"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/20 E., 2021/289 K.
DAVA TARİHİ : 24.04.2015
HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirilmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, ancak sonrasında tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini, belediyenin sözleşmeyi geçersiz sayarak 20.02.2006 tarihinde irade fesadı altında dilekçesini alarak ödediği bedeli iade ettiğini, bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını ileri sürerek; arsanın rayiç değerinden belirsiz alacak olarak şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilini istemiş, 12.04.2021 tarihli dilekçesi ile talebini 80.500,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacı tarafından davalı kuruma yapılan başvuru üzerine ödenen arsa tahsis bedelinin davacının talebi doğrultusunda değer artışı da ilave edilmek sureti ile iade edildiğini, bu yönde taraflar arasında ibraname düzenlendiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; 6745 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile 775 sayılı Gecekondu Kanununa eklenen geçici 10 uncu madde gereğince davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/2101 E., 2018/1873 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.04.2019 tarihli ve 2018/5615 E., 2019/5238 K. sayılı kararı ile; 775 sayılı Gecekondu Kanunu'na eklenen geçici 10 uncu maddenin Anayasa Mahkemesi'nin 20.12.2018 tarih, 2016/181 E., 2018/111 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, yargılama sırasında yürülüğe girip, yine yargılama sırasında iptal edilen kanun hükmüne dayanılarak karar verilmiş olmasının hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun düşmeyeceği, hal böyle olunca, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, özellikle de davadan önce bir ödeme olgusu olup olmadığı, var ise, bunun borcu sona erdirip erdirmediği hususu üzerinde durularak, gerekirse konusunun uzmanı bilirkişiden rapor da alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davacının dava açılmadan önce davalı ...'na hitaben yazdığı 20.02.2006 tarihli dilekçesinde dava konusu taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğu meblağın tarafına ödenmesi ile arsa tahsisinin iptali konusunda gereğinin yapılmasını talep ettiği, 21.02.2006 tarihinde davalı ... tarafından davacıya 2.999,58 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafça her hangi bir ihtirazı kayıt koyulmaksızın ödemenin kabul edildiği, davacının dilekçedeki imzaya itirazının bulunmadığı, davalı tarafça dava tarihinden önce yapılan ödemenin borcu sona erdirmiş olduğunun kabulünün gerekeceği, davacının bu sözleşme nedeniyle davalıdan her hangi bir hak ve alacağının kalmadığı, ancak; Mahkemece bozma ilamından önce 04.04.2018 tarihinde verilen karar ile davalı tarafça 03.04.2018 tarihinde Vakıflar Bankası Gaziantep Şubesine davacı adına depo edilen 1.475,31 TL'nin davacıya ödenmesine karar verildiği, bu karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, davacı yönünden bu miktarla sınırlı olarak usuli kazanılmış hak doğduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.475,31 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dosyasındaki 25.01.2021 tarihli raporun davalı vekiline; 10.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligatın HMK'nın 281 inci maddesine göre şerhli olduğunu, davalı tarafça itiraz edilmediği için 25.01.2021 tarihli rapor gereği mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili; Mahkemece bozma ilamına uyulmadığını, davanın tümden reddi gerektiğini, belirsiz alacak davasının şartlarının oluşmamasına rağmen belirsiz alacak davası şeklinde açıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı vekilinin 12.04.2021 tarihli beyan dilekçesi ile 10.000,00 TL üzerinden açtığı belirsiz alacak davasının değerini 80.500,00 TL'ye yükselttiğini, vekalet ücretinin bu miktara göre hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve sonrasında belediye meclisinin arsa tahsislerinin iptaline ilişkin kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesinin birinci fıkrasında (818 sayılı Borçlar Kanunu 113. Madde) "Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur." düzenlemesi bulunmaktadır.
3. Değerlendirme
1. Bilindiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesinde işaret edildiği üzere; asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur.
2. Eldeki bu davada, davacının dava açılmadan önce davalı belediyeye hitaben yazdığı 20.02.2006 tarihli dilekçesinde dava konusu taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğu meblağın tarafına ödenmesi ile arsa tahsisinin iptali konusunda gereğinin yapılmasını talep etmiş olup, davalı ... tarafından davacıya 2.999,58 TL ödeme yapılmış, davacı tarafça da herhangi bir ihtirazı kayıt koyulmaksızın ödemenin kabul edilmiştir. Bu haliyle davacının talebine uygun yapılan ödemenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesinde işaret edilen ve borcu sona erdiren hukuksal olguları içerdiği sonucuna varılmakta olduğundan mahkeme kararı yerindedir.
3. Bununla birlikte davacı 12.04.2021 tarihli dilekçesi ile talebini 80.500,00 TL olarak belirleyerek bu miktara hükmedilmesini istemiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinde "(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesi yer almakta olup, bu düzenlemeye göre reddedilen kısım için yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine 11.075,55 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak 1.457,31 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nun 370/2 nci maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan “1.457,31 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “11.075,55 TL” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.