"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 01.06.2016
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ... 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/699 E., 2022/184 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ... Sigorta A.Ş. dışındaki davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın ... Sigorta A.Ş. dışındaki taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmasız, ... Sigorta A.Ş. dışındaki diğer davalılar vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı asil ..., davalılardan ... ... ... Sigorta Şirket vekili Avukat..., davalı asiller ... ..., ... ve vekilleri Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı dava dilekçesinde, ticari faaliyetlerini sürdürdüğü ...'da bulunan ... yeri deposunda 08.06.2009 tarihinde çıkan yangın sonucu oluşan zararının "mağazam paket sigortası poliçesi" kapsamında olduğundan tahsili amacıyla ... Sigorta aleyhine dava açmak, yürütmek ve davayı sonuçlandırarak tazminatı tahsil etmek üzere davalılardan Av....'ı vekil tayin ettiğini, bu davalının, davalı Av....'ı düzenlediği yetki belgesiyle aynı davaya vekili olarak görevlendirildiğini, yine verdiği vekaletname ile davalı Av. ...'ün de aynı dosyada vekil olarak tayin edildiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/670 Esas sayılı dosyası üzerinden fazlaya dair hakları saklı tutularak bir numaralı davalı tarafından 200.000,00 TL'lik davanın açıldığı, yargılama sonucu bilirkişiler tarafından belirlenen gerçek zarar üzerine her üç davalının ıslah dilekçesiyle dava değerini artırdıklarını, ıslah edilen kısımla ilgili zaman aşımı nedeniyle davanın reddedildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 28.07.2015 tarihinde kesinleştiğini, 1, 2 ve 3 nolu davalıların ihmal, kusur ve hataları nedeniyle ıslahın zamanında yapılmamasından dolayı 1.891,190,53TL zararının tahsil edilemediğini, bu durumun gerek davalı avukatlara gerekse diğer davalı ... şirketlerine mesleki sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında ihtar edildiğini, ihtara rağmen bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 1, 2 ve 3 nolu davalıların ihmal, kusur ve hataları nedeniyle doğan 1.891.190,53 TL tutarındaki maddi ve 100.000,00 TL manevi zararının muacceliyet tarihi olan 24.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketlerinin sorumluluğu azami poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 40 ıncı maddesine göre alacağın zamanaşımına uğradığını, esasen taraflar arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre davayı ıslah etmek gibi bir sorumluluklarının bulunmadığını, davacının geçen iki yıl boyunca kendilerine davayı ıslah etmeleri yönünde bir talepte bulunmadığını, davacının ıslahın yapıldığını 08.06.2011 tarihinde zaten bildiğini, her koşulda davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca taraflar arasındaki vekalet sözleşmesine göre de davanın reddi gerektiğini, ıslah dilekçesinin dayanak dosyada davacının onayıyla verildiğini, tazminata konu bu davada kendisine atfedilecek hiçbir ihmâl hata ve kusurun bulunmadığını, bu anlamda manevi tazminat isteminin de hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde, öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, ıslahın davacı ile görüşmeler sonucu onayı ile yapıldığını, bu nedenle tazminata konu davada hiçbir ihmâl, hata ve kusurunun bulunmadığını, manevi tazminat isteminin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... cevap dilekçesinde, ortak tanıdık aracılığıyla dayanak yapılan davayı takip amacıyla vekaletname çıkarıldığını, davanın diğer davalı avukatlar tarafından takip edilmesi nedeniyle etik olarak davaya vekaletname sunmayı uygun bulmadığını, bu anlamda sözleşmenin askıda kaldığını ve vekaletnamenin taraflarca yırtıldığını, imha edildiğini, davacının kötü niyetli olarak yırtılan sözleşmenin fotokopisini dosyaya sunarak menfaat elde etmeye çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
4. Davalı ... cevap dilekçesinde, sorumluluklarının poliçe azami limitleriyle sınırlı olduğunu, davalıların rizikonun gerçekleştiğini bilerek poliçeleri akdettiklerini, bu anlamda yasadan kaynaklanan beyan hükümlülüklerini kasten ihlâl etmiş olduklarından davalı şirketin tazminat ödeme borcundan kurtulduğunu, bu doğrultuda davalı şirketin yasal cayma hakkını kullanarak poliçelerini iptal ettiğini, davalı şirket ile sigortalılar arasında geçerli bir poliçe bulunmadığını, aynı zamanda manevi tazminat isteminin de fahiş ve haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
5.Davalı ... Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde; sigortalılardan Av. ...'ın belirtilen tarihlerde şirketlerinde mesleki mesuliyet poliçesi yaptırmış olduğunu, davada zamanaşımının dolduğunu, poliçe sorumluluğunun bir yıl içerisinde gerçekleşecek mesleki kusur ve ihlâlleri kapsadığını, yangın hasarının 08.06.2009 tarihinde gerçekleştiğini, bu anlamda talebin teminat dışı kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu yapılan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilgili dosyasında Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 08.06.2015 tarihli ilamının 28.07.2015 tarihinde kesinleştiği, davacı açısından zararın bu tarihte doğduğu, davacının zarar talebini 29.07.2015 tarihinde davalı avukatlara yönelttiği, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen zamanaşımı kararının Yargıtay tarafından onanıp onanmayacağının yani davacının zararının oluşup oluşmadığı belli olmadan ve davacının poliçe süresi içinde davalı avukatlara