davalının haksız itirazının iptali ile takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu yer için arsa payı bedelinin henüz yapılmamış olan alt yapı hizmetlerine bağlı olan hizmet katkı payı bedeli ile birlikte 8,00 TL m² üzerinden hesaplanacağının sözlü olarak bildirildiğini, arsa ve hizmet tahsisi yapılacağının bildirildiğini, rızası olmamasına rağmen daha önce tahsisi yapılan 154 adada yer ... parseller için arsa payı farkı tahsil edildiğini, tahsisi yapılan tüm parsellerin tevhidi ile 4214 ada 32 parselde arsa alanının 202.407,23 m²'ye ulaştğını ve tüm bedellerin kararlaştırılan orandan ödendiğini, altyapı hizmetlerinin bir parçası olan elektrik enerjisi temini için 543.296,54 TL tutarında bir bedel ödediklerinin davacı tarafından bilindiğini, sadece elektrik ve su nedeniyle karşılaştığı finansman yükünün OSB sınırları içerisinde faaliyette bulunan diğer işletmelerden kat be kat fazla olduğunu, kendisinden fahiş miktarda hizmet katkı payı tahsil edilmeye çalışıldığını, davacının talep ettiği bedeli neye istinaden belirlediğinin muamma olduğunu, davacının 13.11.2013 tarihli dilekçesinde hizmet katkı payı bedellerini, hizmetler tamamlandığında belirlenen o günkü bedel üzerinden ödenmesine yönelik bir talebin bulunmadığını, davacıya dava konusu hususta hiçbir borcunun bulunmadığını, 23.10.2017 tarihli dilekçe ve açıklamalar dahilinde 2013 yılı içerisinde alt yapı hizmetleri de bulunan arsa payı ve hizmet katkı payı bedeli toplamının 12,50TL m² birim fiyat üzerinden hesaplanarak, bu bedelden o güne kadar ödedikleri tüm bedeller düşüldükten sonra bakiye bedelin ihtirazi kayıt şartı ile 29.12.2017 tarihinde 296.500 TL ve 08.01.2008 tarihinde 707.888 TL olmak üzere ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Organize Sanayi Bölgesi Kanunu'nun 12 nci maddesi ile OSB'lerin gelirlerinin, 16 ncı maddesi ile yönetim aidatları ve hizmetlerin nasıl belirleneceği ve masrafların nasıl karşılanacağının, 20 nci maddesi ile de OSB'lerin yetki ve sorumluluklarının belirlendiği, buna göre alt yapı katılım bedellerinin katılımcılar tarafından karşılanması gerektiği, davalının ödeyeceği hizmet katkı payı bedellerinin oranının usulüne uygun olarak davacı tarafça tespit edildiği, bilirkişi raporunda da hesaplandığı üzere bu miktarın 2.208.992,16 TL olduğu, dolayısıyla bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, ödenecek miktar konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu ve bu nedenle takipten önce davalı usulüne uygun olarak temerrüte düşürülmediği için takip tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Çorum İcra Müdürlüğünün 2018/61376 E. sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 2.208.992,16 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin ve usul ekonomisi gereği birleştirme talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemece hizmet katkı payı gecikme zammı ve icra inkar tazminatının reddine karar verildiğini, Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili mevzuatlar gereğince müteşebbis heyetlerin alt yapı katılım paylarının tahsilatında gecikme olması halinde yaptırımları belirleyebileceğini ve heyet tarafından 6183 sayılı Kanundaki gecikme zammının uygulanmasına karar verildiğini, bu nedenle bu zammın uygulanması gerektiğini, icra inkar tazminatının tahsilinin gerektiği, borçlunun belirlenebilir alacağa haksız yere itiraz ettiği, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; taraflar arasındaki davanın alacak davası olduğunu, tüm delillerin toplanmadığını, hizmet katkı payına esas alınan kriterlerin tespit edilmesi gerektiğini, hizmet katkı payı alınmayan kuruluşlar bulunduğunu, imar planının kesinleşip kesinleşmediğinin dahi belirlenmediğini, yapılan ödemenin dikkate alınmadığını, davaların birleştirilmesi taleplerinin bulunduğunu, ayrıca vekalet ücretinin de hatalı tespit edildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, davalının basiretli bir tacir olduğu, imzaladığı yatırım sözleşmesiyle bağlı olduğu, alınan hizmetten dolayı