Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1135 E. 2023/1371 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan avukatlık ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak davalarında, zamanaşımı, faiz başlangıç tarihi, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka uygunluğu, hesaplamaların doğruluğu, yapılan ödemelerin mahkemece dikkate alınıp alınmadığı ve karşı davanın kabul edilip edilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uygun hüküm verdiği, bozma dışında kalan hususların kesinleştiği ve karar düzeltme talebinde ileri sürülen sebeplerin Yargıtay'ın onama kararını düzeltilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/706 E., 2022/19 K.

DAVA TARİHİ : 11.07.2008

KARAR : Asıl davanın kısmen kabulüne/ karşı ve birleşen davanın reddine

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili,

Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen alacak davası ile bu dava ile birleştirilen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davada davalı/ karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Asıl ve birleşen davada davalı/ karşı davada davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl davada; davalının yanında Kasım 2004 yılından itibaren SSK’lı avukat olarak çalışmaya başladığını, ayrıca aralarında büroda elde edilen gelirin paylaşılmasına yönelik 15.07.2005 tarihli ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, ortaklık ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin davalı tarafından yerine getirilmediğini, bunun üzerine 04.06.2008 tarihli noterden çekmiş olduğu ihtarname ile her iki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 2.000 TL ücret, 250 TL cezai şart, 1.000 TL kıdem tazminatı, 1.000 TL ihbar tazminatı, 250 TL fazla mesai ücreti, 250 TL izin ücreti, 250 TL ortaklık kar payı alacağı olmak üzere toplam 5.000 TL’nin 04.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca yıllık mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 28.12.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam talebini 225.299 TL’ye yükseltmiş; birleşen davada ise, asıl davada bilirkişi raporu ile belirlenen alacak miktarından, ıslah edilen kısmın üzerinde kalan 28.031,29 TL’nin temerrüt tarihi olan 16.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile arasında geçerli bir ortaklık sözleşmesinin varlığından bahsedilemeyeceğini, bahse konu ortaklık sözleşmesinin iptal edildiğini, hukuken hüküm ve sonuç doğurmayacağını, davacının iş akdinden kaynaklanan yükümlülüklerini de defalarca kez ihlal ettiğini, davacıya karşı herhangi bir borç ve yükümlülüğünün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada ise, mahkemece davaya konu ortaklık sözleşmesine geçerlilik tanınması halinde, karşı davalının ortaklık sözleşmenin 5 inci maddesindeki yükümlülüklerinden tüm mesai ve emeğini büroya hasretmek şartını ihlal ettiğini ileri sürerek, fazlaya ve cezai şarta ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000 TL zararının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Davanın açıldığı İş Mahkemesince; asıl davanın kısmen kabulüne, ihbar tazminatı ve cezai şarta yönelik taleplerin reddine, 5.306,48 TL kıdem tazminatı, 1.399 TL izin ücreti, 1.568,49 TL fazla mesai ücreti, 17.984 TL ücret alacağı ve 98.872,98 TL kar payı alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, izin alacağından fazlaya ilişkin istemin saklı tutulmasına, diğer alacaklar yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine; karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, davalı/karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.09.2014 tarihli ve 2012/39862 E., 2014/28618 K. sayılı ilamıyla;

“...Somut olayda davacının çalışması tarafların ortak iradesi uyarınca 15/07/2005 tarihinde imzalanan avukatlık ortaklık sözleşmesine dayalı olarak avukatlık ortaklığı şeklinde gerçekleşmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşme Avukatlık Kanunu’nun 44. maddesine uygun şekilde yapılmıştır. Bu durumda taraflar arasındaki ilişki işçi-işveren ilişkisi olmadığından davanın genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekirken mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine, davanın yargılaması görevli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülmüştür.