karşı zarar giderim talebinde bulunup bulunmayacağı ortaya çıkmadan önce rizikonun doğduğundan bahsedilemeyeceği, bu iki durumun davalı avukatların 2014/2015 tarihinde yaptırdığı mesleki sorumluluk sigortası poliçesinin tanzimi öncesinde gerçekleşmediğinden bu konuda bir beyan yükümlülüğü doğmadığı, sigortacının yasal cayma hakkı bulunmadığı ve cayma hakkına dayanarak poliçeyi iptal etmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle sigortalısının sorumluluğunu teminat altına alan davalı sigortacının davacıya karşı tazmin borcu bulunduğu, davacı ile Av. ... ve Av. ... arasında 04.09.2009 ve 08.07.2014 tarihli sözleşmeler akdedilmiş olup, davalı avukatların bahse konu sözleşmeler kapsamında her türlü mesleki sorumluluğu yüklendikleri, davanın esasına ilişkin olarak tüm ... ve işlemlerin Av. ... ve Av. ... tarafından birlikte yapıldığı hususu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/670 Esas sayılı dosyası ile sabit olup; meydana gelen zarardan ilgili davalı avukatların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı Avukat ...'ün de diğer vekillerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, diğer davalı ... Sigortanın olay tarihi itibariyle imzalanan sözleşme gereği sorumlu olmadığı, ... Sigortanın ise teminat ile sınırlı olarak sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle; davalı ... Sigorta AŞ hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne, 1.891.190,53 TL'nin (... ... ... Sigorta AŞ'nin davalı ... için 450.00,00 TL, davalı ... için 450.000,00 TL ve davalı ... için 499.000,00 TL sigorta limitiyle sorumlu olması kaydıyla) sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 24.09.2015 tarihinden itibaren; davalılar ..., Sadık ve ... yönünden ise, zararın zamanaşımının dolduğu 08.06.2011 tarihinde doğduğu kabul edilerek bu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... Sigorta ... ... AŞ, ..., Sadık ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminata ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde ... Sigorta A.Ş. dışındaki taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı; davalı avukatlar aleyhine zamanaşımının dolduğu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasının doğru olmadığını, muaceliyet tarihi olan 24.09.2009 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiğini, davalı ... yönünden de yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, manevi tazminata ilişkin talebinin yerinde olduğunu, ... Sigorta A.Ş. (Yeni Unvanı ... Sigorta A.Ş) aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın bu yönden kaldırılmasına, davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ...; somut olayda şirket nezdinde geçerli bir poliçenin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla şirketin sorumlu tutulacağı miktarın da hatalı hesaplandığını, her poliçe yönünden muafiyet düzenlemesi bulunduğunu, poliçelerde düzenlenen teminat limitinin ise 500.000,00 TL olup, her poliçe yönünden sorumluluk ayrı ayrı belirlenerek her biri bakımından hasarın %10'a tekabül eden sorumluluk sınırından düşülmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı ...; sigorta poliçesi sebebiyle davalı olarak gösterilen sigorta şirketleri açısından yapılacak yargılama, poliçe esaslı olduğundan dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı veya davalılar ile yapılan mutabakat üzerine mesleki sınırlara, hem dosyada vekillik görevini gören meslektaşları hem de davacı asil tarafından yazılı şekilde tanımlandığını, dosyada mevcut 02.11.2010 tarihli duruşma takibinden ibaret yetki belgesi ve ... tarafından imzalanmış dava takip kapsamı tutanağı bu durumu açıklıkla izah ettiğini, öyle ki yetki kapsamının sınırlı olduğunu, ...'in temsil yetkisi dağıtırken duruşma takibi ve dosyanın takipsizlikten dolayı işlemden kaldırılmaması için açıkça yetkilendirmekle görev sınırlarını belirlediğini, bu nedenle kendisi açısından davanın reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
4. Davalı ... ve ... ...; Avukatlık Kanunu'nun 40 ıncı maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık süre geçildikten sonra davanın açıldığını, herhangi bir ihmal, hata, kusur, sadakatsizlik ya da özensizliğinin söz konusu olmadığını, davacının tüm sorumluluğu avukatı olan diğer davalı avukat ...’e devrettiğini ve davalı avukatın sorumluluğunu kabul, beyan ve taahhüt ettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bir yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle henüz dolmadığı, bu nedenlerle davalı avukatlar yönünden verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, somut olayda mesleki sorumluluk sigorta sözleşmesi sırasında davalı sigortacının bilgilendirme yönetmeliği uyarınca davalı avukatların takip ettiği davada karşı tarafın zaman aşımı itirazında bulunmuş olmaları sigortacıya bilgilendirme yönetmeliği uyarınca sorumluluğunu yerine getirmediğini göstermeyeceği, bu durumda davalı ... şirketinin cayma hakkı bulunmadığından bu davalı yönünden sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... şirketi dışındaki taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı; istinaf itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar; istinaf itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı avukatların ihmâl, kusur ve hataları nedeniyle oluşan maddi ve manevi zarar ile diğer davalı ... şirketlerinin de akletmiş oldukları mesleki sorumluluk sigorta poliçesi nedeniyle zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesi; "(1) Dava şartları şunlardır: ..c) Mahkemenin görevli olması."
