"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :...Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
(İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2022/1 E., 2022/1 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasındaki hakem kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekilleri Avukat ..., Avuka...ile davalı vekilleri Avukat ..., Avukat ...'nin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile arasında 28.05.2015 tarihli kira sözleşmesini düzenlediğini, sözleşme uyarınca Dalaman Havalimanı Dış Hatlar Terminali gümrük hattı dışı eşya satış mağazalarının işletme ve işlettirilme hakkını 31.12.2040 tarihine kadar davalıya devrettiğini, davalının kendisine devredilen işletme hakkı karşılığında her yıl için ayrı ayrı belirlenen asgari bir işletme ücreti ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının koronavirüs pandemisi ile mücbir sebep gerçekleştiğini ileri sürerek; garanti edilen minimum işletme ücretini ödemekten imtina ettiğini ve 2020 yılı için 9.925.043,42 Euro fark ücretini ödememek için tahkim yargılaması başlattığını, bu talebe ek olarak 2021 yılından sonraki yıllar için sözleşmede maktu olarak öngörülen garanti edilen minimum işletme ücretlerinin değiştirilmesini ve bu ücretlerin gelen yolcu sayısı ile orantılanmasını, yani sözleşmenin geleceğe etkili olarak uyarlanmasını talep ettiğini, daha sonra yargılamada sona yaklaşmışken, dilekçe teatisinin tamamlanmasından bir ay sonra ve duruşma yapılmasından bir hafta önce 2021 yılına ilişkin talebini ileriye yönelik uyarlama talebinden ayırarak 2020 yılına ilişkin talebe benzer bir şekilde ayrıca talep ettiğini ve bu kapsamda 11.673.692,39 Euro’luk yeni bir talep ileri sürdüğünü, böylece davalının talebinin 2020 ve 2021 yılları için yaklaşık 21,6 milyon Euro’nun ödenmemesi, 2022 ve devam eden yıllar için ise sözleşmede maktu olarak öngörülen garanti edilen minimum işletme ücretlerinin değiştirilerek bu ücretlerin gelen yolcu sayısı ile orantılanması olarak son halini aldığını, hakem kurulunca, yapılan yargılama sonucunda 2020 ve 2021 yılları için talebi kabul ettiğini, 2022 ve sonraki yıllar için ileri sürülen uyarlama talebini ise reddettiğini, tahkim masraflarını da taraflar arasında paylaştırdığını, hakem kurulunun 2020 ve 2021 yılları için verdiği karar ile geleceğe yönelik uyarlama talebindeki eksik red hükmü ile etkilenen masraf paylaştırma hükmünün iptali gerektiğini, hakem kararı için iptal sebebi doğuran en önemli nedenlerden birinin, davalının sözleşmede yazılı müzakere koşulunu yerine getirmeden tahkim yargılaması başlatmasını görmezden gelerek kendini yetkili sayması olduğunu, hakem kararının da hatalı bir şekilde de olsa 2020 yılına ilişkin bazı değerlendirmelerde bulunmuş ise de 2021 yılına ait talep bakımından müzakere şartının yerine getirilmediğinin kesin olduğunu ve bu konuda hakem kurulunun bir değerlendirme yapmadığını, müzakere şartı yerine getirilmeden başlatılan tahkim yargılamasında hakem kurulunun yetkisiz olduğunu, buna rağmen hakem kurulunun yetkisini etkilemediği sonucuna vardığını, hakem kararının taraflar arasındaki müzakere şartı yerine getirilmediğinden iptali gerektiğini, davalının tahkim yargılamasını ilk olarak 2020 yılı için garanti edilen minimum işletme ücretinin ödenmemesi ve 2021 ve takip eden yıllar için uyarlama talebiyle açtığını daha sonra ise 2021 yılına ilişkin talebini değiştirdiğini, bu değişikliğe derhal itiraz ettiğini ancak hakem kurulunun bu talebi yargılamaya dahil ettiğini, 2021 yılına ilişkin talebinin yargılamaya dahil edilmesinin iptale tabi olduğunu, hakkında hiçbir şekilde yargılama yürütülmeyen yeni bir talep hakkında hakem kurulunca karar verilmesinin kararın esasına etki eden önemli bir usule aykırılık olduğunu, bu yaklaşımı ile hakem kurulunun hem yetkisini aştığını hem de hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, her davanın açıldığı koşullara göre karara bağlanacağını, davanın açıldığı tarihte muaccel olmayan bir borç hakkında talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, bu talebin incelenmesinin bağımsız ve yeni bir yargılamayı gerektirdiğini, her ne kadar davalının 2021 yılına ilişkin ücretlerden geleceğe yönelik uyarlama talepleri kapsamında bahsetmişse de gelinen durumda ilk talep ile sonradan ileri sürülen talebin tüm sonuçları ve dayanaklarının tamamen farklı olduğunu, hakem kurulunun kararın kesinleşmesine kadar...10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/20 D.