"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2686 E., 2022/2432 K.
DAVA TARİHİ : 27.07.2015
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/34 E., 2020/122 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince her iki tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz ve davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin ve davalının adli yardım talebinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 657 sayılı Kanunun 78, 79 ve 80 inci maddeleri ile Yetiştirilmek Amacıyla Yurt Dışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, ABD Sam Houston State Üniversitesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında sürdürülen eğitim işbirliği faaliyetleri kapsamında ve ihtiyaç duyulan alanlarda bilimsel buluşmalarda bulunmak üzere, 25.02.2008 ve 13616 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 29 kişilik kontenjan kapsamında 2008 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü makamının 14.08.2008 tarihli Bakan olur'u ile "kriminoloji" konusunda doktora programına katılmak üzere yurt dışına gönderildiğini, davalı süresinde eğitimini tamamlayamadığından 19.08.2011 tarihli olur ile eğitim süresinin uzatıldığını, ancak davalının görevine başladığı tarihte doktora diplomasını teslim etmediğini, davalının 11.08.2008 tarihinde imzaladığı taahhütü ihlal ettiğini ve yapılan tüm doktora masrafları olan 165.733,81 USD'yi iade etmesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 165.733,81 USD'nin 13.08.2012 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli döviz mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının doktora diplomasını teslim etmediği iddiası ile eğitim giderlerini kapsayan borç tahakkuk ettirdiğini, oysa müvekkilinin taahhüdünü ihlal etmediğini, davacının müvekkili sadece “öğrenim” için gönderilmiş gibi dar bir yorum yaptığını ve “diploma teslimini” taahhüt etmiş gibi mükellefiyet yüklediğini, müvekkilinin vermesi gereken dersleri verdiğini, şu an tez aşamasında olduğunu, tezini sunarak doktora programından mezun olacağını, müvekkilinin Türkiye’ye döndükten sonra eğitiminin finansmanını kendisinin sağladığını, müvekkilinin eğitimini başarı ile bitirdiğini, imzaladığı taahhüt senedine uygun hareket ettiğini, Olay Yeri İnceleme Şube Müdürü olarak görev yapması ile mecburi hizmetini ifa ederek ödeyen müvekkili adına borç çıkarılmasının mümkün olmadığını, davacı idarenin yıllarca müvekkilinin mecburi hizmetinden faydalandığını, doktora eğitim süresinin kesin zaman dilimi ile sınırlandırılamayacağını, müvekkilinin doktorasını iddia edilen süresi içinde tamamlayamadığı gerekçesi ile başarısız sayılmasının hukuka ve uygulamaya aykırı olduğunu, müvekkilinin eğitimine devam etmesi nedeni ile başarısız sayılamayacağını, Devlet Personel Başkanlığının 05.02.2015 tarih ve 840 sayılı yazısında; 657 sayılı DMK'nın 23/b bendi gereği, yurtdışına gönderilen devlet memurlarından, meşru ve zorunlu sebepler dışında çalışma programını gerçekleştirmeyen, geciktiren, kendiliğinden programdaki yer, kurum veya kuruluşları veya çalışma konularını değiştirenlerin, kurumların yetkili Disiplin Kurulu Kararı ile geri çağrılarak başarısız olarak değerlendirileceğini, geri çağırma yok ise ilgilinin başarısız sayılmasının söz konusu olmayacağının belirtildiğini, müvekkili hakkında yetkili Disiplin Kurulunca verilmiş bir geri çağırma işleminin bulunmadığını, davacı kurumun müvekkilinden hem mecburi hizmet hem de tazminat istemesinin sebepsiz zenginleşme sayılacağını, müvekkilinin halen 657 Sayılı Kanunun Ek 34 üncü maddesine göre mecburi hizmetini yapmakta olduğunu, müvekkilinin mecburi hizmetini ifa etmeyeceğini bildirmesi halinde davalı idarenin, alacak miktarını kendisinden ve kefilden müştereken ve müteselsilen isteyeceğini, iki kez ifanın sebepsiz zenginleşme sayılacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Mahkemenin 22.06.2017 tarihli ve 2015/341 E., 2017/246 K. sayılı kararıyla; ''yüklenme senedi