Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8420 E. 2023/620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından satılan aracın pert kaydı olduğunun gizlenmesi nedeniyle davacının açtığı tazminat davasında, aracın sonradan satılmış olması sebebiyle bedel iadesi yerine semende indirim yapılması gerekip gerekmediği ve indirim miktarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, aracın pert kaydı olduğu hususunda davacıyı bilgilendirdiğine dair bir ispat sunamaması ve davacının ayıplı mal nedeniyle açtığı davanın haklılığının bozma kararlarıyla tespit edilmiş olması; ancak, aracın davacı tarafından dava sürecinde satılmış olması nedeniyle bedel iadesi yerine semende indirim yoluna gidilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin tazminata hükmettiği direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/706 E., 2022/336 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş ise de miktar itibari ile duruşma isteminin reddine karar verilerek; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalıya ait 2004 model Mercedes 200 CLK aracı, ... 43. Noterliğinin 29.07.2010 tarih ve 22497 yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile 52.000 TL’ye satın aldığını, aracı bir süre kullandıktan sonra satmaya karar verdiğini, anlaştığı kişinin aracın Nisan 2009 tarihinde pert kaydı bulunduğunu tespit ederek aracı almaktan vazgeçmesi üzerine aracın pert kayıtlı olduğunu öğrendiğini, kendisinin gizli ayıplı satıştan dolayı aracı geri vererek bedelinin iadesi için davalıya ... 16. Noterliğinin 19.09.2011 tarih 22947 yevmiye nolu ihtarını keşide ettiğini, ancak cevap alamadığını, davalının satış öncesinde bu konuda kendisine bilgi vermediğini, aracın pert kayıtlı olmasının gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek; gizli ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ile 52.000 TL'nin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının Mercedes marka aracı 52.000 TL karşılığında 29.07.2010 tarihinde satın aldığını, aracın hasar kaydı olduğu hususunun sözleşme öncesi davacıya bildirildiğini, aracın satım tarihindeki rayiç bedeli 70.000 TL civarında olmasına rağmen rayiç bedelinin çok altında satın alındığını, davacı araçtaki ayıbı bilerek satın aldığından kendisinin bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.05.2014 tarihli ve 2011/434 Esas, 2014/327 Karar sayılı kararıyla; davalıya ait aracı davacının 29.07.2010 tarihinde satın aldığı, aracın kasko değerinin 86.000 TL olduğu, bilirkişi raporlarına göre aracın rayiç değerinin satım tarihi itibari ile 62.000 - 70.000 TL civarında sayılması gerektiği, davacının aracı 52.000 TL bedelle 29.07.2010 tarihinde aldıktan sonra 30.09.2011 tarihinde dava açtığı, pert kaydının aracın sicil kaydında belli olduğu, ayıbın açık ayıp sayılması gerektiği, her halükarda davacının bu durumu aracı satın alırken bilebilecek durumda bulunduğu, aracın piyasa rayiç değerinden düşük alınması sebebi ile seçimlik hakkın araç bedelinden indirim olarak kullanıldığının kabulünün gerektiği, tüm bilirkişi raporları ile durumun belirlendiği, satış tarihi dikkate alındığında eski BK hükümlerine göre 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, her halükarda seçimlik hakkın kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın zaman aşımı ve ispat görmeme sebebi ile reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.11.2014 günlü, 2014/34833E- 2014/36177K. sayılı ilamı ile; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediği belirtilerek, bir davada, “def’i” niteliğinde olan zamanaşımı itirazının söz konusu olması durumunda, mahkemece talep hakkının zamanaşımına uğradığı kabul edildiği takdirde, işin esasına geçilmeden davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddedilmesinin gerektiği, ancak dava konusu hakkın zamanaşımına uğramadığı ya da zamanaşımı def’inin süresinde kullanılmadığının kabulü halinde işin esası incelenerek esastan hüküm kurulabileceği, mahkemece bu yön gözardı edilerek davanın hem zamanaşımından hem de esastan reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 19.03.2015 tarihli ve 2015/42 E., 2015/118 K. sayılı kararıyla; davacının aracı 52.000 TL bedelle 29.07.2010 tarihinde aldıktan sonra 30.09.2011 