"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/157 E., 2022/1308 K.
DAVA TARİHİ : 18.09.2016
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/1123 E., 2020/739 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, menfi tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ajans ile 28.08.2013 tarihinde hibe sözleşmesi imzaladığını, sözleşme uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, düzenlenen tüm evrak ve sözleşmelerin süresi içinde davalı tarafa verildiğini ancak davalı tarafça gönderilen yazıların taraflarına tebliğ edilmediğini, 23.01.2015 tarihli karar ile davalının haksız şekilde sözleşmenin feshine karar verdiğini ve ön ödemenin kullanılan kısmının yasal faiziyle toplamda 63.960 TL olarak iadesinin talep edildiğini, buna dair yazının da kendisine ulaşmadığını ve yeni haberdar olduğunu, sözleşme feshine gerekçe yapılan hususların gerçek dışı olup resmi evraklarla ve kendi içinde çelişkili olduğunu, davalının sahte evrak düzenlediğini, ihale için köye gözlemci gelmediğini, tutanakların sahte olduğunu, projenin bitiş tarihi olarak kararlaştırılan 29.08.2014 tarihinin uzatılarak 01.12.2014 tarihi olduğunu, sözleşmenin feshi kararında taraflarına erken uyarı yazısı gönderildiği belirtilmiş ise de bu yazının taraflarına ulaşmadığını, davalının sözleşmeyi haksız olarak kendisine borç bıraktığını, sözleşme için 7.000 TL damga vergisi, 30.000 danışmanlık ücreti, 58.000 TL muhasebe ücreti ödendiğini ve zarara uğradıklarını iddia ederek; sözleşmenin feshinin geçersizliğinin ve davalıya 63.960 TL borçlu olmadığının tespitine, haksız fesih sebebiyle maruz kaldığı zararlar, masraflar, mahrum kalınan hak ve alacaklar için belirsiz alacak davası olarak 300 TL, 300 TL masraflar ve 400 TL mahrum kalınan hak ve alacaklar olmak üzere şimdilik 1.000 TL'nin 23.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının sözleşmenin gereklerini yerine getirmediğini, yapılan denetim ve raporlamalar neticesinde davacının satın alma faaliyeti kapsamında ilk kısım ihalenin yapıldığını ancak ihale yapılan tarafla sözleşme yapılmadığını, araçların temin edilmediğini, ikinci kısım ihalenin ise yapıldığını ancak kimsenin katılmadığını, bu sebeplerle sözleşmenin 12.3 maddesi uyarınca feshedildiğini, yazıların davacıya tebliğ edilmediği iddia edilmiş ise de zaten bu yazışmaların bilgilendirme içerdiği ve sözleşme uyarınca tebliğinin gerekmediği, sözleşme süresinin uzatılıp uzatılmadığının da sonuca etkili olmadığı, sözleşme süresi sonuna kadar gereği yapılmadığından resen fesih yetkisinin bulunduğunu, davacının zarar iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve belirsiz alacak davası açılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafından davacıya gönderilen yazıların Kooperatif yetkilisine tebliğ edildiği, dinlenen tanık beyanlarından davalı temsilcilerinin gözlemci olarak 12.08.2014 tarihinde davacı Kooperatifin bulunduğu Kemerli Köyüne gittiklerinin anlaşıldığı, davalı tarafından bu hususa ilişkin düzenlenen tutanağın sahte olmadığı, dava konusu TRC3/13/RSG/0105 numaralı sözleşmenin 12.3 maddesinin (b) bendinde destek yararlanıcısının sözleşmede belirtilen son tarihe kadar ara/nihai raporu sunmaması, ödeme talebinde bulunmaması ve bu yükümlülüğü yerine getirmeyişinin kabul edilebilir bir gerekçesini ilgili raporun teslim süresi içinde sunmaması halinin fesih sebebi olarak belirlendiği ve bu hüküm ile davalı Ajansa sözleşmeyi tazminatsız fesih hakkı tanındığı, davacının bu yükümlülüğü yerine getirdiğini yargılama sırasında ispatlayamadığı, davacının kendisine verilen süre uzatımından faydalanarak ihale yolu ile sözleşmeye uygun mal almaya çalıştığı fakat bu girişimini sonuçlandıramadığı, davacının gerek sözleşmeye istinaden belirlenen süre içinde gerekse uzatma süresi içinde kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirdiğini, sözleşmenin raporlama ve ödeme düzenlemeleri başlıklı 4.1, 4.2 ve 4.3 maddeleri gereğince raporlarını davalıya sunduğunu, kendilerine yapılan ödeme ile