"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3441 E., 2022/1963 K.
DAVA TARİHİ : 05.08.2016
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2016/927 E., 2019/655 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacıların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacılar vekilince temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...’ın davalı hastanede, davalı doktora muayene olduğunu, hamileliğinin sekizinci ayında olması ve sancısı bulunmamasına rağmen rahimde 3 cm açılma meydana geldiği gerekçesiyle doğumun başlamış olduğunun söylendiğini, normal doğuma alacaklarını bildirdiklerini, normal doğum esnasında kanama ve yırtıkların oluştuğunu, doğumun ertesi sabahı bebeğin kolu hariç tüm bedeninin hareketli olduğunun görüldüğünü, çekilen EMG de bebeğin boyundan çekmeye bağlı olarak sağ kolunun işlevsiz kaldığını, bebeğin hatalı müdahale sonucunda malul olduğunu belirterek müvekkili Esila Lina'nın hatalı tedavi sebebiyle ömür boyu oluşacak işgücü ve kazanç kaybından dolayı meydana gelecek maddi zararların tespitiyle şimdilik 1.000 TL nin yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı anne için 25.000 TL, davacı baba için 25.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının başına gelen olay ile ilgili davalı hekimin ve diğer salık personelinin hatalı bir uygulamasının olmadığını, hastada sezeryan olmasını gerektirecek endikasyon tespit edilmediğini, tıp standartlarına uygun olarak hareket edildiğini, bebeğin tahmini ağırlığının normal doğum için uygun olduğunu, davacının başına gelen olayda bir komplikasyon meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ... Ticaret Aş vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bebeğin doğumu sırasındaki omuz takılmasının bir komplikasyon olduğuna, herhangi bir sezaryen endikasyonu bulunmadığına, Dr. ...’nın hastasının doğum eyleminin takibi ve doğumu sırasında izlediği yolun tıbbi kurallara uygun olduğuna, herhangi bir kusur, yanlış uygulama ve ihmal bulunmadığına oy birliği ile karar verildiğine dair bilirkişi heyeti mütalaası sunulması nedeniyle davalı doktor ve davalı hastane ile çalışanlarının meydana gelen bu olayda bir kusuru ve ihmalinin bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı hekimin kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermediğini, doğumdan önce hastaneye başvurulduğunda davalı hekim tarafından bebeğin 3 kg doğacağı tahmin edilmesine rağmen Esila Lina'nın 4,420 kg olarak doğduğunu, davalı bebeğin kilosunun yaklaşık olarak dahi tahmin edilememesinin hatalı olduğunu, iri bebek olarak nitelenen durumun teşhis edilemediğini, doğum esnasında bebeğin aşırı şiddetle kontrolsüz olarak çekilmesi sebebiyle küçük Esila'nın sağ omzunun doğum yoluna takılmasına ve sağ omuzundaki sinirlerin zedelenmesine sebebiyet verildiğini, hekimin sadece komplikasyon bahanesiyle sorumluluktan kurtulamayacağını, tedavi sırasında ve sonrasında gelişen komplikasyonları önlemenin hekimin görevi olduğunu, davalı hastanenin teknik donanım ve organizasyon açısından yetersiz olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yüzeysel ve hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden rapor alınması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın bulunmamasına ve alınan bilirkişi raporları değerlendirildiğinde hamileliğin 8 inci ayında gerçekleşen doğum nedeniyle yaşı küçük Esila'da gelişen omuz çıkmasının doktor hatasından kaynaklanmadığı, doğum eyleminin takibi ve doğumu sırasında davalı tarafa atfedilebilecek bir kusurun veya özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışın bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince kurulan hükmün hukuka uygun olması nedeniyle davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı doktor tarafından vekalet akdinin gereği gibi ifa edilmediği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi şu şekildedir;
“Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.”
2. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası;
''İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.'',
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller başlıklı 266 ncı maddesi şu şekildedir;
“(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.”
3.Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; üniversite hocalarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor ile Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporun birbirleri ile uyumlu olması ve davacı Esila Lina’nın sağ omzunda sinir hasarı oluşmasında davalı doktorun kusurlu olduğu ve vekalet akdinden doğan özen yükümlülüğünü ihlal ettiği tespit edilemediğinden davacılar tarafından ispat olunamayan davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğundan davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.