"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1774 E., 2022/2372 K.
TALEP TARİHİ :26.12.2018-18.04.2019
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1 E., 2019/107 K.
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın talep eden davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı talep eden davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı ... Ltd. vekili Av. ... ve talep eden davalılar vekili Av. ...'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00' te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davalılar Hızır ile ... vekili; yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenilen Mahkeme kararının dayanağı olan dava konusu protokolün gerçek ve geçerli olmadığını, diğer davalı ... ile davalılar aralarında husumet bulunduğunu, sahteliği iddia edilen ve davalı ...'ın imzasını taşıyan protokolün sözde bir senaryonun, ürünü olduğunu, protokoldeki imzanın geçerli olmadığını, dava konusu para transferine dayanak olan sözleşmenin sonradan hile ile düzenlendiğini, davaya konu ihtilafın ana kaynağı olup davacı tarafından ileri sürülen ve davalılardan ... imzası bulunduğu varsayılan sözleşmenin aslı dosyaya ibraz edilmediği gibi davacı vekili tarafından da aslı gibidir tasdiğinin yapılmadığını, yapılan sulh görüşmelerinde davalı ...'ın diğer konularda anlaşabilirlerse bu dava konusunda da anlaşabileceklerine ve zaten dosyadaki imzanın sahte olduğuna ilişkin beyanda bulunması üzerine Mahkeme kararının dayanağı olan sözleşmedeki imzanın sahte olduğuna dair belgeleri sunduklarını, ayrıca davacının sunduğu sözleşmedeki imza sahiplerinin sözleşmenin imza tarihinde ...'ya giriş çıkış kayıtları olmadığına dair ... Büyükelçiliğinden alınan yazıları da ibraz ettiklerini, davacı ile diğer davalı ...'ın hileli davranışları sonucu aleyhlerine hüküm tesis edildiğini ileri sürerek; yargılamanın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davacı vekili; davalı tarafın hileye ve tüm diğer iddialara dair beyanlarını kabul anlamına gelmemekle, yargılamanın iadesi başvurusunun, hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olup bunun ötesinde Kanunda öngörülen 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığını, davalı tarafın dava konusu protokolün gerçek ve geçerli olmadığını yargılama sırasında defalarca ileri sürmüş olduğunu, bu ve benzeri iddialarının gerek Mahkemece gerekse Yargıtay tarafından esasa etkili görülmediğini ve bu doğrultuda verilen kararın kesinleştiğini, davalı tarafın yargılamanın iadesi talebine dayanak kıldığı protokolün; dava açıldığı tarihten bu yana davalının elinde bulunan bir belge olduğunu, bu belgenin sahteliğinin aradan yıllar geçtikten ve Mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olması bir yana aynı zamanda Kanunda düzenlenen sürelerin aşılması anlamına geldiğini, davalı tarafın diğer davalı ...’ın sözde hileli davranışlarını iddiasına dayanak kılmakta olduğunu ve fakat davacının hilesine dair hiçbir somut delil sunamadığını, böyle bir hileli davranışın da söz konusu olmadığını belirterek, yargılamanın iadesi talebinin esasa girilmeden reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; yargılamanın iadesi talebi noktasında hem fikir olunduğunu ancak dilekçe içeriğinde atfedilen hususlara dair gerçeklerin ortaya konması gerektiğini, dosyaya sunulan Büyükelçilik kayıtlarının gerçek dışı olduğunu, davalının protokol tarihinde ... Federasyonunda olduğuna dair Büyükelçilikten alınan gerçek kaydın ekte sunulduğunu, ayrıca diğer davalıların bu protokolden haberi bulunduğu gibi tüm süreci yönetenin büyük ağabey Hızır olduğunu, bu protokolün daha önceki beyanlarda da ifade ettikleri üzere kısmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz bulunduğunu, bu davada delil olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu banka havalesi ile gelen meblağın davalının imzası taklit edilerek diğer davalılar tarafından grup şirket hesaplarına gönderildiğini belirterek, yargılamanın iadesi kararı verilerek tekrar yargılama yapılmasını, istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılamanın iadesi talep edilen dosyada verilen hükmün 04.07.2017 tarihinde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından onandığı, karar düzeltme talebinin ise 26.06.2018 tarihinde reddedildiği, yargılamanın iadesi talebine dayanak gösterilen belgelerin (yargılamanın iadesini isteyen davalının dilekçesinde sunmuş olduğu ... Üniversitesi ... Adli Tıp Enstitüsü 14.09.2018 tarihli raporu, ...'