süresi içinde sözleşme gereğince yatırım için gerekli alımları yaparak buna ilişkin harcama yaptığını iddia ve ispat etmediği, sözleşmenin davalı tarafından sürenin bitiminden sonra feshedildiği ve fesih bildirisinin davacıya ulaştığı, davalının haklı ve geçerli olarak feshettiği sözleşmeye istinaden davacıya ödediği parayı geri istemesinde sözleşmeye ve kanuna aykırı bir durum görülmediği, davacının maruz kalınan zararlar ile mahrum kalınan hak ve alacak konulu davalarını ispat edemediği, yaptığı masraflara ilişkin talebin ise belirsiz alacak davası konusu olamayacağı ve bu talep yönünden talebin dava şartı olan hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, davacını taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacı Kooperatifin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 14.08.2014 tarihinde davalıya yazı gönderilerek 24.07.2014 tarihinde ilana çıkılan ve 15.08.2014 tarihinde saat 13:00'da Kemerli ve Kavaközü Köyleri 24. Km Eruh/SİİRT adresinde yapılacak oturuma davet edildiğini, gerekli önlemlerin alınmasının talep edildiğini, davalının sözleşmenin feshine gerekçe yaptığı hususların gerçek dışı olduğunu, resmi evrakların kendi içerisinde çeliştiğini, evraklarının sahte olduğunu, resmi yazıda projenin bitiş tarihinin 29.08.2014 tarihi olduğu ancak davalı ... Sekreterliğinin 23.09.2014 tarihli ve 885 sayılı yazıları ile sözleşmenin 01.12.2014 tarihine kadar uzatılmasına karar verildiğini, gönderildiği iddia edilen erken uyarı yazısının ulaşmadığını, davalının kusurlu eylem ve işlemleri ile sebep olduğu olaylardan zarara uğradığını, bilirkişi raporu ile tebligatların usulsüz olduğu hususunun sabit olduğunu, sözleşmenin feshinin geçersiz olduğunu, maddi tazminata ilişkin davanın sübut bulduğunu, masraf talebinin usulden reddinin hatalı olduğunu, kısa kararda talebi esastan reddedilmesine rağmen gerekçeli kararda usulen reddedilmesinin çelişkiye neden olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; fesih yazısının bildirilmesinden önce davalı tarafından düzenlenen 18.08.2018 tarihli uyarı yazısı davacıya tebliğ edilmese de, 19.08.2014 tarihli yazı ile "projenin ek-1 kısmındaki faaliyetlerin tamamlanması konusunda gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi ve önlemlerin alınması hususunun " davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının 23.09.2014 tarihli yazısı ile sözleşmenin 01.12.2014 tarihine kadar uzatılmasına karar verildiği, 16.10.2014 tarihli erken uyarı yazısının sözleşmede yer alan doğru adrese tebliğ edilmediği anlaşılmış ise de davalı tarafından hazırlanan 07.11.2014 tarihli yazının davacının sözleşmedeki adresine tebliğ edildiği ve bu yazının sözleşme ile ilgili olarak satın alma faaliyetlerine başlanmadığı ve proje faaliyetlerinin tamamlanmadığı hususlarını içerdiği, davacı tarafından sözleşmedeki yükümlükleri yerine getirdiğine dair bir belgenin ibraz edilmemesi karşısında davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, kısa kararda davacının masraflara yönelik talebi yönünden; talebin reddine karar verilip gerekçeli kararda bu talebe yönelik alacağın belirlenebilir olması sebebi ile belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesi ile usulden ret kararı verildiği belirtilmişken hüküm fıkrasında "HMK'nın 114/1-h maddesinde yer alan hukuki yarara yönelik dava şartı yokluğu nedeni ile HMK'nın115/2 maddesi uyarınca usulden ret kararı" verildiği yazılmamış ise de gerekçeli karar bir bütün olarak değerlendirildiğinde talebin usulden reddine karar verildiği ve vekalet ücretinin de maktu vekalet ücreti olarak takdir edildiği anlaşıldığından davacı tarafın bu hususa yönelik istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve menfi tespit istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." hükmünü içerir.
3.Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle sözleşme süresinin dolmasına ve davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlayamadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.