Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8254 E. 2023/1129 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizi için gerekli şartların oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, Türkiye ile kararın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasının bulunduğu ve kararın kamu düzenine aykırı olmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin kararının, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi dışında, onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/155 E., 2022/1153 K.

DAVA TARİHİ : 12.02.2021

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/114 E., 2021/717 K.

Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ve davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının 29.04.2004 tarihinde Cıtıbank'tan 36 taksitli, aylık ödemesi 374 Euro, toplam maliyeti 13.429,05 Euro olan kredi kullandığını, taksitlerin düzenli ödenmemesi sebebiyle borcun tamamının muaccel hale geldiğini, davacı ile Cıtıbank arasında imzalanan sözleşme ile davalı tarafından kullanılan krediye ilişkin alacağın davacı tarafından temlik alındığını, temlik alındıktan sonra taraflarınca davalı hakkında Almanyada icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmemesi sebebiyle Hünfeld Asliye Mahkemesi 14-5775866-1-0 esas numaralı, 08.10.2014 tarihli kararıyla davalının kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olduğunun Alman Hukuku açısından kesinleştiğini, bu sebeple Hünfeld Asliye Mahkemesi ilamının Türkiyede tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; Citibank'tan kredi çektiğini, kalan borcunun 2.600 Euro olduğunu, kredi çekilirken tarafına sözleşmenin bir suretinin verilmediğini, bu sebeple sözleşmede taksitlerin düzenli ödenmediğinde borcun tamamının muaccel hale geleceğinin tarafına bildirilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; MÖHUK’un 50'nci maddesinin 1'inci fıkrasına göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesinin, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlı olduğu, anılan yasanın “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53'üncü maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceğinin düzenlendiği, davacı tarafça 53'üncü maddede belirtilen belgelerin dosyaya ibraz edildiği, davalının duruşmadaki beyanlarında; kendisine borcunun bulunduğuna dair yazı gönderildiğini, bildirim yapıldığını, yabancı mahkeme kararının doğru olduğunu, imkanı olduğunda ödeyeceğini, yabancı mahkemenin kendisine tebligat yapmadığını bildirdiği, davacı tanık dinletmek istemiş ise de tanıkların, davanın esasına ilişkin bilgi sahibi olmadığı gibi işbu davada mahkemece yargılamanın konusunun yabancı mahkeme kararının usulen onanmış karar aslı ve kesinleşmesi ile apostil şerhinin ve tercümelerinin teminine ilişkin olduğu, borç ilişkisinin devamı ve iptaline ilişkin değerlendirme yapılamayacağı, davalı tarafça borca ilişkin bilginin kendisine tebliğ edildiğini beyan ettiği, Türkiyede olduğundan yabancı mahkeme yargılamasında kendisini savunamamış ise de 10.10.2014 tarihinde davalıya tebligatın yapıldığı, dosyada bulunan apostil şerhli yabancı mahkeme kararının incelenmesinde ve tüm dosya kapsamına göre, MÖHUK'un 54'üncü maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Federal Almanya Cumhuriyeti, Hünfeld Asliye Hukuk Mahkemesi, 14-5775866-1-0 esas numaralı dosyasında verilen 8.10.2014 tarihli kararın, MÖHUK 54 ve devamı maddelerince tenfizine, işbu kararın, kesinleştiğinde; MÖHUK'un 56'ncı maddesi gereğince yabancı mahkeme ilamının altına yazılıp, mühürlenip hakimce imzalanmasına, çeşitli kurum ve kuruluşlardan temin edilen evrak asıllarının mahkeme dosyası kesinleştiğinde mahkeme yazı işleri müdürünce ilgili yerlere iadesine, harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; tanınmasına ve tenfizine karar verilen Hünfeld Asliye Mahkemesi 14-5775866-1-0 esas numaralı, 08.10.2014 tarihli kararının Türkçe tercümesinin tarafına tebliğ edilmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, Citibank'tan 36 taksitli, aylık 376,00 Euro taksitle 13.429,05 Euro para çektiğini, borcunun bir kısmını ödediğini ve kalan borcunun 2.337,00 deutsche mark olduğunu, kredi çekerken kendisine sözleşmenin bir suretinin verilmediğini, taksitlerin düzenli ödenmemesi halinde borcun tamamının muaccel hale geleceğinin tarafına bildirilmediğini, taksitlerin tamamının muaccel hale dönüştürülmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına istemiştir.