İş sayılı ihtiyati tedbir kararının devamına karar verdiğini, öncelikle hakem kurulunun Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı üzerinde bir karar vermek konusunda yetkili olmadığını, ikinci olarak ise davalının bu yönde bir talebi bulunmadığını, hakem kurulunun talepten fazlasına karar vererek yetkisini aştığını, hakem kurulunun ihtiyati tedbir kararına ilişkin hükmünün iptal edilmesi gerektiğini, hakem kurulunun davalının 2021 yılı sonrası taleplerini reddederken red hükmünü eksik kurduğunu ve talep edilenden azına karar verdiğini, bu hatalı karar neticesinde yargılama giderlerinden olan tahkim masraflarını da hatalı red hükmüne göre paylaştırdığından masraflara ilişkin hükmün de iptal edilmesi gerektiğini, hakem kuruluna davalı tarafından atanan hakemin duruşma sırasında taraflar arasındaki eşitliğe riayet etmeden davalı lehine davrandığını açık ve net bir şekilde ifşa etiğini, bir hakem gibi değil davalının vekili gibi davrandığını, davalı vekillerine tek bir soru sormadığı halde kendisine onlarca soru sorduğunu, bu soruların pek çoğunun davalı lehine sonuç doğurabilecek varsayımsal sorular olarak ortaya konulduğunu ve en önemlisi de bu soruların hepsinin davalının dahi argüman olarak ileri sürmediği hususlardan oluştuğunu, hakemin tarafsızlığını ihlal ettiğini, hakemlerin tarafsızlığı ve bağımsızlığının kamu düzeninden olup iptal nedeni olduğunu ileri sürerek;...Ticaret Odası Tahkim ve Arabulucuk Merkezi (İTOTAM) nezdinde yapılan tahkim yargılamasında 2021/2 E. sayılı dosyada verilen 27.05.2022 tarihli nihai hakem kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; koronavirüs pandemisi nedeniyle kira bedelinin 2020 yılı için yalnızca gerçekleşen ciro üzerinden hesaplanan işletme ücreti ile sınırlı olarak ödenmesi, 2021 ve sonraki yıllar için ise garanti edilen minimum işletme ücretinin 2019 yılında gerçekleşen yolcu sayısına göre yeniden tespit edilmesi, bu uygulamanın 2019 yılı yolcu sayısına ulaşılıncaya kadar sürdürülmesi hususunda hüküm tesis edilmesi talebiyle 18.01.2021 tarihinde İTOTAM nezdinde tahkim davası açıldığını, hakem heyetinin 27.05.2022 tarihli nihai kararını verdiğini, 25.06.2021 tarihli görev belgesi uyarınca hakem kurulunun atanması ve oluşturulması ile ilgili tüm usuli itirazlardan feragat edildiğini, davacının iptal için öne sürdüğü gerekçelerden hiçbirinin hukuken kabulünün mümkün olmadığını, 2021 yılına ilişkin talebinin yeni bir talep olmadığını, tahkim sürecinin en başından beri uyarlama istenilen dönemin 2020 ve 2021, 2022, 2013 ve 2024 yıllarını kapsadığını, zaten davacının davanın en başından beri bu talepleri dikkate alarak savunmalarını hazırladığını, 2020 yılına ilişkin olan kira bedelinin yalnızca işletme ücreti ile sınırlı ödenmesi talebini 2021 yılını da kapsayacak şekilde somutlaştırmasının hakem heyeti tarafından iddianın genişletilmesi olarak değerlendirilerek mevuzata uygun bulunduğunu, yapılan talep artışının gecikilerek yapılıp yapılmadığı, karşı tarafın savunma hakkını kısıtlama kastını taşıyıp taşımadığına ve davacı için haksız bir zorluk yaratıp yaratmadığına ilişkin karar yetkisinin salt hakem heyetine ait olduğunu, muaccel olmayan bir borç için talepte bulunulamayacağına ilişkin kuralın doğası gereği uyarlama davası için geçerli olabilecek bir kural olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla davaya bakan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hakem kararlarının iptal sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı, iddia edildiği gibi müzakere şartına uyulmadan doğrudan hakeme gidilmesinin kararın iptalini