Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8220 E. 2023/374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı avukatın, davalı müvekkili tarafından haksız azledildiğini iddia ederek vekalet ücreti alacağı davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun vekalet akdini kapsamaması ve 6502 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi gereğince dava tarihi itibariyle görevli mahkemenin genel mahkeme (Asliye Hukuk Mahkemesi) olması gözetilerek, yerel mahkemenin görevsizlik kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/474 E., 2021/174 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Eyüp 3. Noterliğinin 15.01.2002 tarih ve 01019 yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalının kendisini vekil tayin ettiği günden azledildiği 27.11.2012 tarihine kadar tüm davalarını takip ederek hukuki danışmanlık yaptığını, K.Çekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/685E. sayılı dosyası ile davalı adına tapu iptal ve tescil davası açıldığını, kararın kesinleştiğini, yine K.Çekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/515E. sayılı dosyası ile açılan kamulaştırmasız el atma davasının kabul edilerek kesinleştiğini, K.Çekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/664E. sayılı dosyasının karar aşamasına getirildiğini, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/510E. sayılı kamulaştırmasız el atma dosyasında keşfin yapıldığını, K.Çekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/98E. ve K.Çekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/111E. sayılı dosyalarının takip edilerek birinin sonuçlandırıldığını, avukatlık görevini gereği gibi yerine getirdiğini, buna rağmen davalının altıdan fazla dava için ödeme yapmadığını, ücret sözleşmesi gereği taşınmazların ödeme tarihindeki değerinin %15'i oranında vekalet ücreti ödenmesi gerektiğini, davalı tarafından kendisinin haksız bir şekilde azledildiğini, bu nedenle ücretini alamadığı dava dosyaları ile ilgili olarak toplam 527.731,73 TL'nin azil tarihi olan 27.11.2012 tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Eyüp adresinde oturduğundan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerin yetkili olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 07.04.2014 tarihli ve 2013/472 Esas, 2014/229 Karar sayılı kararıyla; davalının ikametgah adresi Eyüp/İSTANBUL olup, HMK'nın 6 ncı maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2015 günlü, 2014/24185E- 2015/19162K. sayılı ilamı ile; Türk Borçlar Kanunu'nun 89 uncu maddesinin 1.fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcunun, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceği, alacaklının, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp dava açabileceği, dava konusu olayda da alacaklı davacının, para alacağının ödetilmesi için ikametgahı olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde alacak davası açtığı, bu nedenlerle mahkemece yapılan yetki itirazı reddedilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmasının, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, uyuşmazlığın davacının almış olduğu vekaletname uyarınca sunmuş olduğu hizmet karşılığında hak ettiği vekalet ücretinin ödenmesinden kaynaklı olduğu, temelindeki işlem tüketici işleminden kaynaklanıp 6502 sayılı TKHK kapsamında kaldığından davaya bakmaya tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; kararın hukuka aykırı olduğunu, dosyanın geldiği aşama itibariyle davanın esastan reddine karar verilmesinin gerektiğini, vekalet alacağına ilişkin davada görevli mahkemenin genel mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kaldı ki davacının manevi tazminat talebinin de bulunduğunu, nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 23.11.2020 tarihli 2020/7351 E. 2020/6898 K. Sayılı kararının da bu yönde olduğunu, bu nedenle davanın esastan görülerek haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Dava tarihi(09.09.2013) itibari ile yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu "Tanımlar" başlıklı 3 üncü maddesinin (e) bendinde; "Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi," aynı maddenin (h) bendinde ise; "Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi," ifade ettiği belirtilmiştir.

2. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın geçici 1 inci maddesinde "bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder" hükmü mevcut olup, bu hüküm uyarınca 6502 sayılı Yasada düzenlenen vekalet akdi hususunda Tüketici Mahkemesinin görevli olabilmesi için davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılması zorunludur.

3. Değerlendirme

Dava, 09.09.2013 tarihinde açılmış olup, dava tarihi itibariyle 4077 sayılı Yasa yürürlüktedir. 4077 sayılı Yasanın yürürlükte bulunduğu dönemde ise vekalet akdi ve bu ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklar Tüketici Yasası kapsamı dışında bulunmaktadır. Öte yandan 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın geçici 1 inci maddesi uyarınca 6502 sayılı Yasada düzenlenen vekalet akdi hususunda Tüketici Mahkemesinin görevli olabilmesi için davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılması zorunludur. Eldeki dava 4077 sayılı Yasa yürürlükte iken açıldığından davaya bakma görevi dava tarihinde mevcut düzenlemeye göre genel mahkemeye ait olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının istemi hakkında, davanın esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine şeklinde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.