"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1678 E., 2022/1815 K.
DAVA TARİHİ : 28.06.2017
SAYISI : 2017/212 E., 2020/137 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı tarafından kendisi hakkında haksız olarak ... 2. İcra Dairesinin 2016/5217 E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatılarak piyasa değeri 20.000.000,00 TL olan ticari nitelikteki malvarlığının haczedildiğini, yapılan ilamsız icra takibi ve hacizlerin ticari faaliyetleri hakkında olduğunu, bu haksız takip nedeniyle yapmak istediği birçok projesinin engellendiğini, maddi ve manevi birçok zararının olduğunu belirterek, maddi zararının hesaplanması veya takdir edilmesi suretiyle % 42'lik en yüksek ticari faiziyle maddi zararının miktarının takdirine ve tazminine, maddi zararı hesaplandıktan sonra dava bedelinin hesaplanan maddi zarara göre arttırımı, manevi tazminat miktarının belirlenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın konusunun açık olmadığını, taleplerin anlaşılamadığını, icra takibi ile dava tarihi arasında 1 yıldan fazla zaman geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ilamsız icra takibinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (2004 sayılı Kanun) hükümleri doğrultusunda yürütülen bir takip türü olduğunu, davacının tüm malvarlığına usulsüz şekilde haciz konulmasına yönelik iddiasının gerçek dışı olduğunu, dosyaya konulan hacizlerin anılan Kanun'un 62 nci maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürede borca takibe borçlu tarafından itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi ile aynı Kanun'un 85 inci maddesi gereğince konulduğunu, tebligatın muhatabın bilinen en son adresine yapıldığını, dosya kapsamında çıkarılan tebligatın tebliğ edilmeden iade edildiğinden alacaklı vekilinin talebi gereğince borçlunun sisteme kayıtlı mernis adresi tespit edilerek bu adrese çıkarıldığını, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligatın usulüne uygun olduğunu ve yapılan bu tebligat ile takibin kesinleştiğini, davacının talepleri ile dava konusu işlem arasında illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde (AİHS) belirtilen mülkiyet hakkının, etkili hukuk yolu hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, ilamsız icra dolandırıcılığının 2079 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na (Anayasa) aykırı olduğu, Anayasa'ya aykırılık itirazı neticesinde itirazının Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, davanın Anayasa Mahkemesi kararına dek geri bırakılmasına, Mahkeme kararının kaldırılarak lehine yeni hüküm kurulmasına, AİHS hak ihlallerinin tespitine, telafisine ve tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının tazminat sorumluluğunun dayanağının kusura dayalı haksız fiil sorumluluğu olduğu, tazminat borcunun doğabilmesi için icra dairesi görevlilerinin kusurlu ve hukuka aykırı bir fiili olması, bunun sonucunda zarar doğması ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunması gerektiği, somut olayda takip alacaklısı İdris Makas vekilinin davacı (takip borçlusu) hakkında başlattığı ilamsız takipte, 2004 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi uyarınca alacaklının takip talebi üzerine icra müdürünün ödeme emri düzenleyip borçluya gönderme zorunluluğunun bulunduğu, alacaklının herhangi bir belgeye dayanma zorunluğunun da bulunmadığı, bu bağlamda borçluya (davacı) ödeme emri gönderildiği, usulsüz tebligat ve taşkın haciz iddialarının 2004 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesi gereği icra hukuk mahkemesi nezdinde şikayet yoluna tabi olduğu, nitekim davacının şikayeti üzerine İcra Hukuk Mahkemesinden verilen şikayetin reddi kararının ... Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/503 E., 2017/662 K. sayılı kararıyla kaldırılıp, şikayetin kabulü ile icra dosyasındaki ödeme emrinin tebliğ tarihinin 07.11.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacının ödeme emrine itirazı üzerine takibin durdurulmasına, masraf gerektirmeyen hacizlerin resen, masraf gerektiren hacizlerin ise gerekli masraflar karşılandığında kaldırılmasına karar verildiği, buna yönelik masrafların da borçlu (davacı) tarafından karşılanacağı göz önüne alındığında, maddi tazminat talebinin reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı,
Manevi tazminat talebi bakımından ise; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacının manevi tazminat talebine yönelik herhangi bir miktar belirtmediği ve buna yönelik harç yatırmadığı gözetildiğinde, manevi tazminat talebi yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi atfıyla aynı maddenin ikinci fıkrası gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde (manevi tazminat talebi yönünden) davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davacının maddi tazminat talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebine ilişkin davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; mülkiyet hakkı ihlallerinin, adil yargılanma hakkı ihlallerinin, etkili başvuru/etkili kanun yolu ihlallerinin AİHS kapsamında resen tespit edilecek diğer tüm hak ihlallerinin tespiti, tazmini ve telafisi istemiyle, karara karşı temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi kapsamında icra memurunun kusurundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuku
1. 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesi ile 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davacı tarafça temyiz dilekçesinde 6100 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendine aykırı olarak temyiz sebepleri ile gerekçesinin bildirilmemesine, kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen yapılan incelemede ise bozmayı gerektirecek bir sebebin bulunmadığı anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.