tespit edilen katılım payından sorumlu olduğu, alacağın likit olmayıp yargılama sonucu tespit edildiği, 6183 sayılı Kanun'daki gecikme zammı oranı uygulanmasının Kanunda belirlenen kurumlarla sınırlı olduğu, bu açıdan gecikme zammı uygulanması talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, birleştirilmesi beklenmesi istenilen dava dosyasının beklenmesinin bu dosya için bir yenilik getirmeyeceği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti düzeltilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Çorum İcra Müdürlüğünün 2018/61376 E. sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 2.208.992,16 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemece asıl alacağın eksik hesaplandığını yine asıl alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 51 ... maddesi gereğince işleyecek gecikme zammıyla tahsili talebi ile şartları mevcut olmasına rağmen icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteşebbis heyetin 27.04.2017 tarihli ve 115/3(i) sayılı kararı gereğince; 2017 yılında yürürlükte bulunan OSB Uygulama Yönetmeliğinin 35 ... ve 35/A maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak elektrik, su, doğalgaz ve benzeri satış bedelleri ile altyapı katılım paylarının ödeme şartlarının belirlenmesi ve gecikme halinde 6183 Sayılı Kanun'un 51 ... maddesinde belirlenen gecikme zammının uygulanması yönünde karar alınarak ilgili kararın uygulandığını, yine 02.02.2019 tarihli ve 30674 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan OSB Uygulama Yönetmeliğinin 59 uncu maddesinin, 06.08.2019 tarihli ve 30854 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan OSB Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 14 üncü maddesi ile revize edilerek, altyapı katılım paylarının ödenmesinde gecikme halinde 6183 sayılı Kanun'un 51 ... maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanması esası getirildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; hakkaniyet ve dürüstlük kuralı gereği davacının ... taraflı belirlediği bedelin yerinde olup olmadığı hususunun denetlenmediğini, dayandığı tüm delillerin toplanmadığını, davacı tarafın keyfi davranışlar sergileyerek ... taraflı aldığı kararlar ile farklı uygulamalarda bulunduğunu, imar planının kesinleşip kesinleşmediğinin dahi belirlenmediğini, yapılan ödemelerin yeniden değerlendirmesinin yapılmadığını, davaların birleştirilmesi taleplerinin bulunduğunu, ilgili dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalıya tahsis edilen taşınmaza ait hizmet katkı payı bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun (4562 sayılı Kanun) 5 ... maddesinde Organize Sanayi Bölgesinin bir ... hukuk tüzel kişiliği olduğu açıkça düzenlenmiştir.

2. Aynı Kanun'un 4 üncü maddesinde; “ ...OSB sınırları içerisinde yapılacak imar ve parselasyon planları ve değişiklikleri, OSB tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanır ve Bakanlıkça onaylanır. Onaylı imar planları valilikçe tespit edilen ilan yerlerinde, Bakanlığın internet sayfasında bir hafta süre ile ilan edilir. Askı süresinin sonunda Bakanlıkça yürürlüğe konulur ve ilgili kurumlara bilgi için gönderilir. Bir haftalık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar Bakanlığa veya valiliğe yapılır. Bakanlık itirazları ve planları on beş ... içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar...” hükmüne yer verilmiştir.

3. Yine aynı Kanun'un 20 ... maddesi uyarınca; OSB'lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğal gaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve ... kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı sadece OSB'nin yetki ve sorumluluğundadır. OSB'de yer ... kuruluşlar, alt yapı ihtiyaçlarını OSB'nin tesislerinden karşılamak zorundadır. OSB'nin izni olmaksızın alt yapı ihtiyaçları başka bir yerden karşılanamaz ve bu amaçla münferiden tesis kurulamaz. Bu kuruluşlar kendilerine tahsis edilen alt yapı kullanma hakkını başka kuruluşlara devir ve temlik edemez ve başkalarının istifadesine tahsis edemez.

