"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak (vekalet sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ve davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin avukatlık yaptığını ve davalı tarafından düzenlenen ... 2. Noterliğinin 25.02.2014 tarih ve 3355 yevmiye nolu vekâletnamesiyle vekil tayin edildiğini, söz konusu vekâletname ile davalı şirkete hukuksal danışmanlık yaptığını, ayrıca dilekçede belirtilen dosyalarda vekillik görevini ifa ettiğini, ancak davalı şirketin ... 2. Noterliğinin 10.03.2015 tarih ve 4348 yevmiye nolu vekâletnamesiyle başka avukatları vekil olarak tayin ettiğini ve müvekkilinin takip ettiği dosyalara 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 172 nci maddesi gereğince rızası alınmadan vekaletname sunulduğunu, kendisinin ise bu durumdan 07.04.2015 tarihinde haberdar olduğunu, bunun üzerine ... 1. Noterliğinin 07.04.2015 tarih ve 09120 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirketle olan vekalet ilişkisini 1136 sayılı Kanun'un 172 nci maddesi gereğince sona erdirdiğini ve ilgili dava dosyalarına bu durumu bildirir dilekçe sunduğunu, ... sahibinin muvafakat etmeyen avukata ücretinin tamamını ödemekle yükümlü olduğunu, bu sebeple davalı şirketin muvafakati alınmadan yapılan işlemler neticesinde Avukatlık Kanunu'nun 164/ 4-5 maddeleri gereğince hak etmiş olduğu iki taraflı avukatlık ücretinin tamamını ödemesi gerektiğini beyan ederek; fazlaya dair istek hakkı saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL akdi avukatlık ücreti ile 5.000,00 TL karşı vekalet ücretinin 07.04.2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 11.05.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle karşı yan vekalet ücretini toplam 67.157,67 TL'ye, akdi vekalet ücretini ise 208.980,69 TL'ye yükseltilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının vekillik görevini özenle yerine getirmediğini, hastanenin mağduriyetine neden olduğunu, davalının aramalarına geri dönüş yapılmadığını, bir kısım takip ettiği dosyaların duruşmalarına mazeret bildirmeksizin katılmadığını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1073 E. sayılı davasına cevap verilmediğini, davacı avukata genel vekaletname verilmesine rağmen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/948 E. ve 1104 E., ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/408 E. sayılı dava dosyalarına vekaletname dahi sunulmadığını, davaların takip edilmediğini, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/353 E. sayılı dava dosyasının takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığını, davacı avukat vekilliğin verdiği sorumluluğu yerine getirmediğinden vekalet ilişkisinin sözlü olarak haklı nedenle feshedildiğini, davacının haklı olarak azledildiğini, haklı sebeple azledilen avukata vekalet ücrete ödenmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyada davalının sözlü azil iddiasının da olduğu, dosya kapsamında herhangi bir azilnamenin bulunmadığı, davacı avukatın yazılı istifasının söz konusu olduğu anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 172 nci maddesine göre çözümlenmesi gerektiğinden, davacının istifasının haklı istifa olarak değerlendirilmesine karar verildiği, ücret hesaplanmasına dair değerlendirmede; taraflar arasında Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi bulunduğu, buradaki durumun, davacının davalıya hukuki danışmanlık hizmeti vermesi olarak değerlendirildiği, bu sebeple davacının ayrıca ücret talep edememesi gibi bir hususun söz konusu olmadığı, 13.02.2018 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda yapılan hesabın hükme elverişli olduğu kanaatine varılarak bu doğrultuda karar verildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.000,00 TL karşı vekalet ücreti alacağının dava tarihi olan 29.04.2015 tarihinden itibaren; 62.157,67 TL karşı vekalet ücreti alacağının ise ıslah tarihi olan 11.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL akdi vekalet ücreti alacağının dava tarihi olan 29.04.2015 tarihinden itibaren; 198.980,69 TL akdi vekalet ücreti alacağının ise ıslah tarihi olan 11.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının haklı fesih iddiasına dayalı olarak akdi ve karşı yan vekalet ücreti talebinin yerinde olmadığını, aylık 2.000,00 TL maaş karşılığında müşavir-avukat olarak çalışan davacı avukatın akdi vekalet ücretine hak kazanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasında ücret sözleşmesi olduğunu ve ücretin kararlaştırıldığını, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüğünde, ... sahibinin açacağı davalara ve ... sahibi aleyhine açılacak davalara bakmakla görevli olduğunu, sözleşmede açıkça ücret, davada temsil vs. tüm hususların belirtildiğini, şirketin anonim bir şirket olduğunu, ticari şirket olarak şahsi işlerinin olmadığını, davanın konusunun da hastane adına takip edilen 33 davadan ibaret olduğunu, davacının haklı olarak sözlü şekilde azledildiğini, azil işleminin şekle bağlı olmadığını, hükme esas alınan rapordaki hesaplamaların açıkça hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, özellikle haklı azil durumu dikkate alındığında davacının azil tarihi itibariyle kesinleşmemiş dosyalar bakımından vekalet ücretine hak kazanmasının zaten mümkün olmadığını, bu itirazların dikkate alınmadığını ve taleplerine rağmen özellikle davanın mahiyeti dikkate alınarak alanında uzman ve akademik kariyere sahip bir bilirkişi heyetinden rapor alınmadığını, ayrıca iddiaları kabul etmemekle birlikte vekalet ücreti talep edilen dosyalarda davacıdan önce başka vekillerin şirketi temsil ettiğini, davacının gösterdiği emek ve mesaisi ile orantılı olarak sadece davacıya düşen payın belirlenmesi gerekirken bu hususun ne bilirkişi ne de mahkeme tarafından tartışılmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatın çekilmesi ve ücretin tamamını istemesinin haklı nedene dayandığı, davalı şirket sözleşmenin haklı nedenle sözlü olarak öncesinde feshedildiği iddiasında bulunmuş ise de bu savunmasını ispat edemediği, taraflar arasındaki 16.10.2012 tarihli hukuki danışmanlık sözleşmesinin davalı şirketin A.