Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8568 E. 2023/797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Devre mülk hakkından kaynaklanan aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, intifa senedine dayalı hisse sahibi olduğu bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere devredildiği iddiasını ispatlayamaması, bu bölümlerin diğer bağımsız bölümlerle birleştirilerek kullanıldığı ve davalının da ortak giderlere dair hizmetlerden yararlandığının tespit edilmesi, yerleşik Yargıtay içtihatları da gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/552 E., 2022/104 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ...'ta bulunan ... tesislerindeki (B-ll), (B -14), (D-83), (D-84) numaralı 4 adet ünitenin kullanım hakkının 99 yıllığına davalıya devredildiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının her yıl belirli bir aidat ödemek zorunda olduğunu, 2004 yılına kadar aidat adı ile ödeme yaptığını, sonrasında ise devre tatili kullananların bu aidatlarını ödedikleri halde davalının da içinde bulunduğu üç kişinin bu aidatları ödememekte ısrar ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında ... 13. İcra Müdürlüğünün 2008/15366 E. sayılı dosyası ile 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait dört yıllık aidat alacağı olan 37.120 TL için takip yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davalı borçlunun itirazının iptaline ve lehine % 40 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; hizmet verilmediği halde aidatın talep edildiğini, aidat istenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı şirketin vermediği hizmet için aidat almasının sebepsiz zenginleşmeye neden olduğunu,

ortak yerlere ilişkin harcama yapıldığı konusunda masraf belgesi sunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.07.2016 tarihli ve 2010/213 E., 2016/520 K. sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulü ile ... 13. İcra Müdürlüğünün 2008/15366 E. sayılı dosyasında davalının alacağın 16.348,24 TL'sine yaptığı itirazın iptali ile kabul edilen miktar üzerinden %40 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 17.09.2020 tarihli ve 2020/4723 E., 2020/4340 K. sayılı ilamıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin, taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğu, dava Tüketici Mahkemesinde açılmış ise de taraflar arasındaki sözleşme mahkemece intifa hakkı sözleşmesi olarak nitelendirilerek resmi şekilde yapılmadığından geçerli bir sözleşme olmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve davaya Asliye Ticaret Mahkemesinde devam edildiği, ancak taraflar arasındaki sözleşme devre mülke konu taşınmazın kullanılmasından kaynaklanmakta olup 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 3/c maddesi uyarınca konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Kanun kapsamında olduğundan bu sözleşme ilişkisinin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasındaki sözleşmelere bakıldığında (B-ll), (B -14) numaralı villalara ait sözleşmelerin mevcut olduğu, ancak söz konusu sözleşmelerin ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/754 E. sayılı kararı ile tarafların iradelerinin fesih yönünde oluşması nedeni ile 2004 yılından sonrası için feshine karar verildiği, fesih ile birlikte davacının bu yerlere ilişkin olarak maddi taleplerinin sözleşmeye dayandıramayacağı, yine (D-83), (D-84) numaralı yerlerin davalıya ait olduğu (davalının kullanımında olduğu) konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, bu yerlerle ilgili sözleşme olmadığı, ancak dosyada mevcut tapu kayıtları incelendiğinde çekişme konusu yerin arsa vasfında olduğu, üzerindeki yapılara ilişkin bir kaydın bulunmadığı ve hissedarlar arasında paylı mülkiyet bulunduğu ve davacının isteminin aidat alacağı, başka bir anlatımla taşınmazlar (villalar) için yapılan ortak harcamaların davalı tarafından ödenmesi olduğu, her ne kadar bu türden bir talebin Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca oluşturulmuş yönetim tarafından ileri sürülebilecek ise de mevcut yerde yönetim oluşturulmadığı, ortak giderler için (güvenlik, temizlik, yeşil alan bakımı vs. gibi) davacı tarafından harcama yapıldığı ve davalının da bu hizmetlerden yararlandığı tespit edildiği, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne, ... 13. İcra Müdürlüğünün 2008/15366 E. sayılı icra dosyasındaki borçlunun (davalı) itirazının iptaline, 16.348,24 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle icra takibinin bu şekilde kaldığı yerden devamına, davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; D-83 ve D-84 nolu bağımsız bölümler sonradan birleştirilerek Rüzgar Sağnak ve Yağmur Sağnak tarafından kullanıldığını, bu ünitenin vergi ödemelerinin de Rüzgar ve Yağmur

tarafından yapıldığını, davadaki söz konu üniteler için muhatabın kendisi olmadığını, ayrıca B-11 ve B-14 nolu üniteler birleştirilip tek ünite halinde olduğundan tek aidat ödemesi olması gerektiğini, davacının sunmadığı hizmet için aidat talep ettiğini, dosyada masraf belgelerinin olmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, intifa senedine dayalı olarak kurulan devre mülk hakkından kaynaklanan aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 637 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun Devre Mülk Hakkı başlıklı 57 nci maddesi; "Mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümün ortak maliklerinden her biri lehine bu yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde istifade hakkı, müşterek mülkiyet payına bağlı bir irtifak hakkı olarak kurulabilir.

Bu hakka devre mülk hakkı denir." şeklindedir.

2. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (4077 sayılı Kanun) Tanımlar başlıklı 3/c maddesinde ise; "...c) Mal: Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları,

...ifade eder." düzenlemesi yer almaktadır.

3. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.11.2018 tarihli ve 2018/1303 E., 2018/11045 K. ve 04.06.2014 tarihli ve 2014/1173 E., 2014/17618 K. sayılı ilamları.

4. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/2394 E., 2022/4295 K. ve 03.11.2021 tarihli ve 2021/117 E., 2021/10797 K. sayılı ilamları.

3. Değerlendirme

Somut olayda, davalının D-83 ve D-84 nolu bağımsız bölümleri üçüncü kişilere devrettiği iddiasını mevcut tapu kayıtlarında davalı adına kayıtlı hissenin bulunması nedeniyle dosya kapsamında ispat edemediği, keşif esnasında davalının kullanımında olan D-83 ve D-84 nolu bağımsız bölümlerin B-11 ve B-14 nolu bağımsız bölümlerle birleştirilerek kullandığının tespit edildiği, bu hususun 23.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda da yer aldığı, davalının tapuda intifa hakkı senedine dayalı olarak hisse sahibi bulunduğu, B-11 ve B-14 nolu bağımsız bölümlerle birleştirilerek kullanılan D-83 ve D-84 nolu bağımsız bölümlere ilişkin olarak ortak giderler için yapılan harcamalar karşılığı aidat bedeline, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına uygun olarak karar verildiği ve davalının da yapılan bu ortak giderlere dair hizmetlerden yararlandığının tespit edildiği anlaşılmakla; davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.