hükümlerinden, davalının yüklenme senedine aykırı davranması halinde yüklenme senedinin 6.maddesinin uygulanacağının öngörüldüğü, davalının salt belirtilen sürede doktora eğitimini tamamlamamasının taahhüdü ihlal sayılamayacağı gibi, Yetiştirilmek Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik'in 23.maddesinde hangi hallerin başarısızlık hali olarak kabul edileceği hususunda bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, davacının davalı için yaptığı yurt dışı eğitim masraflarını isteyemeceği yargısına varıldığı, ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 28/12/2016 tarihli "Olur"undan aralarında davalının da bulunduğu, bir çok emniyet mensubunun 1989-2015 yılları arasında yurt dışında master ve doktora eğitim programına katılmak üzere görevlendirilen ve dönüşlerinde yükümlülüklerinin bir kısmını yerine getirmedikleri iddiaları ile yapılan disiplin soruşturması sonunda "ön inceleme ve disiplin soruşturması ile adli ve mali yönden işlem yapılmasına gerek olmadığına" karar verildiğinin anlaşıldığı, davalının yurt dışında yapacağı doktorayı üç yıllık sürede bitirmemesinin ilgili yönetmeliğin 23.maddesi ile 657 sayılı Yasa'nın Ek 34.maddesi gereğince, davalının yurt dışı doktora için yapılan masrafların istirdadı hakkını doğurmayacağı'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 28.12.2018 tarihli ve 2017/2427 E., 2018/1987 K. sayılı kararı ile; "Somut olayda, davalının "kriminoloji" konusunda doktora yapmak üzere 14.08.2008 tarihli Bakan oluru ile yurt dışına gönderildiği, doktora süresi 3 yıl olup, davalının bu sürede eğitimini tamamlayamaması nedeniyle sürenin 19.08.2011 tarihli olur ile 1 yıl daha uzatıldığı, davalının bu sürenin sonunda da diplomasını teslim etmediği, 657 SY'nın ek 34. maddesinde yurt dışı eğitimine ilişkin düzenleme yapıldığı, yurt dışına gönderilecek personelden "yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi" alındığı, davalıdan alınan 11.08.2008 tarihli yüklenme senedinin 1. maddesinde yüklenme senedi hükümlerinin ihlali halinde, senette yazılı müeyyidelerin hakkında aynen ve tamamen tatbik edileceğine rıza ve muvafakat ettiği, 7. maddesinde eğitimini tamamlamadan yurda döndüğü veya başarılı olmadığı takdirde, tarafına fiilen döviz cinsinden yapılan masrafların tümünün 6. maddede belirtilen usul ve şartlarla tahsilini ve 4. maddede belirtilen işlemlerin hakkında uygulanacağını kabul ettiği, eğitimin başarı ile tamamlandığını kanıtlayan belgenin diploma olduğu, davalının taahhüdünü yerine getirmediği, yüklenme senedine aykırı davrandığı, davacının davalı için yaptığı harcamaları talebinde haklı olduğu, davalının doktora çalışmasından önce de davacı idarede çalışan personel olduğu, yurt dışından döndükten sonra da işine devam ettiği, ancak doktorasını bitirmiş bir personel olarak hizmet yapmadığından, taahhüdünü ihlal ettiği, zira davalının doktora eğitimine gönderilmesi ve giderlerinin karşılanmasındaki amacın, davalıdan doktoralı eğitim ile kazanımı sonucu, eğitildiği konuda hizmet almak olduğu, bu durumda davacı idarenin, davalıdan doktoralı personel olarak yararlanamadığı, davalının tez diplomalı personel olarak mecburi hizmetini ifa etmediği, davalının da aralarında bulunduğu emniyet görevlileri hakkında yurt dışı görevlerinden dönüşlerinde yükümlülüklerinin bir kısmını yerine getirmediklerinden bahisle disiplin soruşturması yapmak üzere görevlendirilen müfettiş raporunda (27.12.2016 tarihli), suç tarihi itibari ile 2 yıl içinde disiplin cezası verilmesi gerektiği, bu 2 yıllık süre geçmiş olup, disiplin kurulunca ceza verme yetkisi zaman aşımına uğradığından dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu raporun disiplin soruşturmasına ilişkin olup, davaya konu tazminat davası yönünden sonuca etkisinin bulunmadığı dosya kapsamı ile sabit olup, tüm bu sebeplerle davalının taahhüdünü yerine getirmediği, yüklenme senedine aykırı davrandığı, davacının davalı için yaptığı harcamaları talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından, davacının talep edebileceği tazminat miktarı konusunda uzman bilirkişi marifeti ile tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, bu durumda mahkemece, davacı idarenin, 657 SY ve ilgili yönetmelik hükümleri ile yüklenme senedi hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği yurt dışı eğitim giderinin miktarının tespiti hususunda, önceki bilirkişiden denetime elverişli bir ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği'' gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alındığı, BAM kaldırma gerekçeleri de değerlendirilerek düzenlenen bilirkişi raporunda 165.733,81 Amerikan Dolarının davalıya ödendiği ve davacının bunu talep edebileceğinin bildirildiği, BAM 26. Hukuk Dairesi'nin mahkeme kararını kaldırıp dosyayı iadesinden sonra iade gerekçeleri doğrultusunda bilirkişiden alınan ek rapor sonrasında davacının davasının kabulü gerektiği'' gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, 165.733,81 Amerikan Dolarının 31.12.2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa'ya göre devlet bankalarının Amerikan Doları üzerinden bir yıllık mevduat hesabına yatırılan paraya uygulanacak faiziyle birlikte ödeme tarihindeki efektif değeri üzerinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece faiz başlangıç tarihinin yanlış belirlendiğini, faizin davacının görevlendirilmesinin sona erdiği 13.08.2012 tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 657 Sayılı Kanun'un ek 34 üncü maddesi uyarınca başarısızlık hususu ile ilgili 2004 tarihinde kanun değişikliğine gidildiğini, değişiklik öncesi kanun koyucunun verilen süreyi tamamlayıp başarısız olarak dönülmesi durumunda da ödeme yapılması gerektiğini düzenlemişken, değişiklik sonrası bu ibarenin kanundan çıkartıldığını, ilgilisine yalnız yönetmelikle belirlenen başarısızlık ve geri çağrılma hallerinde borç çıkarılabileceğini düzenlediğini, başarısızlık ve geri çağrılma hallerinin bir arada bulunması gerektiğini ve başarısızlık hallerinin yönetmelikte düzenlenmesi gerektiğini, dolayısıyla başarısızlık yorumunun mahkemeye, bilirkişiye ya da idareye bırakılmadığını, yönetmelikte belirlenmiş bir başarısızlık halinin de bulunmadığını, müvekkili hakkında bir geri çağrılma kararı da verilmediğinden yapılan ödemelerden sorumlu tutulamayacağını beyan ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''...mahkemece bilirkişi rapor ve ek raporu doğrultusunda istinaf incelemesine konu davanın kabulüne dair karar verildiği, taraflar arasında, davacı kurum çalışanı olan davalının, davacı kurum bünyesinde başkomiser olarak görev yapmakta iken 657 sayılı Kanun ve Yetiştirilmek Üzere Yurt Dışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkındaki Yönetmelik gereğince 14.08.2008 tarihli bakan onayı ile 14.08.2008-13.08.2011 tarihleri arasında ABD'de doktora eğitimine gönderildiğine, verilen sürede eğitim tamamlanamadığından 19.08.2011 tarihli bakan onayı ile 13.08.2012 tarihine kadar bir yıl daha sürenin uzatıldığına, davalının kendisine yurt dışında eğitim için verilen sürenin bitimine müteakip eğitimini tamamlamadan yurda dönerek görevine başladığına, doktora diplomasının ise dava tarihi itibari ile henüz teslim edilmediğine ilişkin ihtilaf bulunmamakta olup, davalının, kendisine eğitim için izin verilen sürede doktora eğitimini tamamlayıp, diplomasını davacı kuruma ibraz etmemesi nedeni ile taahhüdünü ihlal ettiği ve kendisi için yapıldığı taraflar arasında ihtilafsız olan eğitim masraflarından sorumlu olduğu, 6098 sayılı TBK'nın 117 nci maddesine göre, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceği, davanın dayanağı olan yüklenme senedinde, taahhüdün ihlal edilmesi halinde fiilen döviz cinsinden yapılan masrafların fiili geri ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesap edilerek Türk Parası karşılığının yasal faizi ile tahsilinin kararlaştırıldığı, kefalet senedi ile ayrı bir borç ödeme günü de belirlenmediği, davacı tarafın, dava