Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7746 E. 2023/899 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının satın aldığı taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle, davacı taşınmazın rayiç değerinin tahsilini istemektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı, zapt sorumluluğu hükümleri gereğince davacının güncel zararından sorumlu tutulup ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerin davacıya ödenmesi gerekirken, davacının takas ettiği taşınmazdaki hissesi oranında tazminata hükmedilmesi hatalı görülerek kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1090 E., 2022/1098 K.

KARAR : Davalının istinaf başvurusunun kabulüne

İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen

kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akdağmadeni Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/410 Esas 2022/149 Karar

Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Akdağmadeni ilçesi, İbrahimağa mahallesi, 131 ada, 11 parsel, 4. kat, 8 nolu bağımsız bölümü davalı ...'den satın almak için mülkiyeti kendisine ve babasına ait Akdağmadeni ilçesi, Emek Mah., 571 ada, 3 parsel sayılı taşınmazı devretme konusunda anlaştığını ve tapuda karşılıklı devir yaptıklarını, dava dışı Necati Özsoy tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası neticesinde ...’den satın aldığı taşınmazın tapusunun iptaline karar verildiğini, ayrıca bu taşınmazı satın alırken davalının faklı bir taşınmazı göstererek iradesini de fesada uğrattığını, öncelikle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı ile anlaştıkları daire bedeli olan 120.000 TL'nin davalılardan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, aksi halde davalılara vermiş olduğu Akdağmadeni İlçesi, Emek Mah., 571 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın davalılardan ... adına olan kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; davacı ile aralarında bahse konu şekilde herhangi bir anlaşma bulunmadığını, anlaşmanın dava dışı ...... ile davacı arasında gerçekleştiğini, bir takım sebeplerden ötürü taşınmazın kendi adına kayıt ve tescil edildiğini, ...... ile davacı arasında taşınmazların karşılıklı olarak devri yönünde anlaşıldığı, ayrıca bedel farkının yine ......'ca davacı tarafa verildiğini, esasında 131/11 ada parsel, 4 üncü Kat, 8 numaralı bağımsız bölümün ......'ın mülkiyetinde olduğu, yine 571/3 ada parselde bulunan taşınmazın da ......'a devredilmesinin gerektiği ancak zaman ve para tasarrufu nedeniyle devir işlemlerinin kendisi ile davacı arasında yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıdan devralacağı taşınmaza karşılık olarak kendi üzerine kayıtlı taşınmazı devretme edimini üstlendiği ve Akdağmadeni Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/419 Esas ve 2019/97 Karar sayılı ilamı ile 19.10.2020 tarihi itibari ile davalının üzerine düşen edimin ifasının imkansız hale geldiği, bu haliyle davalının üzerine düşen edimi yerine getiremeyerek sebepsiz zenginleştiği anlaşıldığından, davacı tarafça ödenen 1.000 TL bedelin, davalı tarafça ödenen 14.000 TL'ye mahsubu ile kalan 13.000 TL'nin sözleşmenin imkansız hale geldiği tarihteki alım gücünün (236.702,69x13.000/69.109,12) 44.525,74 TL olduğu, bu bedelin bilirkişilerce hesap edilen bedelden mahsup edilmesi gerektiğinden (236.702,39-44.525,74) 192.176,65 TL oranında davalının sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle davanın kısmen kabulüne; 120.000 TL'lik alacağın dava tarihinden (03.07.2015), 72.176,65 TL'lik alacağın ıslah tarihinden (28.01.2022) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinafa Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yanılma veya aldatma iddiasıyla açılacak davaların zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağını, davacının 28.01.2022 tarihli dilekçesinde davasını ıslah ettiğini, mahkemenin yapmış olduğu değerlendirmede davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine mi, yoksa irade bozuklukları hükümlerine mi dayandırıldığı konusunda dava dilekçesinin açıklattırılması gerekmekte ise de davacının ıslah ile davasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırdığı anlaşılmış olduğu, bu nedenle de zamanaşımı süresinin geçmediği belirtilmiş ise değerlendirmenin çelişkili oluğunu, dava dilekçesinde açıkça irade fesadına dayanıldığını, ıslahta ise hiçbir hukuki nedene dayanılmadığını, davanın TBK'nun borca karşı tekeffül hükümlerine göre açılması gerektiğini, zapta karşı tekeffül hükümlerinin ise dosya kapsamında oluşmadığının açık olduğunu, bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağını, davacının hakkını kötüye kullandığını belirterek istinaf incelemesi sonucu davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

