"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/433 E., 2022/2899 K.
DAVA TARİHİ : 18.07.2017
SAYISI : 2017/329 E., 2021/478 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde kain 902 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini, ... Güneypark Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı ilan edilmesi sonrasında taraflar arasında imzalanan 23.02.2006 tarihli arsa sözleşmesine istinaden Belediyeye devrettiğini, karşılığında ise taşınmaz üzerine davalı ... tarafından inşa edilecek konutlardan 3 adet 200,00 m²'lik konutun verilmesi hususunda anlaşıldığını, belediye meclis kararlarının ve imar planlarının idari yargı kararı ile ortadan kalktığını, sözleşme gereğince üzerine düşeni yerine getirmesine rağmen davalı tarafın edimini makul süre içinde eksiksiz olarak ifa etmediğini ileri sürerek, akdin feshi ile taşınmaz hisse bedelinin faiziyle birlikte tahsilini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde terditli olarak geç teslim nedeniyle oluşan zararlarının tazminini, davalı ile dava dışı yüklenici arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye veya davalıya düşen taşınmaz ile kendisine kura çekimiyle isabet ettiği bildirilen bağımsız bölümler arasındaki inşaat ve imalat farkının, parselasyon bölüşümünde yüklenici lehine konumlandırma nedeniyle oluşan ayıplı ve kalitesiz edim ifası dolayısıyla uğranılan zararlarının tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin taşınmaz hissesinin davalıya devir tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında seçimlik hakkını kullanarak akdin feshi yerine akdin ifasından kaynaklanan zararlarının tazmini doğrultusundaki talebiyle davaya devam ettiğini bildirmiş, ıslah dilekçesiyle de 2.768.003,22 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; Kamulaştırma Yasası gereğince işlem yapıldığını, istimlak edilen yerin bedelinin istenebilmesi için 5 yıl içinde davanın açılması gerektiğini ancak bu sürenin geçtiğini, meclis kararlarının iptal edilmediğini, sözleşmede bağımsız bölümlerin teslim tarihlerine ilişkin düzenleme yer almadığını, inşaatların bitirildiğini, akdin feshi için gerekli şartların doğmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen 23.02.2006 tarihli sözleşme ile davacı taraf taşınmazdaki hissesini davalı belediyeye devretmek suretiyle sözleşme yükümlülüğünü yerine getirdiği, belediyenin ise birçok kez hatalı imar ve parselasyon planları yapmak suretiyle bu planların her defasında iptal edilmesine ve yeni plan yapma ihtiyaca doğmasına neden olduğu, binaların yapılması için alt yüklenici firma ile yapılması gereken sözleşme süreci uzadığı gibi inşaatların yapımında da gecikmeye neden olduğu, süresi belirli olmasa bile sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin 5 yıllık makul süre içinde yerine getirilebileceği, devredilen taşınmaz üzerinde inşaatların yapılmakta olduğu, fiili duruma göre devredilen taşınmazın bölünerek davacıya iade imkanının da bulunmadığı, taşınmaza belediye tarafından fiilen el atıldığı, meydana gelen durum nedeniyle davacının zarara uğradığı ve davacı vekilinin dilekçesi ile akdin feshi yerine akdin ifasından kaynaklı zararın tazmini talep olunduğundan, emsal kararlar birlikte değerlendirildiğinde zararın tazminin yerinde olduğu, alınan bilirkişi raporu içeriği yeterli, dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli bulunduğundan verilen karara esas alınmak suretiyle, davanın kabulü ile davaya konu taşınmazlara ilişkin geç teslim ve menfi zarara ilişkin olarak 2.768.003,22 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 21.06.2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporun kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinafında; idari yargının görevli olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşmede konutların nasıl yapılacağının belirlendiğini, üçüncü kişiler ile yapılan sözleşmelerin davacının taraf olduğu sözleşmelerin eki olduğuna ya da sözleşmeleri etkileyeceğine dair bir düzenlemenin bulunmadığını, konutların arsa sahiplerine ne zaman teslim edileceğine dair bir hükmün bulunmadığını, kusurundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, temerrüde düşürülmediğini, gecikme tazminatı talebi şartlarının oluşmadığını, gecikme tazminatının yanlış hesaplamaya dayalı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının, dava dışı yükleniciyle imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalıya ya da yükleniciye düşen taşınmazlarla kendisine verilen taşınmazlar arasındaki değer farkının ya da kullanılan malzemeler arasındaki değerin ödenmesi yönünde bir taahhüdünun bulunmadığı, davacı tarafından sözleşmeye aykırı olarak ayıplı ifada bulunulduğuna dair bir delil de ibraz edilmediği, davalı ile dava dışı yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı 2010 yılında bölgede yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde paylaşım oranı %55 arsa sahiplerine %45 yükleniciye verildiği, davalı ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinde ise hak sahiplerine %32,5 oranında hak sağlandığı, dolayısıyla hak sahiplerinin %22,5 oranındaki kayıpları için davalının inşaat alanı bedeli ödemesi gerektiği yönündeki kabul de taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık olarak değerlendirilemiyeceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, dava konusu bağımsız bölümlerin, inşaatın makul süresinde tamamlanamaması nedeniyle tesliminin gecikmesi, bilirkişi raporunda hesaplanan aylık kira bedelinin taşınmazın bulunduğu semt, kent ve ... merkezlerine