tarihinden önce düzenlenen borç bildirimi ile 165.733,81 USD'nin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesini talep etmiş olup, ihtarnamenin tebliği ile verilen sürenin bitimi ile davalı temerrüde düşmüş olup, davacının, mahkemece hükmedilen alacağa davalının görevlendirilmesinin sona erdiği 13.08.2012 tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğine yönelik istinaf itirazının yerinde görülmediği, dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nın 355 inci maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı...'' gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek, alacağa davalının yurt dışı görevlendirmesinin sonlandığı tarih olan 13.08.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek, öncelikle adli yardım taleplerinin kabulü ile hukuka aykırı istinaf mahkemesi kararının bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yurt dışına eğitim için gönderilen davalı personelin eğitimini başarılı tamamlayamamış olması nedeni ile yapılan eğitim giderlerinin istirdatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ''Bilgilerini artırmak üzere dış memleketlere gönderilme'' başlıklı 78 inci maddesinde; " Mesleklerine ait öğrenimini bitirerek Devlet memurluğuna alınmış ve asli memur olarak atanmış olanlardan mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak üzere dışmemleketlere:
a) Kurumlarınca açılacak seçme veya yarışma sınavlarında başarı gösterenlere,
b) Dış burslara dayanılarak gönderilenlere,
İki yıla kadar ayrılma müsaadesi verilebilir.
Gerekirse bu süre en çok bir kat uzatılabilir." düzenlemesi mevcuttur.
2. 657 sayılı Kanun'un ''Yurtdışı Eğitim Masraflarının Tahsili'' başlıklı Ek 34 üncü maddesi; " İlgili kanunlarına göre; öğrenim yapmak, yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak, staj yapmak veya benzeri bir nedenle geçici süreli görevlendirilmek suretiyle, üç ay veya daha fazla süre ile yurtdışına gönderilen kamu personeli yurtdışında bulundukları sürenin iki katı kadar mecburi hizmetle yükümlüdürler. Bu şekilde yurt dışına gönderilecek personelden, örneği Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanmış "Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil KefaletSenedi" alınır.
Anılan personelin mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden veya tamamlamadan görevinden ayrılması, müstafi sayılması ya da bir ceza ile görevine son verilmesi halinde, kendileri için kurumlarınca fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü masraflar aynı döviz cins ve miktarı üzerinden borçlandırılır. Döviz borcu toplamından mecburi hizmetin tamamlanan kısmı için hesaplanan miktar indirilir. Hesaplanan borç miktarı, ilgilinin durumu ve ödettirilecek meblağ dikkate alınarak azami beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Borç miktarı ilgili tarafından Türk Lirası ile ödenir ve yapılan ödeme miktarı tahsil tarihindeki T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan edilen efektif satış kuru üzerinden dövize çevrilerek yukarıda belirlenen şekilde hesaplanan döviz borcundan mahsup edilir.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/9/2004 – 5234/1 md.) Yönetmelikle belirlenen başarısızlık ve geri çağrılma hallerinde de ilgililer için fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafların tamamı aynı esaslara göre ödettirilir. Bu yönetmelik Maliye ve Millî Eğitim bakanlıklarının görüşü üzerine Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanır.
30.4.1992 tarih ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 19 uncu maddesine 492 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen (ı) bendi kapsamında bulunanlar hakkında üçüncü fıkra hükmü, 8.4.1929 tarih ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun ve diğer kanun hükümleri uyarınca yurtdışına gönderilen öğrenciler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
Kendi imkanları ile yurtdışında öğrenim gören öğrenciler bu madde hükmünün dışındadır." düzenlemesi bulunmaktadır.