2. 6100 sayılı HMK'nın 115/2 nci maddesi; "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." şeklindedir.
3. 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4 üncü maddesi "Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) ... Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı ... Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
4. TTK'nın 5/1 inci maddesi "(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." şeklindedir.
3. Değerlendirme
1.Dava, avukatların kusurlu işlemleri nedeniyle oluşan zararın avukatlarla birlikte avukatların bağlı bulunduğu "mesleki sorumluluk sigortası" kapsamında davalı ... şirketlerinden tazmini istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1-a maddesiyle, TTK'da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğu hüküm altına alınmış, aynı Kanun'un 5/1 inci maddesinde ise asliye ticaret mahkemelerinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olup, asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
2.Öte yandan; bir özel mahkemenin görevine giren dava, genel mahkemede başka bir dava ile birlikte açılamaz. Buna karşılık, ihtisas mahkemesinin görevine giren bir dava ile asliye hukuk mahkemesinin görevine giren bir dava, ihtisas mahkemesinde birlikte açılabilir. (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.II, ... 2001, s. 1498 vd.).
3.Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hallere dava şartları denir.
4. Dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı HMK'nın 114 üncü maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin birinci bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Görevsiz mahkemede açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekir (... H./ ... M./ ... M./ ... H.T.:... Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, ... 2017, s. 930).
5. Somut olayda; davaya konu zarar verici fiilin, davacı ile davalı vekiller arasındaki vekalet ilişkisi kapsamında gerçekleştiği, bununla birlikte davacının davalı avukatların "mesleki sorumluluk sigortası" kapsamında davalı ... şirketlerine de tazminat talebini yönelttiği, sigorta şirketlerine yönelik açılan davanın ise mutlak ticari dava olduğu anlaşılmaktadır. Diğer davalı vekiller hakkındaki davanın da davalı ... şirketine tebaen aynı mahkemede görülmesi gerekir.
6.Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2 inci maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, ... bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
7. Bozma nedenine göre, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
3. Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
17.100,00'er TL Yargıtay duruşması vekalet ücretlerinin karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava; vekalet ilişkisinden doğan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde; davanın ilk olarak ... ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı, mahkemece 30.11.2016 gün ve 2016/665 esas -716 karar sayılı karar ile görevli mahkemenin ... ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, bu kararın taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmesi üzerine dosyanın ... ... 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/63 esasına kaydedildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 09.07.2020 gün ve 2017/63 esas 2020/165 karar sayılı kararla davanın davalı ... Sigorta A.Ş. Yönünden reddine, diğer davalılar yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin verilen hükmün taraflarca istinaf edilmesi üzerine ... ... 18. Hukuk Dairesinin 30.09.2021 gün 2021/2366 esas - 1748 karar sayılı kararıyla eksikliklerin giderilerek yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği, bu kez dosyanın 2021/699 esasına kaydedilmek suretiyle yargılamaya devam olunduğu ve ... ... Mahkemesinin 17.03.2022 gün ve 2021/699 esas 2022/184 karar sayılı kararı ile davanın ... Sigorta A.Ş. yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verildiği, bu karara dair tarafların istinaf başvurularının ... ... 18. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 gün 2022/2803 esas-2960 karar sayılı kararı ile esastan reddedildiği, ... bu kararın davacı ve duruşmalı olarak ... Sigorta A.Ş. dışındaki diğer davalılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada; vekil eden olarak davacı vekalet verdiği davalı avukatlar ile bu avukatların mesleki sorumluluk sigorta poliçesi kapsamındaki sigorta şirketlerinden vekalet ilişkisi kapsamında uğradığı maddi ve manevi zararının tahsilini talep etmiştir. Davacı, davalı avukatların vekalet sözleşmesi kapsamında mesleki kusur, hata ve ihmali olduğunu iddia etmiştir. Buna göre uyuşmazlık davacı ile davalı avukatlar arasındaki vekalet sözleşmesinden doğmakta olup, diğer davalı ... şirketleri ile davacı arasında doğrudan bir ilişki bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın temeli vekalet ilişkisine dayandığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması yerinde olmakla tarafların esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun "uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının usulden bozulması, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığı" hakkındaki bozma kararına katılmıyorum.