"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/405 E., 2022/2323 K.
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/452 E., 2019/670 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince sözleşmenin feshi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, alacak talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına, davalının başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile 20.04.2015 tarihli Uzun Dönem Araç Kiralama Sözleşmesi ve eklerini imzaladığını, kira sözleşmesi uyarınca davalıya 5 adet araç teslim ettiğini, kira bedellerinin sözlü ve yazılı uyarılara rağmen ödenmediğini, sözleşmenin (17.2) maddesine göre kiracının herhangi bir fatura bedelini ödemede sözleşme süresince iki defa arka arkaya veya her durumda toplamda üç defa temerrüde düşmesi halinde sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkı bulunduğunu, aralarında cari hesap ekstresi uyarınca bakiye borcun 15 gün içerisinde ödenmesi, aksi halde sözleşmenin haklı nedenle feshedileceğinin davalıya noter aracılığıyla ihtar edildiğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının sözleşme uyarınca ödemesi gereken geciken her gün için günlük kira bedelinin üç katı tutarındaki cezai şarttan da sorumlu olduğunu iddia ederek; sözleşmenin feshini, araçların iadesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile cezai şart talebini 59.666 Euro+KDV olarak belirlemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının talep konusu alacağı icra takibine de konu ettiğini ve takibin itirazı üzerine durduğunu, takip konusu alacağın bu davaya konu edilemeyeceğini, derdestlik dava şartı bulunmadığını, sözleşmeye konu kira bedellerinin düzenli ödendiğini, davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu araçların yargılama sırasında davacıya teslim edildiği, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 10.576,47 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterinde faturaların tamamı kayıtlı olmasına rağmen ödemelerin toplu yapıldığı, gecikmeli ve düzensiz ödeme yapıldığının anlaşıldığı, kira bedellerinin süresinde ve eksiksiz ödendiğini ispat yükünün davalı kiracıda olduğu, davalı tarafından buna ilişkin yazılı delil sunulmadığı, talep edilen cezai şart alacağı yönünden ise her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, araçların yargılama sırasında davacıya iade edildiği ve feshin tespiti yargılama neticesinde yapıldığından dava tarihinden sonraki teslim tarihine göre hesaplama yapılamayacağı, dava tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığı gerekçesiyle; araçların teslimi yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, alacak talebi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkemece feshin haklı olduğu ve gecikme tazminatı talep hakkı bulunduğu kabul edilmesine rağmen araçlar iade edilmediği için cezai şartın talep edilemeyeceği yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, alacak ve araç teslimi şeklinde iki dava olmadığını, iki harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın kabulü gerektiğini, ıslah için süre verildiğini, istinaf incelemesinde aksi kanaat oluşursa ıslahla alacak talebinin davaya konu edilemeyeceğinin gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; vekalet ücretinin reddedilen alacak tutarı üzerinden hesaplanması gerekirken eksik hesaplandığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dilekçesinde bulunmayan alacak talebinin ıslahla istenemeyeceği, davacı tarafça yapılan ıslahın geçersiz olduğu, bu talep hiç vaki olmamış sayıldığından davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği, yargılama sürecinde dava konusu araçların teslimi nedeniyle davanın açıldığı tarihte haklı olması nedeniyle davacı taraf lehine araçların yıllık kira bedeli üzerinden hesaplanacak nisbi vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinin hatalı olduğunu, nisbi vekalet ücretinin neye göre hesaplandığının anlaşılamadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmenin feshi ile kiralananın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesinin birinci fıkrası; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmünü içerir.
2. Aynı Kanun'un 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre, dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gerekir.
3. 6100 sayılı Kanun'un ıslaha ilişkin 176 ve devamı maddeleri uyarınca; ıslahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Diğer bir anlatımla, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olarak bulunmamaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 01.07.2021 tarihli ve 2017/14-2815 E., 2021/888 K., Dairemizin 16.01.2023 tarihli ve 2022/8106 E., 2023/12 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda; dava dilekçesinde talep edilmeyen cezai şart alacağının ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceğinin ve davacı vekilinin cezai şart talebinin hukuken ıslah olarak kabul edilemeyeceği, buna bağlı olarak davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği, konusuz kalan talep yönünden araçların yıllık kira bedeli üzerinden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmakla, davalı tarafın temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.