3. 07.02.2005 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü Yurtiçi Yurtdışı Lisansüstü Eğitim ve Yurtdışı Kısa Süreli Eğitim Yönergesi'nin genel hususlar başlıklı 14 (ğ) bendinde "Lisansüstü eğitimden dönen personel, hazırladığı tezi Türkçe çevirisi ile birlikte 2 ay içinde Eğitim Dairesi Başkanlığı'na teslim eder" düzenlemesi ile aynı Yönergenin yurt dışı lisansüstü eğitime gönderilen personelin görev ve sorumlulukları başlıklı 19 (ç) bendinde, "eğitime gönderilen personel Emniyet Genel Müdürlüğü'nce kendilerine tebliğ edilen dal ve programda, belirlenen sürede eğitimini başarı ile tamamlamakla yükümlüdür. Eğitim sonunda alınan diplomanın ve transkriptin onaylı süretini en kısa zamanda Emniyet Genel Müdürlüğü'ne teslim eder" düzenlemesi mevcuttur.
4. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117 nci maddesi; ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.
'' şeklindedir.
3. Değerlendirme
1. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya kapsamına göre, davalı ...'in verilen ek süreye rağmen doktorasının tamamlayamadığı ve doktora diplomasını sunamadığı anlaşılmaktadır.
Yurt dışı eğitim masrafları nedeniyle ilgilinin sorumluluğun ve ödenmesi gereken borç miktarının yüklenme senedine göre tespit edileceği açıktır. Taraflar arasında 11.08.2008 tarihinde imzalanan Yurtdışına Gönderilen Kamu Personeline Mahsus Yüklenme Senedi ve Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi başlıklı sözleşmenin 7 nci maddesinde; "...kendi isteğimle öğrenimimi bıraktığım, kurumun izni dışında öğrenim yerimi veya dalımı değiştirdiğim, ilgili kanun, tüzük, yönetmelik ve öğrenim planında yazılı hususlara riayet etmediğim, izinsiz olarak yabancı veya yerli bir müesseseden burs aldığım, birinci maddede belirtilen yurtdışına gönderiliş sebebimle ilgili olarak çıkmış veya çıkacak olan kanun, tüzük, yönetmelik ve tüm mevzuat hükümlerine uymadığım ve yükleyecekleri mükellefiyetlere rıza göstermediğim, eğitimimi tamamlamadan yurda döndüğüm veya başarılı olmadığım takdirde tarafima fiilen döviz cinsinden yapılan masrafların tümünün altıncı maddede belirtilen usul ve şartlarla tahsil edilmesini ve dördüncü maddede belirtilen işlemlerin hakkımda uygulanacağını şimdiden kabul ve taahhüt ederim." düzenlemesi yapılmıştır.
Davalı bu senede göre öğrenim yapmak, yetiştirilmek, eğitilmek amacıyla eğitime gönderildiğinden ve devam ettiğinden dava konusu uyuşmazlıkta sözü edilen senet hükümlerinin uygulanması gerekir.
Davalı, kendisine tanınan süre içerisinde doktora diplomasını sunmayarak 23.08.2005 tarihli Yurtdışına Gönderilen Kamu Personeline Mahsus Yüklenme Senedi ve Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi başlıklı sözleşmenin 7 nci maddesini ihlal edilmiştir. Bu maddeye göre (... fiilen döviz cinsinden yapılan masrafların tümünün...) yapılan masrafların tamamının istenebileceği anlaşılmakla, sonuç olarak; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uyuşmazlığa uygulanması gereken yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. 6098 Sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 117 nci maddesinde; borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle borçlunun temerrüde düşeceği, böyle bir belirleme yoksa borçlunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği hüküm altına alınmıştır.