Katılma yoluyla davacı vekili, davanın nispi harca tabi olduğunu, davalı tarafça maktu istinaf harcı yatırıldığından davalının istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücreti hükümleri yönünden kaldırılmasını ve müvekkili lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava tarihinde yürürlükte bulunan 5718 sayılı MÖHUK’un 50'nci maddesinin 1'inci fıkrasına göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesinin, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlı olduğu, tenfizin şartlarını ise aynı yasanın 54'üncü maddesinde düzenlendiği, bunların; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında mütekabiliyet esasına dayanan bir anlaşma veya o devlette Türk Mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması, ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, kendisine karşı tenfiz istenen tarafın savunma hakkına ilişkin usuli işlemlere uyulmuş olması olduğu, MÖHUK’nun 54'üncü maddesinde yazılı şartların mevcudiyeti halinde yetkili asliye hukuk mahkemesinin, tenfiz kararını vermek mecburiyetinde olduğu, tenfiz hakiminin yabancı kararın maddi hukuk bakımından doğruluğunu tetkik edemeyeceği, bu yasağın yabancı mahkemenin kendi usul hükümlerini doğru tatbik edip etmediğini tetkik için de geçerli olduğunu, yabancı mahkeme hükmünün kamu düzenine aykırı olmaması şartının da, yabancı mahkeme kararının maddi doğruluğunu tetkik için bir sebep teşkil etmeyeceği, burada sadece yabancı hükmün tenfizinin Türk kamu düzenine aykırı sonuçlar meydana getirip getirmeyeceği meselesinin tetkik edildiği, somut olayda tenfizi istenen Hünfeld Asliye Mahkemesi 14-5775866-1-0 esas numaralı, 08.10.2014 tarihli kararın davalıya 21.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı gibi tenfiz isteminin 5718 sayılı MÖHUK'un 54'üncü maddesindeki diğer şartları havi olduğunun görüldüğü, bu bağlamda mahkemece davanın kabulüne karar verilerek yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gibi; davacı lehine tespit davası niteliğindeki davada maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olduğu gerekçesi ile Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.2021 tarihli, 2021/114 Esas-2021/717 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin ve davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, tanınmasına ve tenfizine karar verilen Hünfeld Asliye Mahkemesi 14-5775866-1-0 esas numaralı, 08.10.2014 tarihli kararının ve Türkçe tercümesinin tarafına tebliğ edilmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, Citibank'tan 36 taksitli aylık 376,00 Euro taksitle 13.429,05 Euro para çektiğini, borcunun bir kısmını ödediğini ve kalan borcunun 2.337,00 deutsche mark olduğunu, kredi çekerken kendisine sözleşmenin bir suretinin verilmediğini, taksitlerin düzenli ödenmemesi halinde borcun tamamının muaccel hale geleceğinin tarafına bildirilmediğini, taksitlerin tamamının muaccel hale dönüştürülmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

Katılma yoluyla davacı vekili; lehlerine maktu değil lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yine yerel mahkemece dava kabul edilmesine rağmen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığını belirterek yerel mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücreti hükümleri yönünden kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 50'nci maddesine göre; "(1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (2) Yabancı mahkemelerin ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir.",

53'üncü maddesinde,"(1) Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir:

a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.

b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.",

2. MÖHUK'un 54'üncü maddesinde; "(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:

a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.

b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.

c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.

ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması." ,

3. MÖHUK'un 58'inci maddesinde; "(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz.

(2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir.

(3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır." hükümleri bulunmaktadır.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle tenfizi istenen Hünfeld Asliye Mahkemesi 14-5775866-1-0 esas numaralı, 08.10.2014 tarihli kararın davalıya 21.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olması, tenfiz davalarının eda davası değil tespit davası niteliğinde olması nedeniyle, mahkemece davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında hukuki isabetsizlik olmamasına göre; davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava yabancı mahkeme ilamının tenfizine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmekle davacı yararına yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, davacı yararına yargılama giderine hükmedilmemesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi Kararının hüküm fıkrasının 3 numaralı bendine "davacı tarafça tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 2.069,48 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine," cümlesinin eklenmesine, (4a) numaralı bendinin çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yapılan 118,60 TL başvuru ve peşin harç, 112 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 230,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının mahallinde temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.