"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1446 E., 2022/1711 K.
KARAR : Davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2018/44 Esas, 2020/136 Karar
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 15.03.2022 tarih ve 2021/6622 Esas ve 2022/2235 Karar sayılı ilamıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı kurum mensuplarına vermiş olduğu tedavi hizmeti nedeniyle düzenlediği 2014 yılı Şubat dönemine ait faturalar için avans ödemesi yapan Kurumun, 2017 yılında incelemeyi tamamlaması üzerine belirlediği kesinti miktarını faiziyle birlikte sonraki hakedişlerinden tahsil ettiği, fatura ve eki belgelerin inceleme işlemlerinin 90 günlük yasal süre içinde tamamlanması gerekirken bu süre zarfında incelemenin tamamlanmadığını, fatura bedellerinin ödenmesindeki gecikmeye davalının kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, yersiz ödeme nedeniyle 278.672,81 TL tutarındaki faiz kesintisinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 278.672,81 TL tutarındaki haksız kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu kurum işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sözleşmede belirtilen sürede incelemenin yapılmaması nedeniyle aradan geçen süre için kesinti yapılması kararlaştırılan miktara faiz işletilmesinin sözleşme koşullarına ve hukukun genel ilkelerine aykırı olduğu, oluşan fiili durumun davalı tarafın kusurundan kaynaklandığı ve hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak talep edemeyeceği hususu değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne, 278.672,81 TL faiz kesintisinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, yapılan faiz kesintisine yeniden faiz işletilmesine ilişkin talebin hukuki dayanağı olmadığından faize yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurumun işlemiş faiz alacağı olarak davacının hakedişlerinden haksız yere kestiği tutarın, kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili; davalı kurumun işleminin hukuka uygun olduğunu beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli, 2020/1982 Esas, 2022/366 Karar sayılı kararıyla, davalı tarafından avans ödemesi olarak yapılan ve yersiz ödeme olduğu tespit edilen tutara, ödeme tarihinden itibaren mahsuplaşma tarihine kadar yasal faiz işletilerek davacının alacağından kesinti yapılması yoluna gidilmesi mümkün olduğundan taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, 130.878,05 TL'nin kesintinin yapıldığı 12.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.03.2022 tarihli ve 2021/6622 Esas, 2022/2235 Karar sayılı ilamında; davalı tarafın tüm temyiz taleplerinin reddi ile davalı kurum tarafından davaya konu faturaların incelemesinin kanunda belirtilen süre zarfında (faturaların teslim tarihinden itibaren üç aylık süre içinde) yapılmadığı, bu nedenle davalının kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceği, davacının hakedişinden “avans artığı kesintisi” adı altında yapılan haksız ve hukuka aykırı kesinti bedeli toplamının 278.672,81 TL olduğu dikkate alınarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı usul ve yasaya uygun olduğundan uyulmasına karar verilerek, davalı kurumun yasal süresi içinde incelemeyi tamamlamaması sebebiyle kusurlu olduğu, yersiz ödemeye ilişkin faiz işletemeyeceği ve yaptığı faiz kesintisinin hukuka aykırı olduğu, buna göre davalının istinaf istemlerinin haksız, davacının ise haklı ve yerinde olduğu kabul edilerek davacının davasının kabulüne, 278.672,81 TL'nin 57.993,13 TL'sine kesinti tarihi olan 16.05.2017 tarihinden, bakiye 220.679,68 TL'sine kesinti tarihi olan 12.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 12 inci maddesinde yer alan “Kamu zararından doğan alacaklar, sorumlulardan ve/veya ilgililerden, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte tahsil edilir.” şeklindeki düzenlemeye göre davacının hatalı faturalandırmaları nedeniyle yapılmak zorunda kalınan kesintiye dair uygulanan faizin hukuka uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurumun sağlık hizmeti sunucularının faturalarının mevzuatta belirlediği süre içerisinde incelemelerini tamamlayamaması halinde fatura bedellerinin tamamını avans olarak ödemek zorunda kalıp da incelemeyi tamamladığı vakit hatalı faturalandırmalar nedeniyle yapacağı kesinti miktarı için faiz talep etme hakkı olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).
3. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).
4. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı yasa) zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans başlıklı 97/7 nci maddesi şu şekildedir;
“(Değişik yedinci fıkra: 18.2.2009-5838/2 md.) Sağlık hizmeti sunucuları, sunmuş oldukları hizmetlere ilişkin bir ay içinde düzenledikleri fatura ve eki belgeleri izleyen ayın onbeşine kadar Kuruma teslim ederler. Fatura teslim tarihi; süresi içinde teslim edilen faturalar için teslim edildiği ayın onbeşinci günü, süresi içinde teslim edilmeyen faturalar için ise teslim edildiği ayı takip eden ayın onbeşinci günü olarak kabul edilir. Fatura bedelinin tamamı, fatura teslim tarihinden itibaren, altmış gün içinde, sağlık hizmet sunucularına avans olarak ödenir. Fatura ve eki belgeler, fatura teslim tarihinden itibaren üç ay içinde incelenerek avans hesabı kapatılır. İnceleme süresinin takip eden mali yıla sirayet etmesi durumunda, avans artıkları hakkında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 35 inci maddesindeki akreditiflere ilişkin hükümler uygulanır.”
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, 5510 sayılı kanunun 97 nci maddesinin 7 nci bendinde 3 aylık süre içinde avans hesabının kapatılacağı düzenlenmiş olup, dosya içerisinde bulunan belgelerden davalının yasal süre içerisinde faturaların incelenmesini tamamlamayarak kusurlu davrandığı, bu nedenle yapılan ödemenin yersiz kabul edilemeyeceği gibi, faiz kesintisi uygulanmasının yasal dayanağı olduğundan da söz edilemeyeceğinden davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.