Davalı tarafından imzalanan 11.08.2008 tarihli Yurtdışına Gönderilen Kamu Personeline Mahsus Yüklenme Senedi ve Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedinin 1 inci maddesinde; "ilgi mevzuat hükümlerine göre Emniyet Genel Müdürlüğünce kısmen veya tamamen finanse edilmek suretiyle öğrenim yapmak, yetiştirilmek, eğitilmek, bilgimi artırmak, mesleğimle ilgili konularda araştırma -inceleme-etüt veya staj yapmak ya da benzer bir nedenle geçici süreli grevlendirilmek üzere (2) ABD'ye (3) üç yıl süreyle yurt dışına gönderileceğimden, aşağıdaki şartların aynen kabulünü ve işbu yüklenme senedi hükümlerinin her ne surette olursa olsun tarafımdan ihlal edilmesi halinde bu yüklenme senedinde yazılı müeyyidelerin hakkımda aynen ve tamamen tatbik edileceğine rıza ve muvafakatımı beyan ederim" hükmünün bulunduğu, 7.maddesinde; "kendi isteğimle öğrenimimi bıraktığım, kurumum izni dışında öğrenim yerimi veya dalımı değiştirdiğim, ilgili kanun, tüzük, yönetmelik ve öğrenim planında yazılı hususlara riayet etmediğim, izinsiz olarak yabancı veya yerli bir müesseseden burs aldığım, birinci maddede belirtilen yurt dışına gönderiliş sebebimle ilgili olarak çıkmış veya çıkacak olan kanun, tüzük, yönetmelik ve tüm mevzuat hükümlerine uymadığım ve yükleyecekleri mükellefiyetlere rıza göstermediğim eğitimimi tamamlamadan yurda döndüğüm veya başarılı olmadığım takdirde tarafıma fiilen döviz cinsinden yapılan masrafların tümünden altıncı maddede belirtilen usul ve şartlarla tahsil edilmesini ve dördüncü maddede belirtilen işlemlerin hakkımda uygulanacağını şimdiden kabul ve taahhüt ederim" hükmünün mevcut olduğu, 6.maddesinde; "taahhüdümü ihlal ettiğim takdirde, ilgili kanunlara göre yukarıda (1.maddede) yazılı sebeple yurt dışına gönderilmem nedeniyle yurtiçi aylığı da dahil olmak üzere aylık, ücret, aidat, zam, tazminat, ödenek, tayin bedeli gibi adlar altında tarafıma yapılan her türlü ödemeler ile yol ve ikamet giderlerini ve bu hususlara ilave olarak şahsım adına programım içinde veya dışında her ne sebeple ve şartla olursa olsun sarf edilen meblağı, fiilen döviz cinsinden yapılmış olanları aynı döviz cinsinden ve kanuni faiziyle birlikte, fiili geri ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru uygulanmak suretiyle bulunacak karşılığını Yeni Türk Lirası olarak, Yeni Türk Lirası olarak yapılmış olanları, gönderildiğim ilgili kanun hükmünün öngördüğü gibi (9) kanuni faizi ile birlikte ....ödeyeceğimi şimdiden kabul ve taahhüt ederim" hükmünün öngörüldüğü tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf temyiz başvuru dilekçesinde alacağın davalının yurt dışı görevlendirmesinin sona erdiği tarih olan 13.08.2012 tarihinde itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmişse de, imzalanan kefalet senedindeki hükümlerde geri ödemenin yapılacağı tarih konusunda bir belirleme bulunmadığı ve davalının da 13.08.2012 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazının reddine karar verilmiştir.
3. Davacı vekilinin 13.08.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönündeki talebinin kabul edilmesi yukarıda yer verilen gerekçeler doğrultusunda mümkün değilse de, davacı tarafından davalının eğitimi için ödenen tutarın ödenmesi amacıyla borç bildirimi yapıldığı, dosyada bulunan borç bildirim tebliğ belgesinin incelenmesinde, belgenin davalı borçluya 26.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borç bildirim belgesinde ödeme süresinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay olarak belirtildiği, bu durumda davalının tebliğin üzerinde 1 ay geçmekle 27.12.2014 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ve davacının bu tarihten itibaren faiz isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece 31.12.2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
3. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1 inci bendinde yer alan ''31.12.2014'' tarihinin hükümden çıkartılarak yerine ''27.12.2014'' tarihinin yazılması ve diğer kısımların aynen muhafazası suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.