Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7930 E. 2023/2157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İptal edilen ihale nedeniyle ödenilen satış bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince, davacının dava dışı şirket ile davalı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan bir hakka sahip olmadığı ve davalıya karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1879 E., 2022/1898 K.

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Urla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/304 E., 2022/375 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali, olmadığı takdirde tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı tarafça 2886 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi gereğince ihale ile dava dışı Urla Atlas Marina Otelcilik Turizm İnşaat Limited Şirketine satılarak 21.07.2003 tarihinde tapuda tescili yapılan İzmir İli, Urla İlçesi, (Eski ... Mahallesi) ... Mahallesi, 2143 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın tamamını 29.11.2007 tarihinde 1.900.000,00 TL bedelle dava dışı şirketten satın aldığını, ihalenin iptali için açılan davanın kabulü üzerine ihale alıcısı aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının kabulü kararının kesinleşmesi üzerine tapunun 10.05.2013 tarihinde davalı adına hükmen tescil edildiğini, iptal edilen ihale bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, icra inkar tazminatına hükmedilmesini; bu talebinin kabul edilmemesi halinde ise 1.900.000,00 TL alacağın 10.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı ile aralarında hukuki ilişki bulunmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasında aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının yaptığı tescil ve buna ilişkin ödemelerde davalının taraf olmadığı gerekçesiyle, davacının davasının aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; yargılama sırasındaki itirazlarını tekrar ederek, kurulan hükmün hatalı olduğunu, halefiyet kavramının hiçe sayıldığını, hem tapunun hem de paranın davalı uhdesinde bulunduğunu, davalının dava dışı 3. kişiye satıp parasını aldığı gayrimenkulleri, davacı şirketin de dava dışı 3. kişiden yine parasını ödeyip satın aldığını, taşınmazın mülkiyetinin mahkeme kararıyla tekrar davalı adına tescil edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkı ihlal edilerek zarara uğradığını, tapuda taşınmazın edinilmesinden itibaren zararın ve faydanın davacıya geçtiğini, davalının icra takibine itirazında belirttiği nedenlerin geçerli olmadığını, hükmen tescilde mülkiyetin nakli tarihinin kararın kesinleşme tarihi olduğunu, 25.09.2008 tarihinde tapu iptal kararın kesinleşmesini müteakip aynı tarihte zarar doğduğunu, davalının icra takibine itirazında husumetten bahsetmediğini, ihalenin iptalinde kusurlu olan davalının mülkiyet hakkının ihlalinden açıkça sorumlu olduğunu, gayrimenkulün satış/ihale bedeli kadar zararın tazmin edilmesi gerektiğini, davalının haksız savunmalarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş olup terditli olarak ileri sürülen alacak talebinin de reddedildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; talebin ihale bedelinin iadesine ilişkin olması ve dava dışı Urla Atlas Marina Otelcilik Tur. İnş. Ltd. Şti. ile davacı arasındaki sözleşme içeriği dikkate alındığında, sözleşme ilişkilerinin nispiliği ilkesi kapsamında davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmiş, özellikle terditli olarak ileri sürülen alacak talebi bakımından husumetin olmadığını ileri sürmenin halefiyet kavramını yok saymak anlamına geldiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iptal edilen ihale nedeniyle ödenilen satış bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği; sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da, sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır.

2. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır.

3. Hukuk Genel Kurulunun 27.11.2013 tarihli ve 2013/439 E., 2013/1595 K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.

4. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı (aktif husumet ehliyeti) da o hakkın sahibine aittir. Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (pasif husumet ehliyeti). (... .../... .../... Ejder, Medeni Usul Hukuku, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 234; Ejder ..., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s. 530; ... Karslı, Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı, 2. Bası, İst. 2011, s. 311- 312).

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davacının dava dışı şirkete halef olduğu iddiasının dosyada buna ilişkin bir kanıt bulunmadığından dinlenilemeyeceğine, kaldı ki davalı delillerinden dava dışı alıcı tarafından da davalı aleyhine aynı konuda icra takibi başlatıldığının anlaşılmasına göre, temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.