Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8241 E. 2023/163 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belediyenin gecekondu sahiplerine arsa tahsis edeceği vaadiyle para toplamasına rağmen tahsis yapmaması nedeniyle açılan tazminat davasında, tazminat miktarının nasıl belirleneceği hususundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, arsa tahsisi yapılacağı yönündeki ilanına güvenerek para yatıran davacıya karşı edimini ifa etmediği, ifanın davalının kusuru ile imkansız hale geldiği ve davalının bu durumdaki sorumluluğunun tazminat ile giderilmesi gerektiği gözetilerek, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki arsa rayiç değerinin tazminat olarak hükmedilmesi gerektiği kabul edilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/675 E., 2022/458 K.

HÜKÜM : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davaya konu 226 parsel sayılı taşınmaz üzerine 1980'li yıllarda gecekondu yaptığını, davalı Belediyenin 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunu’nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun gereğince, gecekondu önleme bölgesi ilan edilen dava konusu 226 parselde gecekondusu bulunan kişilere metrekaresi 8.000TL'den 400 m² gecekondu arsası tahsis edileceği yönünde duyuru yapması üzerine, Antalya Belediyesinin Pamukbank Şarampol Şubesindeki 30440 nolu hesabına 08.11.1993 tarihinde 3.200.000 TL tutarında para ödediğini, buna rağmen arsa tahsisi yapılmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 400 m² arsanın bugünkü rayiç değeri üzerinden şimdilik 10.000 TL'nin temerrüt tarihi olan 21.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 04.04.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 85.204

TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı; tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, Büyükşehir Belediyesi statüsünü kazanmasıyla birlikte dava konusu parselin bulunduğu alanın Kepez Belediyesinin sınırları içinde kaldığını, tüm hak ve borçlarına Kepez Belediyesinin halef olduğunu, Antalya Belediyesi tarafından yapılmış bir tahsis işlemi olmadığı gibi tahsis karşılığı alınmış bir bedelin de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; davacı tarafça yatırıldığı iddia edilen paranın davalı Belediyenin hesabına yatırılmadığı, bu nedenle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği, öte yandan dava konusu parselin davacıya tahsis edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 24.06.2013 tarihli ve 2013/8855 E., 2013/10797 K. sayılı ilamla;

“...Somut olayda, dava konusu paranın yatırıldığı “Kepez Altı Mah. Arsa Konut Yapı Koop.'ne ait hesap” ile davalı ... arasında hukuki, fiili ve organik bağ bulunup bulunmadığı hususları araştırılmadığı gibi, hesapta bulunan paranın nereye aktarıldığı, kimler tarafından kullanıldığı da belirlenmemiştir.

Öyle ise mahkemece, yukarıda zikrolunan hususlar araştırılarak, taşınmazın sonradan Kepez Belediyesi sınırları içinde kalmış ve bu taşınmaza ilişkin tüm hak ve borçların Kepez Belediyesine geçtiği belirtilmiş ise de, bedeli tahsil eden davalı ... olduğu takdirde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile sorumlu olacağı gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı nitelendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir...”gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece; taraflar arasında arsa tahsisi yönünde geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacının yatırdığı paranın davalının temerrüde düşürüldüğü 21.02.2012 tarihindeki ulaştığı miktarı isteyebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 1.261,09 TL'nin 21.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 26.04.2021 tarihli ve 2021/2559 E., 2021/4621 K. sayılı ilamla;"...Davalı belediyenin, davacıya ait gecekondunun da içinde yer aldığı 226 parsel sayılı taşınmazı gecekondu önleme bölgesi olarak ilan ettiği, akabinde aynı parsel içerisinde bulunan Kepezaltı Mahallesinde kamulaştırma kararı alarak kamulaştırma bedelini belirlediği, bu kararlar öncesinde Ünsal, Kepez, Kepezaltı ve Duraliler mahallelerinde gecekondu sahibi olan (davacının da aralarında bulunduğu) yüzlerce kişinin 01.11.1993 – 31.12.1993 tarihleri arasında 3.200.000 TL'yi (yeni 3,2 TL) dava dışı Kepez Altı Mah. Arsa Konut Yapı Kooperatifinin banka hesabına yatırdığı, bu hesapta toplanan paranın da 504 sayılı KHK ile büyükşehire dönüştürülen davalı belediyenin işçi ve memur maaşı hesabına aktarıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

Bu durumda, bir kamu kurumu olan davalı belediyenin; davacının da aralarında bulunduğu gecekondu sahiplerine, kamulaştırmadan sonra arsa tahsis edileceği yönünde güven aşılamak suretiyle, tahsis edilecek arsalar karşılığında para topladığı sabittir. Davalının kamuya sunduğu bu nitelikteki bir işlemde, devletin güvenilir olması asıldır. Arsa tahsisi yapılacağı ilanına güvenerek belediyeye para yatıran davacı, belediye ile olan bu ilişkide edimini yerine getirmiş, davalı ise getirmemiştir. İfa, davalının kusuru ile imkansız hale gelmiştir. Davalının tahsisin yapılmadığını ileri sürmesi TMK. 2. maddeye göre hakkın kötüye kullanılmasıdır. Davalı kurum, davacının zararını gidermelidir. Tazminat miktarı belirlenirken, davacının gerçek zararı esas alınmalıdır.

Bu nedenle; Kepez Belediyesi tarafından alınan 19.08.2010 tarihli Encümen Kararı ile, davalı belediyenin davacıya taşınmaz tahsis etmeyeceği anlaşıldığından, somut olayda davacı, ifanın imkansız hale geldiği 19.08.2010 tarihindeki arsanın rayiç değerini isteyebilir. Buna göre mahkemece; öncelikle taraflara, taşınmaza yakın bölgelerden ve ifanın imkânsız hale geldiği tarihe yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, sonrasında ise, bu emsallere göre taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkân veren ve bilimsel verileri içeren rapor alınması suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 03.03.2020 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davaya konu arsanın ifanın imkansız hale geldiği 19.08.2010 tarihindeki rayiç değerinin 85.204 TL olarak belirlendiği, davacının işbu bedeli talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 85.204 TL'nin 10.000 TL'sinin dava tarihinden, 75.204 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 18.10.2022 tarihli ve 2022/5683 E., 2022/7873 K. sayılı ilamıyla; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; davacı ile arasında sözleşmesel bir ilişki kurulmadığı gibi gerek Kepez Belediyesinin gerekse Antalya Belediyesinin davacıya arsa tahsisi yönünde aldığı bir meclis ya da encümen kararının bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafça ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca dava tarihi itibariyle ulaşacağı miktara hükmedilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın rayiç değerinin istenemeyeceğini ileri sürerek; Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tazminat istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki yazılara, Dairece benimsenen ve bozma kararında belirtilen gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, davalı vekilinin karar düzeltme

dilekçesinde bildirdiği sebeplerin Dairece verilen onama kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.