Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7943 E. 2023/858 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen paranın iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Geçersiz sözleşmeden kaynaklanan alacağın iadesine hükmedilmesi doğru olmakla birlikte, icra takibinde talep edilen faizin yasal sınırları aşmaması gerektiği ve mahkemenin bu hususu eksik incelediği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/643 E., 2022/2655 K.

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/428 E., 2021/521 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; tapuya kayıtlı 1 adet villanın 950.000 USD karşılığında davalıdan alımı konusunda 06.11.2012 tarihinde adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesini imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden davalıya 121.300 USD ödeme yaptığını, ödenen paranın iadesi için davalıya 03.02.2014 tarihli ihtarnameyi gönderdiğini, paranın iade edilmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalı tarafça ödenen paranın taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki cezai şarta mahsup edildiğini iddia edilmişse de, geçersiz sözleşmedeki cezai şartın da geçersiz olduğunu ileri sürerek; davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında imzalanan 06.11.2012 tarihli protokolün 3, 4 ve 6 ncı maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; cezai şart olarak tanımlanan ve 200.000 USD olarak belirlenen tutarın, sadece taraflar arasındaki "satım" işlemine ilişkin olmadığı, aynı zamanda müteahhit ...aleyhine açtığı Ümraniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/639 E. sayılı dosyasında davanın takipsiz bırakılmasının karşılığı olduğunu, tanık dinletme talebine de muvafakati olmadığını savunarak; davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki tapulu taşınmazın satışına ilişkin 06.11.2012 tarihli sözleşmenin, resmi şekilde yapılmadığından hukuken geçersiz olduğu, taraflara hak ve borç doğurmadığını, tarafların verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebileceği, davalı tarafça gönderilen ihtarnamede davacı tarafça 121.300 USD ödeme yapıldığının kabul edildiği, davalı yanın cezai şarta mahsup edildiğine ilişkin beyanlarına adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve işbu sözleşmeye bağlı olarak düzenlenmiş olan cezai şart hükümlerinin de geçersiz olduğundan itibar edilmediği gerekçesiyle; davanın kabulüne, bedelin belirli ve likit olması, yargılamayı gerektirmemesi sebebiyle de asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatı talebinin takip tarihindeki kur üzerinden kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacı, sözleşmede kendi lehine edimin ifasını temin ettikten ve sözleşmede tamamına yakın ifa sağlandıktan sonra sözleşmenin geçersizliğini ileri sürerek kötü niyetli davrandığını, taraflar arasında akdedilen 06.11.2012 tarihli sözleşmenin niteliği itibariyle karma bir sözleşme olduğunu, sözleşmenin yalnızca taşınmaz satışına ilişkin olmadığını, Mahkemece müstakil nitelikteki ve herhangi bir şekil şartına tabi olmayan diğer maddelerin değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, protokolün konusunun 1 adet villa tipi taşınmazın alıcıya devri olarak belirtildiğini ancak 3 üncü maddede alıcı (davacı) talebiyle dava dışı üçüncü kişi müteahhit...yararına bir madde düzenlendiğini, davalının bu protokole güvenerek Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/639 E sayılı dosyasının 21.12.2012 tarihli duruşmasına katılmadığını ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davacı ve dava dışı...arasındaki danışıklı eylem birliği izah ve ispat edilmiş olduğu halde Mahkemece bu ilişkinin incelenmediğini, davada yasal süresi içinde ileri sürülen zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının incelenmediğini, protokol nedeniyle Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/639 E. sayılı dosyasını takipsiz bırakmakla dava açılış tarihi itibariyle 180.608 TL alacak talebinden vazgeçip dava harcı ve karşı vekalet ücreti ödediğini, icra takibine faiz yönüyle de itiraz edildiği halde faize ilişkin bir hüküm kurulmadığını, davacının talep ettiği %7 faizin USD para birimi için uygulanan faiz oranına göre son derecede yüksek olduğunu, davacı lehine fahiş vekalet ücretine hükmedildiğini, karara vekalet ücreti ve diğer ferileri yönünden de itiraz ettiklerini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle hukuken geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye istinaden tarafların aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükellef bulunduğu, asıl alacağa bağlı fer'i nitelikteki cezai şartın da talep edilemeyeceği, davanın ve sözleşmenin tarafı olmayan 3. şahıs hakkındaki cezai şart iddiasına yönelik davalı talebi de yerinde görülmediği, on yıllık zamanaşımı süresinin takip ve dava tarihi itibariyle dolmadığı, takipte uygulanan faiz oranında ve hükmedilen vekalet ücretinde kanuna aykırılık bulunmadığı, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu nedenleri temyiz dilekçesinde de tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, geçersiz satış sözleşmesi uyarınca ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ıncı maddeleri uyarınca resmi şekilde düzenlenmek zorunda olup şekil şartına uyulmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür.

2. 3095 sayılı Kanun'un yabancı para borcunda faiz başlıklı 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacağı öngörülmüştür.

3. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme tarafından, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde karar verilmesi gerekmektedir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, resmi şekilde düzenlenmediğinden şekil şartına aykırılık nedeniyle hukuken geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların aldıklarını iade ile mükellef bulunduğu, asıl alacağa bağlı fer'i nitelikteki cezai şartın da talep edilemeyeceği, davanın ve sözleşmenin tarafı olmayan 3. şahıs hakkındaki cezai şart iddiasının yerinde olmadığı, itirazın iptali davalarında bir yıllık hak düşürücü süre itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı, itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği nazara alındığında hak düşürücü sürenin dolmadığı, 6098 sayılı Kanun'un 146 ncı maddesi uyarınca on yıl olarak belirlenen zamanaşımı süresinin de takip ve dava tarihi itibariyle dolmadığı, vekalet ücretinin kanuna ve tarifeye uygun belirlendiği, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, davalının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davaya konu icra takibinin 121.300 USD'nin takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %7 (Mevduat USD Kamu banka oranından az olmamak üzere artan oranlarda) faizi ile tahsili istemiyle başlatıldığı, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine, açılan işbu davada Mahkemece; icra takip tarihi itibariyle USD cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesabına Devlet Bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranlarının, gerekirse Merkez Bankasından sorulup tespit edilmesi ve belirlenen faizin; %7'nin altında olması halinde bu faiz oranının, %7'nin üzerinde olması halinde ise bu oranı aşmamak koşuluyla ve tahsil tarihine kadar değişecek oranlarda yabancı para faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi hükmüne aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.