"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm ile tavzih kararının, süresi içinde dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Gaziantep İli ... İlçesi ... Köyünde bulunan 115 ada 342 parsel sayılı taşınmazı 1973 yılında satın aldığını, 1982 yılında taşınmazının sınırları içerisinde kaldığı kanısı ile komşu 344 parsele fıstık ağacı ektiğini, emeğiyle bu taşınmazın değerinin 4-5 kat artttığını, mahsul vermeye yeni başlayan fıstık ağaçlarının taşınmazın maliki olan davalılar tarafından sahiplenildiğini ileri sürerek; iyi niyetle dikip yetiştirdiği antep fıstığı ağaç bedellerinin ve yapmış olduğu yararlı ve zorunlu giderler için şimdilik 1.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 27/02/2014 tarihinde dava değerini 99.940 TL’ye arttırmıştır.
Davalılar; maliki bulundukları taşınmaza tecavüz eden davacının iyi niyetli olmadığını, aleyhine müdahalenin men'i ve ecrimisil davası açtıklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davacının iyi niyetli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile ağaç bedeli olan 99.940 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar, davalıların temyizi üzerine, Dairece verilen 09/03/2016 tarihli ve 2016/2410 E. 2016/3551 K. sayılı ilamla; 58 adet ağaç yönünden davalıların sebepsiz zenginleştiklerinin kabul edilemeyeceğinden bu ağaçlar yönünden davanın reddine; kalan 116 adet ağaç yönünden ise, taşınmazın ağaçlı değeri ile ağaçsız değerinin ayrı ayrı bilirkişiye tespit ettirilip, aradaki farkın, o yerdeki ağaç sayısına bölünmesi suretiyle, davalılar yönünden, taşınmazdaki hisseleri itibariyle sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalıların hissesine düşen 11.241,96 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar, dahili davacıların temyizi üzerine, Dairece verilen 06/12/2021 tarihli ve 2021/7601 E. 2021/12525 K. sayılı ilamla; bozma sonrası alınan kök raporda, bozmaya uygun olmayan şekilde ağaçların bedelinin hesaplandığı belirtilerek, uyulan bozma kararında yer alan hesaplama şekline ve davacıların itirazlarını da karşılayacak nitelikte rapor alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davalıların hissesine düşen 32.984,58 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar vekilinin 22/08/2022 tarihli dilekçesi ile yaptığı başvuru üzerine mahkemece; yargılama giderlerinin tayininde hata yapıldığı, ayrıca vekil ile temsil olunan davalılar lehine reddedilen tutar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmediği gerekçesiyle, 07/09/2022 tarihli tavzih kararıyla hükmün düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm ve tavzih kararı, dahili davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, davalı tarafın yasal süresi içinde yaptığı başvuru üzerine mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi uyarınca davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olmasına göre, dahili davacıların tavzih kararına yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesi gereğince; "Hüküm yeterince açık değil ise, veya icrasında tereddüt uyandırıyor ise, yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyor ise, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilirler. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez veya değiştirilemez."
Bu madde hükmü uyarınca, davanın taraflarınca açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim, burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde davacı tarafından yapılan toplam 3.543,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 2.657,12 TL'sinin davalılardan alınmasına karar verilmiş olmasına rağmen, yargılama giderlerinin tayininde hata yapıldığı gerekçesiyle verilen tavzih kararıyla, 1.169,28 TL yargılama giderinin davalılardan alınmasına karar verilmesi suretiyle hükmün değiştirilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3)Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Dairemizin 09.03.2016 tarih ve 2016/2410 Esas 2016/3551 Karar sayılı ilamı ile; tazminat bedelinin, taşınmazın ağaçlı değeri ile ağaçsız değerinin ayrı ayrı bilirkişiye tespit ettirilip, aradaki farkın, o yerdeki ağaç sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanması yönünde bozma yapıldığı halde mahkemece hükme esas alınan 30.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda; taşınmazın ağaçlı bedelinden ağaçsız bedeli çıkartılıp o yerdeki ağaç sayısı yerine bedeline bölünerek tazminat miktarının hesaplanması yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle dahili davacıların tavzih kararına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün ve tavzih kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince dahili davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı Kanun'un Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.