4. 22.08.2009 tarihli ve 17327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu müteşebbis heyet kararının verildiği tarihte halen yürürlükte olan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'nin ''Müteşebbis heyet ve genel kurulun görev ve yetkileri'' başlıklı 35 ... maddesi; "Katılımcı ve kiracılardan tahsil edilecek yönetim aidatları, elektrik, su, doğalgaz ve benzeri satış bedelleri, varsa altyapı katılım payları ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak cezalara ilişkin esasları belirlemek,. " hükmünü içermektedir.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ''Borçlunun Temerrüdü'' başlıklı 117 nci maddesi; ''(1) Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. (2) Borcun ifa edileceği ..., birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.'' şeklindedir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, mevcut yazışma ve beyanlardan dava konusu yere ait imar parselasyon planının 09.01.2013 tarihinde, revizyon imar planının ise 09.07.2014 tarihinde Bakanlık onayı ile yürürlüğe girdiğinin anlaşılması karşınında imar planına itiraz edildiği veya imar planının iptali için açılmış bir dava bulunduğu hususunun iddia ve ispat edilmediği, dava konusu taşınmaza ait altyapı çalışmalarının 2017 yılında tamamlandığı hususunda ihtilaf bulunmadığı gibi davalı tarafça borca mahsuben kısmi ödemeler yapıldığı, altyapı hizmetinin nitelik ve niceliğinin her yatırımcı için eşit olamayacağı, bu nedenle belirlenen oranların değişiklik gösterebileceği, davacının 08.05.2013 tarihli yazısı ile imar planı kesinleşmesi ve parselasyon planlarının tamamlanmasının ardından Yönetim Kurulunca belirlenen o günkü bedel üzerinden hizmet katkı payı alınacağının davalıya bildirildiği, 11.11.2013 tarihli yazı ile arsa ve hizmet katkı payı tutarlarının belirlendiği ve davalının bu oranlara açık itirazda bulunmadığı gibi 13.11.2013 tarihli yazısı ile de bu hususun bilgisi dahilinde olduğunun kabulü gerektiği, keza dava konusu talebe esas alınan hizmet katkı payı oranının daha önce belirlenen ve tarafların kabulünde olan oranlarla aynı olduğu, davalının basiretli tacir olduğu ve imzalamış olduğu sözleşmelerde ve mevcut yazışmalarda herhangi bir ihtirazi kayıt bulunmadığı gibi arsa tahsislerine ilişkin arsa payı bedellerinin de belirlenen oranda ödendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya ait ticari defter ve kayıtlar incelenerek 31.12.2017 tarihine kadar yapılan toplam harcama tutarının belirlendiği, dava konusu müteşebbis heyet kararının verildiği tarihte halen yürürlükte olan Yönetmelik ile ödemelerin zamanında yapılmadığı taktirde gecikme süresi için ödenmeyen tutara T.C. ... tarafından kısa vadeli reeskont ve avans işlemlerine uygulanan faiz oranında gecikme cezası uygulanacağının düzenlendiği, kaldı ki 6183 sayılı Kanunun'un 1 ... ve 3 üncü maddelerinde bu Kanun'un uygulanacağı kuruluşlar arasında davacının içinde bulunduğu ... hukuk tüzel kişilerinin yer almadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Davalı tacir olup, taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri içinde ticari iş sayılır. Bu nedenle davacı, avans faizi isteminde bulunabilir. Bu durumda Mahkemece, kabul edilen alacağa avans faizi yürütülecek şekilde karar verilmesi gerekirken, yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 ... maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1 ... fıkrasının a) bendinde yer ... ''yasal faiz'' ibaresi hükümden çıkartılarak, yerine; ''avans faiz'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya, davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.