ın 2008 yılında ... Federasyonuna herhangi bir tarihte giriş çıkışının olmadığına ilişkin ... Federasyonu Büyükelçiliği nezdinde yapılan müracaat üzerine 26.09.2018 tarihli verilen cevap), ise bu tarihler sonrasında Eylül 2018 tarihinde düzenlenmiş belgeler olduğu, bu hali ile yargılamanın iadesi talep eden tarafın kendi kusuru ile hükümden sonra oluşturulmuş belgelere dayanarak talepte bulunduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (h) bentleri kapsamında aleyhlerine hüküm verildikten sonra ellerinde olmayan neden ile elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması ve lehine karar verilen davacı tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmasına dair yargılamanın iadesi sebepleri vasfını taşımadığı, ayrıca davalı ...'ın susmasının hileli davranış olarak yorumlanamayacağı, zira hiç kimsenin bir davada aleyhine beyanda bulunma yükümlülüğü altına sokulamayacağını, aleyhine yargılamanın iadesi talep edilen davacının hükme tesir eden hileli bir davranışının olmadığı gerekçesiyle; yargılamanın iadesi isteminin davanın esasına girilmeden ön inceleme aşamasında reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde talep eden davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; diğer davalı ...'ın protokoldeki imzanın kendisine ait olmadığını, protokol imza tarihinde yurtdışında dahi olmadığını bildirdiğini, ayrıca karar verildikten sonra ... Üniversitesi ... Adli Tıp Enstütüsü nezdinde bilirkişi Prof.Dr....'ndan alınan imza incelemesine dair 14.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda sözleşmede yer alan Orhan'a ait imzanın ona ait olmadığının belirlendiğini, yine protokol imza tarihlerinde davalılardan ... ... Federasyonuna seyahat edip etmediği hususunda sorgu talebinde bulunulması üzerine 26.09.2018 tarihli cevapta ... 2008 yılında ... Federasyonuna herhangi bir tarihte giriş ve çıkışının olmadığının bildirildiğini, ayrıca uzman bilirkişi ... ... tarafından verilen 29.06.2020 tarihli teknik mütalaa raporunda sözleşmede yer alan imzanın davacı şirket adına sözleşmeyi imzalamış olan Bernal Zamarov'un eli ürünü olmadığı ve taklit edildiğinin belirlendiğini, davalı ...'ın davacı ile danışıklı hareket ettiği ve vekaleti olmamasına rağmen davalıların haberleri olmadan sözleşmeyi imzaladığını, tanık beyanlarının bulunduğunu, bu nedenle oluşan hilenin Mahkeme tarafından yargılamanın iadesi talebinde dikkate alınması gerektiğini, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/608 E. sayılı dava dosyasında bulunan delillerin hile açısından ispat niteliğinde olduğunu, buna ilişkin yeni öğrenilen hadiseler ile ilgili delillerin dosyaya sunulduğunu, taraflar arasında bir sözleşme olmadığını, yok hükmündeki belgeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımına ilişkin sözleşmesel ilişkinin dikkate alınamayacağını, davalı ...'ın hileli hareketleri ile davanın davacı lehine sonuçlanmasına yol açtığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; diğer davalı ...'ın sessiz kaldığı iddialarının hileli davranış olarak yorumlanamayacağı, kendi aleyhinde beyanda bulunma zorunluluğunda olmadığı şeklinde değerlendirilmesi gerektiği, dosyaya sunulan imza incelemesine dair sonradan alınan bilirkişi özel raporunda incelemenin fotokopi belge üzerinden yapıldığı, fotokopi belge üzerinden yapılan imza incelemesine dair bilirkişi raporunun sonradan alınan delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı, konsolosluk sorgu kayıtlarının yargılamanın iadesi talebinde bulunanlar tarafından sunulduğu ve resmi mahkeme yazışmasına dayanmadığı, bu nedenle sunulan imza incelemesine dair bilirkişi raporu ve konsolosluk kayıtlarının yargılamanın iadesi talebine esas olmak üzere kesinleşen hükmü değiştirecek şekilde yargılamanın iadesine konu edilemeyeceği, ayrıca yargılamanın iadesi talebinde bulunanlar her ne kadar davaya dayanak protokolü kabul etmiyor iseler de, davacı tarafından protokol dayanaklı ödeme açıklaması ile herbir davalıya banka kanalı ile gönderilen 1.100.000'er USD'nin hesaplarına gönderilme nedeninin de aksini gösterir şekilde deliller ile ispatlanamadığı, davacının davalılara gönderdiği belirtilen bedellerin herbir davalı yönünde sebepsiz zenginleşmeye yol açtığı, sebepsiz zenginleşen davalılardan belirtilen bedellerin tahsiline dair verilen Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu, yargılamanın yenilenmesini gerektiren bir hilenin yapıldığından ve daha sonra da hükme esas olacak şekilde belge temin edildiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle; yargılamanın iadesi talebinde bulunan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde talep eden davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kesinleşmiş olan hükme karşı yargılamanın iadesinin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir; “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; ileri sürülen nedenlere göre yukarıda yer verilen yargılamanın iadesi sebeplerinin var olmadığı belirlenmiş olduğundan, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin talep eden davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.