2. Mahkemece; 15.04.2017 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, taraflar arasında 15.07.2005 tarihli kar paylaşımına dayalı istisnai iş – ortaklık sözleşmesi uyarınca ortaklık ilişkisinin bulunduğu, ortaklığın 04.06.2008 tarihli fesih ihtarı ile sona erdiği, davacı/ karşı davalının sözleşmeden kaynaklı ücret alacağının davalı/karşı davacı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği, davacı/ karşı davalının ıslah dilekçesi ile kar payı alacağına ilişkin talebini 142.672 TL olarak artırdığı, ıslah ederken fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmadığı, bu nedenle kar payı alacağına yönelik 142.672 TL üzerinde fazladan talepte bulunamayacağı gibi ek dava da açamayacağı; her iki tarafın cezai şart talebinin yerinde olmadığı, davalı/ karşı davacı tarafından karşı davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 17.040 TL ücret alacağı ile 142.672,79 TL kar payı alacağı toplamı olan 159.712,79 TL’nin temerrüt tarihi olan 17.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, asıl ve birleşen davada davalı/ karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3.Dairece verilen 16.04.2019 tarihli ve 2018/4811 E., 2019/3392 K. sayılı ilamla; karar gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olmasının ve asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı hüküm tesis edilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulü ile 17.040 TL ücret alacağı ile 142.672,79 TL kar payı alacağı toplamı olan 159.712,79 TL’nin temerrüt tarihi olan 17.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen dava ile karşı davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, asıl ve birleşen davada davalı/karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 26.01.2021 tarihli ve 2020/1615 E., 2021/467 K. sayılı ilamla; (1) numaralı bentle asıl ve birleşen davada davalı /karşı davada davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,

"...2-...Somut uyuşmazlıkta; davanın Ankara 5. İş Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemenin 17/10/2012 tarihli ve 2008/560 E. 2012/744 K. sayılı ilamı ile asıl davanın kısmen kabulüne, ihbar tazminatı ve cezai şarta yönelik taleplerin reddine, 5.306,48 TL kıdem tazminatı, 1.399 TL izin ücreti, 1.568,49 TL fazla mesai ücreti, 17.984 TL ücret alacağı ve 98.872,98 TL kar payı alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, izin alacağından fazlaya ilişkin istemin saklı tutulmasına, diğer alacaklar yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davanın reddine dair verilen kararın, sadece davalı tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30/09/2014 tarihli ve 2012/39862 E. 2014/28618 K. sayılı kararı ile görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle bozulduğu, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine davaya bakan mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davacının ortaklık kar payı alacağına ilişkin talebi yönünden (davalının ödemesi gereken miktarın artırılması suretiyle) 142.672,79 TL üzerinden hüküm kurulduğu, bu karar ile davalı aleyhine hüküm verme yasağının ihlal edildiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, mahkemece; iş mahkemesi tarafından verilen kararın, davalı tarafından temyiz edildiği ve ilk kararda hükmedilen miktarın temyiz eden taraf yararına kazanılmış hak oluşturduğu göz önünde bulundurularak, davacının ortaklık kar payı alacağına ilişkin talebinin 98.872,98 TL üzerinden kabul edilmesi gerekirken; aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, asıl davanın kısmen kabulü ile 17.040 TL ücret alacağı ile 98.872,98 TL kar payı alacağı toplamı olan 115.912,90 TL’nin temerrüt tarihi olan 17.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen dava ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, asıl ve birleşen davada davalı/ karşı davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairece verilen 06.12.2022 tarihli ve 2022/5349 E. - 2022/9219 K. sayılı ilamla; Mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, asıl ve birleşen davada davalı/ karşı davada davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Asıl ve birleşen davada davalı/ karşı davada davacı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazının mahkemece haksız ve hukuka aykırı olarak reddedildiğini, hüküm altına alınan alacak kalemlerinin tamamına ihtarname tarihi olan 17.06.2008 tarihinden itibaren faiz işletilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtarname tarihi itibariyle davalının temerrüde düşürüldüğünden bahsedilemeyeceğini, ıslah ile artırılan kısım için faiz başlangıç tarihinin ise ıslah tarihi olması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, hesaplamaların hatalı yapıldığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına karşı itirazlarının karşılanmadığını, davacı tarafa yapmış olduğu ödemeleri yazılı belge ile ispatlamış olmasına rağmen, mahkemece bu husus dikkate alınmadan karar verildiğini, karşı davasının kabulü gerektiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen dava ile karşı davada uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan avukatlık ortaklık sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesinde verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3.Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Bozma kararında belirtilen gerektirici sebeplere, Mahkemece uyulan bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin Dairece verilen onama kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.