"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/265 E., 2021/1195 K.
DAVA TARİHİ : 30.09.2015
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/341 E., 2019/104 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ...'in 20.12.1997 tarihli köy senedi ile diğer davalılar murisi ...a satıp devrettiği 409 parselde kayıtlı 550 m2 yeri, 24.12.1997 tarihinde köy senedi ile satın aldığını, üzerine ev yaptırdığı taşınmazı o zamandan bu yana kullandığını, 2014 yılında bu yeri satmak istediğinde taşınmaz üzerinde 1993 senesinde imar uygulaması yapıldığı ve Hazine adına 4143 parsel numarasını aldığını, beyanlar hanesinde kullanıcılarının 1977 tarihinden itibaren Abdurrahman Köle ve ... olduğunu, daha sonra ise 1809 ada 16 parsel Mandırlar Köyü olarak Hazine adına imar şerhi işlendiğini öğrendiğini, imar işlemlerinden başlangıçta bilgisi ve haberinin olmadığını, imar planına göre evin bulunduğu kısmın imar yolunda kaldığını, imar uygulamaları sırasında taşınmazın zilyet ve malikinin kendisine satış yapan kimseler olmadığının anlaşıldığını ileri sürerek; satış tarihinde taşınmaz için ödenen 500.000.000 TL (yeni 500 TL) ile 1998 tarihinde bina yapımı için sarfedilecek bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değerden ya da arsa ve binanın emsallerine göre dava tarihindeki değerlerinden fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; yer için 12.500 TL, bina için 37.500 TL olmak üzere toplam 50.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davaya cevap vermemiş, davalı ... vekili ön inceleme duruşmasında; müvekkilinin Antalya 6. Noterliğince düzenlenen 14.07.1992 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile Mandırlar 408 ve 409 parseldeki hisselerini ...den satın aldığını, daha sonra 550 m2 kısmını ...'a, onun da tamamını davacıya devrettiğini belirtmiş; davalı ... yazılı beyanlarında ve katıldığı duruşmada; davacının sözleşme konusu taşınmazın Hazine arazisi olduğunu ve imar planı dahilinde yol olarak ayrıldığını bilerek satın aldığını, arazinin başlangıçta Abdurrahman Köleli'ye ait iken davalı ...'e devredildiğini, babası ...'ın daha sonra yol vermek amacıyla davacıya satış yaptığını, kaldı ki gelen yazılara göre imar planlarının iptal edildiğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 24.12.1997 tarihli adi yazılı senette satışa konu olan 409 nolu parselin, dava konusu yerle herhangi bir bağlantısının olmadığı, davalılar murisi ...'ın diğer davalı ...'den aldığı yerin zilyetliğini davacıya eski 500 milyon liraya sattığı, yapılan işlemin geçersiz olup, geçersiz işlem nedeniyle taraflar aldıklarını iade etmekle yükümlü olduğundan zararın öğrenildiği 01.10.2014 tarihindeki ulaştığı değerin iadesi gerektiği, denkleştirici adalet ilkesine göre uzman bilirkişiden alınan raporda 15.030,45 TL hesaplanmış ise de talep aşılamayacağı gerekçesiyle; davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne, denkleştirici adalet ilkelerine göre hazırlanan rapor esas alınarak 12.500 TL tazminatın ... mirasçılarından dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı ...'nın dosyaya sunduğu dilekçe ve duruşmadaki beyanında sözleşme konusu yeri babası ...ın satarken imar yolu üzerinde kalacağını bilerek sattığını kabul ve beyan ettiğini, ...'den yeri satın almasından 4 gün sonra ...tarafından satış yapılmasının tesadüf olmadığını, iddia edildiği gibi satılan yerin 409 parselde veya ondan parselasyon sonucu ortaya çıkan parsellerde olmamasının hatta 4143 parselden parselasyon sonucu ortaya çıkan parsellerde kalmış olmasının neticeyi değiştirmeyeceğini, davacının iyi niyetle satın aldığı ve malik olduğunu zannettiği yere bina yaptırdığını, ağaç dikip yetiştirdiğini ve bu şekilde zarara uğramasına sebebiyet verildiğini, bina için talep ettikleri miktarın fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 37.500 TL olduğunu, bu değerin bilirkişilerin tespit ettikleri değerden daha az olduğunu, bu nedenle davanın her iki davalı yönüyle aynen kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dilekçesi ile talep edilen 50.000 TL tutarındaki tazminat miktarının 12.500 TL kısmının yer bedeli olarak, 37.500 TL kısmının ise bina bedeli olarak talep edildiğinin açıkça yazılı bulunması itibariyle, düzenlenen bilirkişi raporu ile dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda, davacı tarafından ödenen bedelin ulaştığı değerin 15.030,45 TL olduğunun belirlenmesi karşısında; HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak, 12.500 TL tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, davacının haricen satın alma tarihinden sonra inşa ettiği belirtilen bina değerine ilişkin tazminat talebinin, kayıt maliki olmadıkları anlaşılan davalılara yöneltilmesinin yerinde olmaması nedeniyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesinde ve davacı ile aralarında hukuki ilişki bulunduğu ispatlanamayan davalı ... yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre, Mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, harici taşınmaz satış sözleşmesine istinaden ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin ve taşınmazın satın alınmasından sonra üzerine yapılan bina değerinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26 ncı maddesinde; hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
2. Sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 634, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213, 1435 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satış sözleşmeleri geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda; davacı ile davalı ... arasında hukuki ilişki bulunmadığı, talepten fazlasına karar verilemeyeceği ilkesinin dikkate alındığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplama yapıldığı ve Ramazan mirasçıları olan diğer davalıların dava konusu taşınmazın maliki olmadıkları gözetilerek karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.