"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/13 E., 2022/176 K.
HÜKÜM : Davanın Reddine
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılardan... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, murisleri ...'dan intikal eden dükkanda davalıların 1990 yılından bu yana kiracı olduklarını, halen ödenen kira bedelinin aylık 1.050 TL olduğunu, şifahi talebe rağmen davalıların kira bedelini artırmadığını, kira bedelinin emsalleri karşısında düşük kaldığını iddia ederek; kira bedelinin aylık net 10.000 TL olarak belirlenmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar; davalı ...'in kira sözleşmesine taraf olmadığını, son ödenen kira bedelinin 1300 TL olduğunu, 01.09.2010 tarihinde imzalanan yeni kira sözleşmesi nedeniyle kira bedelinin tespitinin talep edilemeyeceğini, davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 01.04.2014 tarihli ve 2013/466 E., 2014/186 K. sayılı kararla; kiraya verenin 1992 yılında vefat ettiği elbirliğiyle mülkiyetinde olan kiralananla ilgili açılacak davalarda mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu, davacı olarak yer almayan mirasçılar...'in davaya muvafakat etmesi gerektiği, ancak mirasçı İbrahim'in davaya muvafakat etmediğini bildirdiği gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararı, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince verilen 24.11.2014 tarihli ve 2014/12133 E., 2014/12906 K. sayılı ilamla; Türk Medeni Kanunu’nun 640 üncü maddesi hükmü uyarınca terekeye görevli mahkemede temsilci atanması için davacılara süre verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece; 24.05.2018 tarihli ve 2015/170 E., 2018/495 K. sayılı kararla; kira ilişkisinin 1990 yılında başladığı, 01.09.2010 tarihli sözleşmenin rayici yansıtmadığı, hak ve nesafete göre verilip kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı, kiracının tacir olduğu işyeri kiralarında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 344 üncü maddesinin yürürlüğünün 2020 yıla kadar ertelenmesi sebebiyle 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacağından yeni dönem kira bedelinin hak ve nesafete göre tespitinin talep edilebileceği, mecura 2013 tarihinde aylık 1.300 TL kira ödenmesi nedeniyle piyasa rayiçlerinin altında kaldığı, 01.09.2013 tarihi itibarıyla yeniden boş olarak kiraya verilmesi halinde aylık net kirasının 4.000 TL, brüt kirasının ise 5.000 TL olacağı, keşif neticesinde mecurun konumu, kullanım alanı, kullanım fonksiyonu, nitelikleri, piyasa rayiçleri dikkate alınarak resen ve takdiren %15 indirim yapılması gerektiği, davacılar Makbule ve Mehmet'in mirasçı olmadığı, davalı ...'in ise kiracı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile taşınmazın aylık kira beedelinin 01.09.2013 tarihinden itibaren brüt 4.250 TL ( net 3.400 TL ) olarak tespitine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacılar Makbule ve Mehmet'in davalarının aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ...'e yönelik davanın ise pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; karar, süresi içinde davacı tereke temsilcisi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairece verilen 19.12.2018 tarihli ve 2018/6800 E., 2018/13001 K. sayılı ilamla; kira ilişkisinin varlığını, kira sözleşmesinin başlangıç tarihini ve aylık kira bedelini ispat külfetinin davacıya ait olduğu, davalının sunduğu cevap dilekçesinde 1990 yılından itibaren kiracı olduğunu kabul ettiğine göre kiranın hak ve nesafet koşulları çerçevesinde belirlenmesinde bir usulsüzlük olmadığı ancak öncelikle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin başlangıç tarihi, kira tespiti talep edilen dönem ve son dönem kira bedelinin belirlenmesi gerektiği, davalının kira sözleşmesinin başlangıç tarihine karşı çıkmış olmasına ve davacının kira başlangıç tarihini yazılı belge ile kanıtlayamamasına göre kira başlangıç tarihinin tespiti hususunda davalının isticvabı sağlanmak suretiyle kira başlangıç tarihi ve süresi tespit edilerek sonucuna göre kira bedelinin tesbitine karar verilmesi gerektiğinden bahisle, tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin Mahkeme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 01.09.2010 tarihli kira sözleşmesinde kiracının davalı ..., kiraya verenin davacı Muharem olduğu, aylık 550 TL bedelle süresiz olarak
kiralandığı, hususi şartlar başlıklı 6. madde ile artış şartının düzenlendiği, TBK'nın 344/3 üncü maddesinde kira bedelinin tespiti davasının şartlarının düzenlendiği, 8 numaralı celsede bir kısım davacılar vekilinin; en son yapılan sözleşmenin 01.09.2010 tarihli olduğu, ancak kira ilişkisinin 1990 yılından bu yana devam ettiğini beyan ederek 01.09.2010 tarihli kira sözleşmesini dosyaya sunduğu, dava tarihi nazara alınarak en son düzenlenen 01.09.2010 tarihinden itibaren hesaplanacak beş yıllık dava açma süresi dolmadan açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan Makbule ve Hacer vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar... vekili; 16.02.2022 tarihli mazeretleri hakkında bir karar verilmeden hüküm kurulduğunu, dava şartı yokluğundan dava usulden reddedilmesine rağmen davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedildiğini, hükme esas alınan 01.09.2010 tarihli kira sözleşmesinin muvafakat olmaksızın tek mirasçı tarafından imzalandığını, diğer davacılar vekilinin sözleşmeyi kabulünün kendilerini bağlamadığını, davalı ... yargılama sırasında vefat ettiğinden mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.
3.Değerlendirme
1.Davalı ... yargılama sırasında vefat ettiğinden taraf ehliyeti son bulmuştur. Buna göre davalı ...'in mirasçıları davaya dahil edilerek yargılama devam edilmesi gerekirken, ölü kişi hakkında hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
2.Mahkemece taşınmazın aylık kira bedelinin 01.09.2013 tarihinden itibaren brüt 4.250 TL (net 3.400 TL) olarak tespitine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacılar Makbule ve Mehmet'in davalarının aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ...'e yönelik davanın ise pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine dair verilen 24.05.2018 tarihli karar, Dairece; hak ve nesafete göre belirleme yapılmasının yerinde olduğu ancak kira başlangıç tarihinin ve süresinin tespiti hususunda davalının isticvap edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bu sebeple kira bedelinin hak ve nesafete göre tespit edilmesi gerektiği konusunda davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
3.Diğer taraftan davalı ..., 26.06.2019 tarihli talimat duruşmasında kira sözleşmesinin 1990 yılının Nisan ayının birinci günü başladığını ve bir yıl süreli olduğunu beyan etmiştir.
4.Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle davalı ...'in mirasçılarının davaya dahili sağlanması, sonrasında uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmek ve davalı ...'in kira süresinin
başlangıcına dair beyanı dikkate alınmak suretiyle, usuli kazanılmış haklara da riayet edilerek uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
5.Bozma sebebine göre, temyiz eden davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1.Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
2.Bozma sebebine göre temyiz eden davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.