uzaklığı, bölgedeki konumu, arz ve talep durumuna uygun olması, davaya konu konutların arsa sözleşmesi kapsamında yapılması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, yukarıda açıklandığı gibi davaya konu edilen konutların davacıya teslimi için kabul edilen makul süre 29.12.2015 tarihi olup, 29.12.2015 tarihinden dava tarihine kadar olan süre için gecikme tazminatının hesaplanması gerektiği, bununla birlikte, Mahkemece davaya konu taşınmazların geç teslimine ilişkin fazlaya ilişkin talep ile menfi zarara ilişkin olduğu bildirilen diğer taleplerin yerinde olmadığı, davacıları farklı olmakla birlikte davalı aleyhine benzer taleplerle açılan davalarda verilen kararların istinafı üzerine "dava konusu dairelerin üzerinde bulunduğu taşınmazın eski 902 nolu kadastro parselinin sınırları içerisinde kalması, bu nedenle değer kaybına ilişkin talebin yerinde olmaması, davaya konu konutların arsa sözleşmesi kapsamında yapılarak teslim edilmiş olması" hususları tespit edilerek, davacıya kura sonucu isabet eden bağımsız bölümler ile davalının dava dışı yüklenici ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalıya ya da yükleniciye düşen taşınmazlar arasındaki konum farkı, kullanılan malzeme farklılığı nedeniyle oluşan eksik ve ayıplı işlerden kaynaklanan tazminatın istenemeyeceği, geç teslim nedeniyle gecikme tazminatı taleplerinin yerinde bulunduğu, davacı tarafından ödenen KDV bedellerinin iadesinin gerektiği yönünde, dairece verilen kararların Yargıtay tarafından onandığı, açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına, 29.12.2015 tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede hesaplanan kira kaybından oluşan gecikme tazminatının 47.769,21 TL olduğu anlaşıldığından bu kısım yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı temyizinde; eser sözleşmelerinde yüklenicinin sorumluluğunun emredici olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, davalı Belediyenin sorumluğunun olması için kusurun belli bir yoğunlukta olmasına gerek olmadığını, idarenin, ağır bir hizmet kusuru olmasa bile verdiği zararlardan sorumlu olduğunu, gecikmelerde davalı belediyenin açık kusurlu olduğunu, imar planlarının, Yargı kararları ile sıralı olarak iptal edilmesi, hatta en son ... kullanma izin belgelerinde yer alan dayanak imar planının dahi iptal edilmiş olması nedeniyle iskan ruhsatılırın halen geçersiz olduğunu, aktin feshi ve menfi zarar üzerinden davalı ... aleyhine açılan ve kesinleşen kararlar doğrultusunda, aynı yer ve sözleşme bağlamında müspet zararlarının tazmini talebinin reddinin hatalı olduğunu, davalı ... tarafından, arsa sahiplerinin aleyhine olarak, kendi bağımsız bölümleri ile alt yüklenici ve davalı Belediyenin (komisyonu olan) bağımsız bölümleri arasında fahiş derecede inşaat ve imalat farkı yaratıldığını, bilirkişi kurulu raporlarında dört kata varan değer farkı olarak tespit edildiğini, alt yüklenici SİNPAŞ A.Ş. ortaklığının tüm binalar, sosyal donatı alanları, spor, havuz, yürüyüş, alışveriş vb. yerleri ile peyzajının bütünlük içinde üst kotta ve kendilerinin ise büyük oranda alt kotta ayrı ve bina yalnızlığı içinde bırakılmalarının da açık kötü niyet eseri olduğunu, sözleşmede belirtilen 4A, 5A gibi Bayındırlık Bakanlığı Yaklaşık ... Maliyet Cetveli sınıflandırmalarının inşaat kalitesini göstermediğini, sadece kat yüksekliği, asansör, ısınım vs. ifade ettiğini, birinci sınıf malzeme ifadesinin ise soyut bir ifade olduğunu, birinci sınıf malzeme kullanıldığı söylenen arsa sahipleri imalatı ile yine birinci sınıf malzeme kullanılan alt yüklenici ve belediyeye verilen daire arasındaki yüz binlerce lira değerinde farkı gösterdiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... temyizinde; idari yargının görevli olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşmede konutların nasıl yapılacağının belirlendiğini, konutların arsa sahiplerine ne zaman teslim edileceğine dair bir hükmün bulunmadığını, Belediyenin kusurundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, temerrüde düşürülmediğini, gecikme tazminatı talebi şartlarının oluşmadığını, gecikme tazminatının yanlış hesaplamaya dayalı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; Güneypark Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince teslim edilmesi gereken bağımsız bölümlerin, geç teslim nedeniyle kira kaybı alacağı, eksik ve ayıplı işlerden kaynaklanan tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 106 ncı maddesi; "Karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte iki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde, diğeri borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil tayin veya münasip bir mehilin tayinini hakimden isteyebilir."
3. Değerlendirme
1. Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesince, hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, dosya içerisinde yer alan ve taraflar arasında imzalanan sözleşmede tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği ve teslimin bu şekilde sözleşmeye uygun yapıldığı anlaşıldığından davacının temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davalının temyiz dilekçesinin incelenmesi yönünden; miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre kabul edilen ve temyize konu edilen toplam miktar 47.769,21 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kalması nedeniyle davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacının temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
2. Davalının temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.