"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2985 E., 2022/2633 K.
DAVA TARİHİ : 14.12.2016
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/520 E., 2019/291 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kurum işleminin iptali talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, alacak talebi yönünden dava konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı yönünden başvurunun esastan reddine, davacı yönünden başvurunun kabulü ile kurum işleminin iptali talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, alacak talebi yönünden dava konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Özdamar Eczanesi’nin sahibi olduğunu, 26.10.2016 tarihinde Medula ekranının kapatıldığını, 2016 yılının Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ayları ile 26 Ekim 2016 tarihine kadar Kuruma fatura ettiği reçetelerin bedellerini alamadığını, davalı idarenin fesih ihbarını sözleşmenin 5 inci maddesine dayandırmışsa da, bu maddede sayılan sebeplere göre yapılan işlemin uygun olmadığını, hakkında soruşturma ve kovuşturma bulunmadığını beyanla sözleşmesinin süresiz feshinin iptali ve Medula sistemine girişinin sağlanmasını, Mayıs 2016-26.10.2016 tarihleri arasında fatura ve reçeteye bağlı hak edişinin ödenmesini, muarazanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; ...’ın sahibi olduğu eczaneye ait sözleşmenin 30.11.2016 tarih ve 6470685 sayılı yazıyla taraflar arasında yapılan protokolün 5.1 inci maddesinin “Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir." hükmü gereği Kurumca tek taraflı olarak feshedildiğini, ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit eden terör örgütleri ile bağlantılarından dolayı haklarında inceleme, soruşturma, tutuklama bulunan veya bahse konu terör örgütleri ile bağlantılı oldukları belgelenen sağlık hizmeti sunucuları ile ilgili Kuruma intikal eden bildirimler nedeniyle davacının Medula erişiminin iptal edilerek, ödemelerinin durdurulduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mayıs 2016 – 30.09.2016 tarihleri arasında fatura ve reçeteye bağlı hak edişlerin 16.01.2017 tarihinde ... (SGK) tarafından 151.705,40 TL olarak ödendiği anlaşılmakla alacak istemi yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, taraflar arasındaki protokolün 5.1. maddesi gereğince fesih yazısının 07.12.2016 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine göre fesih işleminin 07.01.2017 tarihinde geçerli olması gerektiği, ancak davacıya ait Medula sistemi ile ilgili ekranın 20.10.2016 tarihinde kapatılmasının fiili olarak sözleşmeyi fesih mahiyetinde olduğu, davalı idarenin davacı hakkında hangi nedenle eczane sözleşmesini feshettiğinin anlaşılamadığı, davacının terör örgütleri ile somut olarak bağlantısının bulunduğuna dair davalı tarafından delil ibraz edilemediği, davalının protokole aykırı olarak fesih işlemi gerçekleştirdiği anlaşıldığından sözleşmenin feshine yönelik işlemin iptaline, mahkemece taraf iradesi yerine geçilerek sözleşmenin devamına karar verilemeyeceğinden sözleşmenin devamı yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce davacının toplam alacağının 151.705 TL olmasına rağmen lehlerine 2.725 TL vekalet ücreti takdir edildiğini, davalı idarenin borcunu dava açıldıktan sonra ödediği için maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti ödenmesinin yasa gereği olduğunu belirterek, istinaf incelemesi sonucu yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve nisbi vekalet ücreti uygulanmasına karar verilmesini talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmeye istinaden yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu, söz konusu işlemin ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit eden terör örgütleri ile bağlantılarından dolayı haklarında inceleme, soruşturma, tutuklama bulunan veya bahse konu terör örgütleri ile bağlantılı oldukları belgelenen sağlık hizmeti sunucuları ile ilgili Kuruma intikal eden bildirimler nedeniyle yapıldığını, mahkemenin eksik incelemeyle tek rapora istinaden hüküm kurduğunu, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların dikkate alınmadığını belirterek, istinaf incelemesi sonucu yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının talep ettiği fatura ve reçete bedellerine ilişkin alacaklarının yargılama sırasında ödenmiş olması karşısında, davacının dava açmakta haklı olduğu, dolayısıyla, yargılama giderlerinden davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından, mahkemece davacı yararına konusu kalmayan alacak talebi hakkında da vekalet ücreti verilmesi gerekirken, mahkemece vekalet ücreti verilmemesinde isabet görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne; ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile davalı idare tarafından 20.10.2016 tarihli Medula ekranının kapatılması işleminin iptaline, alacak talebi konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının dava dilekçesindeki talebini şimdilik 5.000 TL olarak belirlemiş olması ve tahkikat aşaması sona erinceye dek arttırmaması nedeniyle bu alacağa ilişkin lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarının hatalı olduğunu, Kurum tarafından yapılan işlemlerde bir hukuka aykırılık bulunmayıp, ‘İstinaf isteminin esastan reddine’ dair verilen karar ve gerekçesi usul ve yasalara uygun olmadığından bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının Medula sisteminin kapatılması işleminin haksız olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2022 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesi şu şekildedir;
"(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir..."
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesi şu şekildedir;
“(1) Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir...”
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın; davacının Medula ekranının Kurumca kapatılmasına müsaade eden yasal düzenleme veya sözleşme hükmü bulunmamasına, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin maktu ücretin altında olamayacağına, ayrıca temyiz edenin sıfatına ve ileri sürülen temyiz nedenlerine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.