tarihinde dava açtığı, pert kaydının aracın sicil kaydında belli olduğu, ayıbın açık ayıp sayılması gerektiği, her halükarda davacının bu durumu aracı satın alırken bildiği, satış tarihi dikkate alındığında eski BK hükümlerine göre 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu tüm dosya kapsamıyla anlaşıldığı gerekçesiyle zaman aşımı nedeni ile davanın reddine, karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19/06/2017 tarihli ve 2015/22638E., 2017/7586K. sayılı ilamında; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediği belirtilerek, davanın niteliği itibariyle ayıbın hile ile gizlendiği iddiasına dayandığı, öyle olunca BK'nın 207 inci maddesi değil, BK'nın 125. maddesinin uygulanmasının gerektiği, dava tarihi itibariyle de 10 yıllık süre dolmadığından mahkemece esasa girilip hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 28.11.2017 tarihli ve 2017/412 E., 2017/424 K. sayılı kararıyla; dava konusu aracın satış tarihi itibari ile değerinin 62.000 TL olduğu, davaya konu açık ayıplı aracın 10.000 TL daha ucuza alınması sebebi ile alıcının seçimlik hakkını semende indirim olarak kullandığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın esastan reddine, karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli ve 2018/2082 E., 2020/3273 K. sayılı ilamında; dava konusu araç için 21.04.2009 tarihinde ağır hasara uğraması nedeniyle pert işlemi yapıldığı, davacının öğrendiği gizli ayıbı 19.09.2011 tarihli noterden düzenlenen ihtarname ile davalıya bildirdiği, davacının gizli ayıp nedeniyle derhal satıcılara ihbarda bulunmakla satılanı, kanun hükmü gereğince ayıplı haliyle kabul etmediği, aracın piyasa değerinden düşük satın alınmasının davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmeyeceği gibi davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, Tramer kayıtlarını inceleme ve Tramer'e sms atarak bilgi edinme yükümlülüğünün de olmadığı, dava konusu araçta bulunan ayıbın davacıdan gizlenmediğinin ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalı tarafın satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiği veya davacının bu hususu bildiğini yansız delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, satılanın ayıplı olması sebebiyle davacının aracı teslim etmek suretiyle araç bedelini davalıdan tazmin etmesinin mümkün olduğu ancak aracın davadan sonra davacı tarafından 29.08.2013 tarihli işlem ile dava dışı üçüncü kişiye satışının gerçekleştirildiği, bu sebeple davanın semenin tenzili yönünde neticelendirilmesinin gerektiği, yapılan bilirkişi incelemesine göre ayıp sebebiyle indirilmesi gereken bedelin satış tarihindeki rayiçlere göre 17.000 TL'ye tekabül ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 17.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun muhteviyatı itibariyle hükme esas alınamayacak nitelikte olduğunu, mahkemece davacının talep edebileceği tazminat tutarının uzman bilirkişi aracılığıyla nispi metod yöntemi ile tespit edilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından hiçbir araştırma yapılmaksızın aracın ilk satış bedelinden, davacının dava dışı 3. kişiye gerçekleştirdiği sözde satış bedelinin çıkartılarak hesap edilen miktara mahkemece hükmedildiğini, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, aracın piyasa rayiç satış bedelini ihtiva etmeyen bilirkişi raporunu hükme esas alarak karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.818 sayılı BK'nun 198 inci maddesi hükmüne göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması gerekmektedir.

2. 818 sayılı BK'nın 125 inci maddesinde; kanunda aksi bir hüküm bulunmadıkça, her alacağın on yıllık zamanaşımına tabi olduğu düzenlenmesi mevcuttur.

3. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK.nun madde 76, HMK madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hakimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karara esas alınan bilirkişi raporunda, somut olayın özelliğine göre yapılan tazminat hesabının uygun olduğu, davalının satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiği veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamadığı, kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.03.2023 tarihinde oy birligi ile karar verildi.