"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1666 E., 2022/1710 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; kurum mensubu hastalara sunduğu tedavi hizmetlerine ilişkin 2015 yılı Mayıs ayı faturalarını 12.06.2015 tarihinde davalıya teslim ettiğini, davalının teslim tarihinden itibaren 3 ay içinde fatura incelemesini tamamlayamadığını, ancak 18.09.2017 tarihinde incelemeyi sona erdirebildiğini, aralarında varılan mutabakat sonucunda üniversite alacaklarından 11.11.2017 tarihinde 377.690,81 TL anapara ve 142.549,82 TL faiz kesintisi uygulandığını, kurumun incelemeyi geç tamamlamasında kusurlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 142.549,82 TL faiz kesintisinin, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; kurumun işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2020 tarihli ve 2018/849 E., 2020/650 K. sayılı kararıyla; bilirkişi raporlarındaki tespitler de dikkate alınarak, davacı tarafından zamanında kuruma teslim edilen ve 5510 sayılı kanunun 97 nci maddesine istinaden üç ay içinde incelenerek sonuç alınması gereken 2015 Mayıs dönem faturalarının 90 gün içerisinde incelenmemesi nedeniyle mahsup işleminin geç yapılmasındaki (24 ay) kusurun davacıda değil davalı kurumun kendi gecikmelerinden kaynaklı olduğu, ayrıca bu tür gecikmede faiz uygulanacağı konusunda 2009/44, 2011/62 ve 2012/36 sayılı genelgelerde ve sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 142.549,82 TL'nin kesinti tarihi olan 11.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.11.2021 tarihli ve 2021/161 E., 2021/1607 K. sayılı kararıyla; davacı üniversitenin sunduğu sağlık hizmetlerine ilişkin fatura tahakkuk ettirerek davalı kuruma verdiği, davalı kurumun da davacının tahakkuk ettirdiği fatura bedellerini peşin olarak davacıya ödediği, sonrasında yaptığı ödemenin bir kısmının yersiz olduğunu tespit ettiği, davacı üniversitenin bu yersiz ödemeye ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, dolayısıyla yersiz ödemenin davalı kurumun hatalı işlemi neticesinde yapıldığından söz etmenin mümkün olmadığı, bilakis davacı üniversitenin haksız talebine istinaden yersiz ödeme yapıldığı, hal böyle olunca davalı tarafından avans ödemesi olarak yapılan ve yersiz ödeme olduğu tespit edilen tutara, ödeme tarihinden itibaren mahsuplaşma tarihine kadar yasal faiz işletilerek davacının alacağından kesinti yapılması yoluna gidilmesinin hukuka ve usule uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 12.05.2022 tarihli ve 2022/449 E., 2022/4508 K. sayılı ilamla; ".... Ancak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 97. maddesinin 7. bendinde 3 aylık süre içinde avans hesabının kapatılacağı düzenlenmiş olup, davalının dosya içerisinde bulunan belgelerden Mayıs 2015 dönemi avans ödeme tarihinin 12.08.2015, mutabakat tarihinin ise 11.11.2017 olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı kurumun 3 aylık sürede faturaların incelemesini tamamlamayarak kusurlu davrandığı açıktır. Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin hem 2009/44 sayılı Genelgenin 7.2.2 maddesinde hem de 2011/62 sayılı Genelgenin 1.11.7 maddesinde fazla ödemenin varsa kurum alacağından mahsup edileceği belirtildiğinden, bu düzenlemeye bağlı olarak yapılan ödemenin yersiz kabul edilemeyeceği gibi, faiz kesintisi uygulanmasının yasal dayanağının olduğundan da söz edilemeyecektir. Hal böyle olunca; bölge adliye mahkemesince, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davalı kurumun yasal süresi içinde incelemeyi tamamlamaması sebebiyle kusurlu olduğu, yersiz ödemeye ilişkin faiz işletemeyeceği ve yaptığı faiz kesintisinin hukuka aykırı olduğu, buna göre davalının istinaf istemlerinin haksız olduğu kabul edilerek davanın kabulüne, 142.549,82 TL'nin kesinti tarihi olan 11.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz
isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının ilgili dönem faturalarına ilişkin tek sorumluluğunun mevzuatta belirtilen tarihte kuruma fatura ve eki belgeleri teslim etmek olmadığını, mevzuat hükümleri doğrultusunda fatura bedellerinin tamamının fatura teslim tarihinden itibaren altmış gün içinde Akdeniz Üniversitesi hesabına ödendiğini, yersiz ve haksız olarak faturalandırılan ve ödenen meblağ üzerinden geçen süreç içerisinde ilgili merkeze haksız kazanç getirisi sağlamış olacağını, dolayısıyla avans olarak tamamı ödenen yersiz, haksız kazanca ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletildiğini, yersiz olarak tespit edilen ödemelere faiz işletilerek tahsili ile ilgili hükümlerin 5510 sayılı kanunun 96 ncı maddesinde yer aldığı gibi Fazla Veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin fazla veya yersiz ödemeden kaynaklanan alacağın tahakkuk ettirilmesi başlıklı 10 uncu maddesinde de “…Düzenlenen borç tablosu üzerinde ilgilinin kasıtlı ve kusurlu davranışı sebebiyle yapılan fazla veya yersiz ödemelerin her biri için, ödemenin yapıldığı tarihten hatalı işlemin tespit edildiği tarihe kadar kanunî faiz hesaplanır…” hükmü yer aldığını, ayrıca davalı kurum aleyhine mükerrer olarak istinaf duruşması gerekçe gösterilerek vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuk aykırı olduğunu, kurumun yapmış olduğu işlemler yasal mevzuat gereği olduğundan herhangi bir yanlışlık bulunmadığını ileri sürerek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı sağlık kuruluşunun 2015 yılı Mayıs dönemi için davalı kuruma faturalandırdığı sağlık hizmetlerine karşılık davalı tarafından avans ödemesi yapıldıktan sonra, fatura incelemesinin tamamlanması neticesinde taraflarca varılan mutabakat gereği davacının sunduğu fatura bedellerinde mevzuata aykırılık tespit edildiği gerekçesiyle yapılacak kesintiler nedeniyle davalının alacağının ortaya çıkması üzerine, bu alacağa kurumca tahakkuk ettirilen faizin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.).
D. Değerlendirme
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı tarafından temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
GN- SÇ- CŞ- FE