C. GEREKÇE VE SONUÇ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında 131 ada, 11 parsel, 4 üncü Kat, 8 numaralı bağımsız bölüm ve...Mahallesi 571 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın devirleri tapuda satış olarak gösterilmiş ise de karşılıklı olarak (trampa) devredildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı ve davacıya edim olarak verilen taşınmazın elinden alınmış olduğu için davacının taşınmazın rayiç değerini istemesi yerinde olduğundan mahkemenin davayı kabul etmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla birlikte davacının devrettiği taşınmazdaki payı 1/2 olup mahkemece dava tarihi itibariyle bilirkişi tarafından belirlenen 82.091,76 TL rayiç değerin 1/2'si oranında tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı tazminat miktarına karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Akdağmadeni Asliye Mahkemesinin 17.03.2022 gün 2015/410 E. 2022/149 K. sayılı kararının yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına; davanın kısmen kabulü ile, 41.045,88 TL'lik alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde;İstinaf Mahkemesince ifanın imkansız hale geldiği 19.12.2020 tarihi itibari ile belirlenen 236.702,69 TL bedel yerine, dava tarihi olan 2015 yılı itibari ile bilirkişi raporunda belirlenen bedel olan 82.091,76 TL’nin hükme esas alınmasının hatalı olması ve davacının babası olan ...’ın oğlu olan davacıya ev alabilmesi için kendi hissesini bağışlamış olması nedeniyle taşınmazın tamamı üzerinden değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde; tasarrufun gerçekleştiği tarihle dava arasında üç yıllık süre geçmiş olması nedeniyle davanın zamanaşımına uğramış olması, kimse yaptığı muvazaalı işlem nedeniyle kendi muvazaasına dayanamayacağından tapudaki bedeller göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekeceği, davacı tarafın vermiş olduğu ıslah dilekçesinin hukuki sebepten yoksun olması, davanın Borçlar Kanunu’nun 214 üncü maddesi uyarınca zapta karşı sorumluluk hükümlerine göre açılması gerektiği, davanın ihbarının düzenlediği HMK'nun 61 inci maddesi hükmünce bildirimde bulunulmadığı, Türk Medeni Kanunu’nun, "Dürüst Davranma" başlıklı 2 inci maddesi hükmüne davacının aykırı davrandığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının satın aldığı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi sebebiyle, satın alınan taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun zapttan sorumluluk başlıklı 214 üncü maddesi şu şekildedir.

“Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.

Alıcı, elinden alınma tehlikesini sözleşmenin kurulduğu sırada biliyor idiyse satıcı, ayrıca üstlenmiş olmadıkça bundan dolayı sorumlu olmaz.

Satıcı, üçüncü kişinin hakkını gizlemişse, sorumluluğunu kaldırma veya sınırlama konusunda yapılmış olan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.”

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun tam zapt halinde alıcının hakları başlıklı 217 inci maddesi şu şekildedir.

“Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa, satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:

1. Satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini.

2. Satılanı elinden alan üçüncü kişiden isteyemeyeceği giderleri.

3. Davayı satıcıya bildirmekle kaçınılabilecek olanlar dışında kalan bütün yargılama giderleri ile yargılama dışındaki giderleri.

4. Satılanın tamamen elinden alınması yüzünden doğrudan doğruya uğradığı diğer zararları.

Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının satılanın elinden alınması yüzünden uğramış olduğu diğer zararları da gidermekle yükümlüdür.”

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ıncı maddesi şu şekildedir.

“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda taşınmazın zapt edilmiş olması nedeniyle davalının sorumlu olduğu, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması ve zamanaşımının ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlayacağından davanın zamanaşımına uğramadığının anlaşılmasına göre davalının tüm temyiz itirazları, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Türk Borçlar Kanunu’nun 214 üncü maddesine göre devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiştir. Hâl böyle olunca davalı ... zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13-618 Esas ve 2010/668 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu anlamda, Dairemizin yerleşmiş emsal kararlarında da belirtildiği üzere tazminat miktarı belirlenirken, davacının gerçek zararı esas alınmalıdır. Eş söyleyişle, davacı, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki taşınmazın rayiç değerini isteyebilir. Ancak davacı hakkında açılan tapu iptal davası 19.10.2020 tarihinde kesinleşerek bu tarih itibariyle uyuşmazlık konusu taşınmaz elinden çıkmışsa da temyize konu dava 03.07.2015 tarihinde açıldığı ve her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiğinden istinaf mahkemesince davacının dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç değerini isteyebileceğine karar vermesi yerinde olmuşsa da, tamamı davacı adına kayıtlı iken 3. kişi tarafından elinden alınan dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin tamamının davalıdan tahsiline hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile takas yaptığı taşınmazın ½ hisse sahibi olmasından dolayı taşınmazın rayiç değerinin ½'sinin davalıdan tahsiline dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının tüm temyiz itirazlarının, davacının sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ...'e yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.