"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/307 E., 2022/193 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.03.2019 tarih ve 2016/7083 Esas ve 2019/3287 Karar sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı şirkette serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak aylık 2.000 TL karşılığında 01.06.2012 tarihinde işe başladığını, 2012 yılının Mayıs ayından geçerli olmak üzere bazı mal ve hizmet teslimlerinde 117 nolu KDV tebliği ile tevkifat uygulamasının getirilmesi nedeniyle davacının, davalı adına 2014 yılının Temmuz ayında; 2012 Ağustos ile 2013 Haziran tarihleri arasına ilişkin iade çalışmalarını yaparak elektronik ortamda ve dosya halinde elden olmak üzere Maliyeye teslim ettiğini, verdiği bu hizmetin aralarındaki sözleşmenin 5.5 inci maddesine göre, sözleşmede belirtilen ücreti karşılığı sayılan görevlerinin dışında olması nedeniyle, ayrıca ücrete hak kazandığından davalı şirketçe hak edilen KDV iadesi üzerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yasal tarifeye göre hesaplanan 45.085 TL ücret alacağının hizmetin verildiği tarihten işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacının KDV iadesi işlemi yapmaya yetkisinin olmadığını, dava konusu işlemleri ancak yeminli mali müşavirlerin yapabileceğini, ayrıca davacının müvekkilinin yanında hizmet akdi ile çalışıyor olması nedeniyle davalı için verdiği tüm hizmetlerin sözleşme kapsamında belirlenen ücret karşılığında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2015/156 Esas, 2015/244 Karar sayılı kararıyla; davacının, davalı şirket dışındaki başka mükelleflere de muhasebecilik hizmeti verdiği, hizmetin davacıya ait iş yerinde gerçekleştirildiği, davacının davalı şirkete bir bağımlılığının mevcut olmadığı, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı, davacının davalı şirketin KDV iadesiyle ilgili olarak işlerini takip etmek suretiyle üzerine düşen hizmeti gereği gibi yerine getirdiği, davacının vermiş olduğu hizmetin taraflar arasında imzalanan... seri numaralı ve 22.02.2013 tarihli sözleşmenin 5.5. maddesi kapsamında bulunduğu, davacının KDV iadesi için yapmış olduğu hizmet nedeniyle 3568 Sayılı Kanunun 46. maddesi ile 02.01.1990 tarihli ve 20390 sayılı resmi gazetede yayınlanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanan ve 2014 yılında meslek mensuplarınca uygulanacak olan asgari ücret tarifesince belirlenen % 3 oranında ücreti almaya hak kazandığı, KDV iadesinin 1.502,861,40 TL olmasına göre % 3'e tekabül eden miktarın 45.085,84 TL olduğu, davalı tarafın davacının hak ettiği bu miktarın ödendiğine dair yazılı bir belge sunmadığı ve tahakkuk ettirilen KDV iadesinin davalı şirket tarafından tahsil edilip edilmemesinin ücretin doğumuna bir etkisinin bulunmadığı dosya kapsamındaki belgelerden anlaşıldığından davanın kabulüne; taleple bağlılık kuralı gereğince 45.085 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 14.03.2019 tarih ve 2016/7083 Esas ve 2019/3287 Karar sayılı ilamıyla davalı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin, davalının bilirkişi raporuna itirazları karşılanmadığı ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin değerlendirilmemiş olmasının hukuka aykırı olması nedeniyle konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden dosya kapsamına uygun, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini değerlendiren, davalının tüm itirazlarını karşılar nitelikte, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; serbest meslek faaliyetini sürdüren davacının mali müşavir hizmet sözleşmesine göre kanuna ve yönetmeliğe göre yapmış olduğu işlerin doğru olduğu, davacının bağımsız çalışan mali müşavir olması nedeniyle 3568 Sayılı Kanun uyarınca büro faaliyetlerini serbest yaparken, 5510 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre meslek unvanını kullanmadan SGK'lı olarak da davalının yanında çalışmasının önünde yasal bir engel bulunmadığı idare mahkemesi kararlarına göre mümkün olduğundan, davacının sözleşmenin 5.5. maddesine göre 3. maddenin kapsamı dışında kalan ilave işler olarak yaptığı, yeminli mali müşavirlik tasdikli rapor konusuna girmeyen konularda da ücret alabileceği anlaşıldığından davalı için yaptığı KDV iadesi işlemleri nedeniyle davacının davasının kabulüne, 3568 Sayılı Kanunun kapsamında her yıl resmi gazetede yayımlanan asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 45.085 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, mahkeme hükmünün gerekçesiz olduğunu, davacının davalı şirkette ücreti karşılığında her türlü muhasebe işlemlerini yapmak için davalıya bağımlı olarak çalıştığını, bu nedenle aldığı aylık ücretin dışında ek bir ücrete hak kazanamayacağını, KDV iadesi işlemlerini yapabilmeleri için yasal mevzuata göre serbest muhasebeci ve mali müşavirlere görev atfedilmediği için davacının bu işlemleri yerine getirdiğini iddia ederek ücret alacağına hak kazanamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak davalının KDV iadesi alacaklarını tahsil etmesi için gerekli belgeleri düzenleyerek Maliye’ye teslim etmiş olması nedeniyle 3568 Sayılı Kanunun kapsamında her yıl resmi gazetede yayımlanan asgari ücret tarifesine göre hak kazandığını iddia ettiği ücret istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun ücret başlıklı 46 ıncı maddesi şöyledir:
"Ücret meslek mensuplarının hizmetlerine karşılık olan meblağı ifade eder. Ücretin asgari miktarı tarife ile belirlenir..."
3. Değerlendirme
Taraflar arasında yapılmış olan sözleşmenin yürürlükte olduğu tarihte davacının kendisine ait işyerinde davalı şirket dışında başka mükelleflere de muhasebecilik hizmeti veriyor olması nedeniyle davalı şirket ile arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle sözleşmede belirtilen ücret karşılığında davalının tüm muhasebe ve vergi işlemlerini yerine getirmeyi taahhüt etmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle davacının davalı şirketin KDV iadesiyle ilgili olarak işlerini takip etmek suretiyle üzerine düşen hizmeti gereği gibi yerine getirmiş olması nedeniyle 22.02.2013 tarihli sözleşmenin 5.5 inci maddesi kapsamında 3568 Sayılı Kanun’un 46 ncı maddesi ile 02.01.1990 tarihli ve 20390 sayılı resmi gazetede yayınlanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanan 2014 yılında meslek mensuplarınca uygulanacak olan asgari ücret tarifesine göre davalının alacağı KDV iadesi miktarının % 3 oranında ücreti almaya hak kazandığı tespit olunduğundan temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
2-6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,
02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.