Ş. olmasından kaynaklanan zorunlu hukuki danışmanlık sözleşmesi olduğu, davacı avukatın takip ettiği dava ve diğer işlerin ise ayrı ayrı değerlendirilip hesaplanması gerektiği, üçüncü bilirkişi kurulundan alınan rapor ile birinci bilirkişi kurulundan alınan ikinci ek raporun yeterli ve denetime elverişli olduğu, akdi ve karşı yan vekalet ücreti davacı avukatın fesih tarihi itibariyle değerlendirildiğinden yerel Mahkeme kararı yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacakların haklı istifa nedeniyle tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 172 nci maddesi
2.1136 sayılı Kanun'un 174/2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davalının, davacı avukatın haklı sebeple azledildiğine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davalının davacı avukatını haklı olarak azlettiğini ispatlayamadığı, hem taraflar arasında düzenlenen hukuki danışmanlık sözleşmesinin ''çeşitli hükümler'' başlığı altındaki 4 üncü maddesinin '' ... sahibi, avukatın takip ettiği ... ve davalar nedeniyle avukatın yazılı olurunu almadan, başka bir avukata vekalet veremez.'' hükmü gereği, hem de 1136 sayılı Kanun'un 172/3 üncü maddesi gereği davacı avukatın başka avukatların işe dahil olmasına muvafakat etmediği ve vekalet sözleşmesinin haklı nedenle kendiliğinden sona erdiği anlaşılmakla, davalı vekilinin azlin haklı olduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Taraflar arasında imzalanan 16.10.2012 tarihli "Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi"nin incelenmesinde; sözleşmenin konusunun Avukat ... ve çalışanları tarafından verilecek hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetine ilişkin olduğu, sözleşmenin karşılıklı hak ve yükümlülükleri kapsadığının belirtildiği, hizmetin içeriğinin 4 madde olarak düzenlendiği, 4 üncü maddede avukatın ... sahibinin açacağı ve ... sahibi aleyhine açılacak olan davalara bakmakla yükümlü olduğunun belirtildiği, ücret hükmünün "... sahibi tarafından, avukata yukarıda sözü edilen hukuki danışmanlık hizmeti nedeniyle aylık 750,00 TL danışmanlık ücreti ödenecektir. Ödemeler, her ayın 1 inci günü yapılacak ve karşılığında Avukat serbest meslek makbuzu düzenleyerek ... sahibine verecektir." şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin 16.10.2012 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile geçerli olduğu, taraflarca sürenin bitiminden 30 gün önce bildirim yapılmadığı takdirde sözleşmenin 1 yıl süre ile yenilenmiş olacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
3. Davacı avukatın talebinin davalı şirket adına takip edilen dosyalar nedeniyle hak ettiği akdi ve karşı yan vekalet ücretlerine ilişkin olduğu ancak taraflar arasında düzenlenen ve ayrıntısı belirtilen hukuki danışmanlık sözleşmesinin konusunun hukuki danışmanlık yanında avukatlık hizmetine de ilişkin olduğu, yine avukatın ... sahibinin açacağı ve ... sahibinin aleyhine açılacak olan davalara da bakmakla yükümlü olduğunun düzenlendiği, davacı avukata takip edilen dosyalar yönünden ayrıca bir akdi vekalet ücreti ödeneceğine dair sözleşmede düzenleme bulunmadığı, dolayısıyla sözleşmede belirtilen ücretin takip edilen dosyalar nedeniyle ödenmesi beklenen akdi vekalet ücretini de kapsadığı, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde taraflar arasındaki 16.10.2012 tarihli hukuki danışmanlık sözleşmesinin davalı şirketin Anonim Şirket olmasından kaynaklanan zorunlu hukuki danışmanlık sözleşmesi olduğu değerlendirilmişse de sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı şirketin Limited Şirket olduğu anlaşılmakla, davacının akdi vekalet ücretine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle akdi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
4. Azil haksız olmakla birlikte, davacı avukatın yasal vekalet ücretlerini talep etmekte haklı olduğu ancak Mahkemece hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi kurulu raporuna karşı davalı tarafça yapılan itirazların değerlendirilmediği, özellikle davacı avukatın dosyanın açılışı ile kararın verilmesi aşamasına kadar dosyada herhangi bir işlem yapmadığı, duruşmalara katılmadığı, karar tarihinden sonra dosyaya vekalet sunularak yalnızca gerekçeli kararı tebliğ alındığı belirtilen dosyalarda ya da feragatle sonuçlanan ve Mahkemesince yasal vekalet ücretine hükmedilmeyen dosyalar yönünden yasal vekalet ücreti talep edemeyeceği anlaşılmakla davalının itirazlarını karşılayacak ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde rapor düzenlenmesi sağlanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin azlin haklı olduğuna yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.