"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/450 E., 2022/954 K.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
ASIL DAVADA DAVALI :DEPSAŞ vekili Avukat ...
BİRLEŞEN DAVADA DAVALI : DEDAŞ vekili Avukat Felek Turdu
DAVA TARİHİ :16.03.2021/ 19.04.2021
KARAR :Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ :Batman 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi
SAYISI :2021/201 E 2021/1109 K
Taraflar arasında birleştirilerek görülen muarazanın önlenmesi ve menfi tespit davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl ve birleşen davada; akaryakıt ve lpg istasyonu niteliğindeki taşınmazı cebri icra vasıtasıyla satın aldığını, davalıya elektrik aboneliği başvurusunda bulunduğunu, dava dışı önceki elektrik abonesine ait geçmiş dönem borçları bulunduğundan bahisle başvurusunun reddedildiğini, dava dışı önceki abonenin borçlarından sorumlu olmadığını, önceki şirket ile organik herhangi bir bağı, ortaklık ve akrabalık ilişkilerinin bulunmadığını, taşınmazın önceki maliki olan dava dışı aboneye ait 49.519,95 TL geçmiş dönem elektrik borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı şirketler tarafından abonelik sözleşmesi yapmamak suretiyle yaratılan muarazanın giderilmesi ve abonelik sözleşmesi yapılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı DEPSAŞ; eksik evrak ile başvuruda bulunulduğundan dolayı talebinin reddedildiğini, önceki abone ile davacının ilişkisinin muvazaalı olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, hukuki yarar bulunmadığını, davacı taşınmazı kullandığından abone ile birlikte kullanıcının da sorumlu olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen davada davalı DEDAŞ; davacının menfi tespit davası açma hakkının bulunmadığını, borcun davacıya ait olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; muvazaa iddiasını ispat yükünün davalı tarafta olduğu, muvazaa iddiasının davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle; asıl davada davacının davalı tarafından düzenlenen 02.12.2020 tarihli tesisat cari hesap borç dökümünde yer alan 10071377 tesisat numaralı 13.844,75 TL tutarındaki tespit tutanaklarından dolayı borçlu olmadığının tespitine, akaryakıt istasyonu olarak kullanılan yere elektrik abonelik tesisi yapılarak muarazanın meni'ne, birleşen davada davalı tarafından düzenlenen 02.12.2020 tarihli tesisat cari hesap borç dökümünde yer alan 10071377 tesisat numaralı 35.675,20 TL tutarındaki tespit tutanaklarından dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; özünde davanın kabulüne karar verildiği halde vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden karşı taraf lehine hüküm tesis edilmesi, ayrıca vekalet ücretinin fahiş hesaplanmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı DEPSAŞ vekili; birleştirme kararının hatalı olduğunu, arabulucuk dava şartının yerine getirilmediğini, abone ve davacının ilişkilerinin muvazaalı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, fiili kullanımın olduğunu, hukuki konu olan muvazaa konusunda bilirkişi raporu alındığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı DEDAŞ vekili; davacının davacı sıfatının bulunmadığını, borcun davacı adına olmadığını, bu nedenle hukuki yararının da bulunmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ileri sürülen muvazaa iddiası hakkında bilirkişi raporu alındığı, davalılardan DEPSAŞ'ın eksik belge nedeniyle talebin reddedildiği yolundaki savunma ve istinaf itirazlarının aksini ortaya koyar bir delil bulunmadığı, davayı açmakta davacının hukuki yararının mevcut olduğu, davacı taşınmazın elektriğinin DEDAŞ tarafından kesildiğini belirterek açtığı birleşen davada belirtilen fiili durumun aksi davalılardan DEDAŞ tarafından ortaya konulmadığından davacının hukuki yararının mevcut olduğu, aboneliğin kural olarak önceki abonenin borçlarına bağlı kılınamayacağı, davalı şirket tarafından düzenlenen tutanakların resmi belge mahiyetinde olmadığı, muvazaa savunması da davalıca ispatlanamadığı için Mahkemenin DEDAŞ yönünden de kısmen kabule ilişkin kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, yeni abonelik tesisinin önceki abonenin borcu nedeni ile geri çevrilemeyeceği gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı DEPSAŞ vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu sebepleri tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı DEDAŞ vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu sebepleri tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık, elektrik aboneliği kurulması talebinin reddi suretiyle yaratılan muarazanın giderilmesi ve menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Dava tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin ‘Perakende Satış Sözleşmesi’ başlıklı dördüncü bölümünün 21 inci ve devamı maddelerinde; perakende satış sözleşmesi başvurusu, kapsamı, sözleşmenin imzalanması, sözleşmenin taraflarının hak ve yükümlülükleri ile sözleşmenin süresi, sona ermesi düzenlenmiştir.
Anılan Yönetmelik'in ‘Sözleşmenin süresi ve sona erme’ başlıklı 24 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarına göre,
“...5.Bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan veya sonlandırarak ayrılması ve farklı bir gerçek veya tüzel kişinin, aynı kullanım yeri için yeni bir perakende satış sözleşmesi ya da ikili anlaşma başvurusunda bulunması halinde görevli tedarik şirketi tarafından;
a) Önceki tüketicinin ödenmemiş borçlarının bulunması halinde, söz konusu borçlar, ilgili tüketicinin güvence bedelinden düşülmek suretiyle karşılanır ve ilgili sözleşme sona erdirilir.
b) Güvence bedelinin ödenmemiş borçları karşılamaması halinde, (a) bendi kapsamında işlem yapılır ve kalan borç önceki tüketiciden tahsil edilir.
c) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli olan bilgi ve belgelerin sunulması kaydıyla, yeni başvuru sahibiyle perakende satış sözleşmesi düzenlenir",
6.Beşinci fıkra kapsamında, bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan kullanım yerinden ayrılması halinde, görevli tedarik şirketi, yeni başvuru sahibinden söz konusu yerin kullanım hakkına sahip olduğunu belgelemesini ister..."
3. Değerlendirme
Davanın açıldığı tarihte abonelik başvurusunda bulunduğu taşınmazın maliki olan davacı ile önceki abone arasında muvazaalı işlem bulunduğu iddiasının davalılarca ispat edilemediği, yukarıda yer verilen Yönetmelik hükümlerindeki koşulları yerine getiren davacının yaratılan muarazanın giderilmesi ve menfi tespit istemli dava açmakta haklı olduğu, asıl ve birleşen davada davacı tarafından 49.519,95 TL borçtan sorumlu olmadığının tespitinin talep edildiği, davaların menfi tespit istemi yönünden kısmen kabul edilmesi nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakta, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.