gerektirmeyeceği, sözleşmedeki tahkim şartını düzenleyen hüküm dikkate alındığında müzakere koşulunun ön koşul niteliğinde olmadığının anlaşıldığı, davalı tarafa davacının talep değişikliğine ilişkin beyanda bulunmak için süre ve imkan tanındığı, taraflar aksini kararlaştırmadığı sürece tahkim yargılaması sırasında iddia ve savunmalarını değiştirebileceği ya da genişletebileceği, bu durumun hakem kurulunun tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aşması olarak değerlendirilemeyeceği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.02.2012 tarih ve 2010/1 E., 2012/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere; iç hukuktaki kamu düzeninin çerçevesinin, Türk hukukunun temel değerlerine, Türk genel adap ve ahlak anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı genel siyasete, Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak prensip ve özel hukuka ait iyiniyet prensibine dayanan kurallara, medeni toplulukların müştereken benimsedikleri ahlak ilkeleri ve adalet anlayışının ifadesi olan hukuk prensiplerine, toplumun medeniyet seviyesine, siyasi ve ekonomik rejimine, insan hak ve özgürlüklerine aykırılık şeklinde çizilebileceği, iç hukukta kamu düzeninin, tarafların uymak zorunda oldukları, kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kurallar olarak anlaşılması gerektiği, hakem kararının kamu düzenine aykırı olduğunun tespiti halinde hakem kararının iptaline karar verilebileceği düzenlenmiş ise de; hakem kararının kamu düzenine aykırı olup olmadığının denetlenmesinin, esasa ilişkin hakemlerin doğru karar verip vermediğinin denetlenmesi anlamına gelmeyeceği, kamu düzenine aykırılık tespit edilmediği, Hakem Kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk Hukukuna göre tahkime elverişli olduğu, hakem heyeti tarafından tahkim dosyasında verilen hükmün usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, iptal sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Hakem Kurulunun, taraflar arasında kararlaştırılan müzakere şartı yerine getirilmeden tahkimin başlatılmasına rağmen kendini yetkili sayarak yetkisi hakkında hatalı karar verdiğini, hakem kararının hatalı bir şekilde 2020 yılına dair bazı değerlendirmelerde bulunmuş ise de, 2021 yılına ilişkin talep bakımından müzakere şartının yerine getirilmediğinin kesin olduğunu, dava tarihinde muaccel olmayan 2021 yılı kirasının davaya dahil edilmesinin pek çok nedenle iptal edilmesi gerektiğini, hakem kurulunun hem yetkisi aştığını hem de hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, hükmün eksik kurulduğu ve yargılama giderlerinin bu karara göre hatalı paylaştırdığını, davalı tarafından atanan hakemin tarafsızlığını ihlal ettiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tahkim yargılamasında verilen hakem kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 439 uncu maddesi “(1) Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür,
(2) a) Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu,
b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu Kısımda öngörülen usule uyulmadığı,
c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediği,
ç) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği,
d) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı,
e) Tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması hâlinde, bu Kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu,
f) Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği,
g) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,
ğ) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu, tespit edilirse, hakem kararları iptal edilebilir.
(6) İptal davası hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz incelemesi, bu maddede yer alan iptal sebepleriyle sınırlı olarak, öncelikle ve ivedilikle karara bağlanır. Temyiz, kararın icrasını durdurmaz.”
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, yukarıda yer verilen hakem kurulu kararının iptalini gerektirir bir nedenin somut uyuşmazlıkta bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.