"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 2014 yılından 2024 yılına kadar kullanımına ilişkin kira sözleşmesi bulunduğu halde taşınmazın maliki olan davalının çeşitli eylemleri nedeniyle kiralananı 2018 yılı Mayıs ayında tahliye etmek zorunda kaldığını, davalının çeşitli tarihlerde ve birden fazla kere kiralanana geldiğini ve çalışanları tehdit ederek kiralanandaki huzuru bozduğunu, güvenlik kameralarını kırdığını, yaşanan bu olaylara ilişkin ceza soruşturmalarının devam ettiğini, ... bayiilik yetkisinin
alınması için de eylemlerde bulunduğunu, davalının müvekkil şirket ve yetkilisine karşı gerçekleştirdiği ilk saldırıdan sonra 09.05.2017 tarihinde taraflar arasındaki sözleşme yenilendiği halde saldırılarına devam ettiğini, bu kapsamda sözleşmenin 6. maddesinde kararlaştırılan 250.000,00 TL cezai şartın da koşullarının gerçekleştiğini, kiralananı davalının eylemleri neticesinde tahliye etmek zorunda kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL cezai şart, 1.000,00 TL kazanç kaybı, 500,00 TL güvenlik kameralarının kırılması ve çalınması nedeniyle oluşan zarar, 500,00 TL kiralanana yapılan zorunlu, faydalı ve değer artıcı giderler, 500,00 TL depo ve nakliye masrafları toplamı 3.500,00 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında kira ilişkisinin 2014 yılında başladığını, 12.12.2016 tarihli ihtar ile dava konusu işyerine ihtiyaç olduğu bildirilerek tahliyesi konusunda talepte bulunulduğunu, tahliyenin sağlanması için 2017 yılında davacıya 210.000,00 TL ödeme yapıldığını, bundan sonra tarafların yeniden bir araya gelerek 09.05.2017 tarihli sözleşmenin imzalandığını ancak bir süre sonra davacının işlerinin iyi gitmemesi nedeniyle kiralananı tahliye edeceğini bildirdiğini, akabinde bu fikrinden vazgeçtiğini bildirerek sözleşmede kararlaştırılan süre boyunca kiralananın kullanılacağını belirttiğini, taraflar arasındaki ceza soruşturmasına konu olayın yaşanması akabinde davacı tarafça 23.11.2017 tarihli tahliye taahhütnamesinin imzalanmasından sonra 2018 yılı Nisan ayında kiralananın tahliye edildiğini, Whatsap yazışmalarından tahliyenin rızaen gerçekleştiğinin ispatlandığını, davacının tüm taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tahliye taahhütnamesi ve taraflar arasındaki yazışmalardan davacının kiralananı kendi rızası ile tahliye ettiği, verilen kesin süre içerisinde sunulmayan delillerden davacının vazgeçmiş sayıldığından söz konusu delillerin hükme esas alınamayacağı, davacının iddiasını başka delillerle de ispat edemediğinden cezai şart, faydalı ve zorunlu masraflar, kazanç kaybı ve depo ve nakliye masraflarının tahsiline yönelik davanın reddine, güvenlik kameralarının kırılması ve çalınması sebebiyle oluşan zararın tazmini talebinin ise haksız fiilden kaynaklandığı, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle, eldeki dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmediğini, kiralananın davalının eylemleri sebebiyle tahliye edilmek zorunda kalındığını, ticari faaliyetin engellendiğini, delil listesinde ticari defterlere yer verildiği halde incelenmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince 12.12.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında, taraf vekillerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası uyarınca dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları ve varsa tanıkların isim ve adresleri ile hangi hususta dinleteceklerini açıklamak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verilerek bu hususların tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtar edildiği, davacı vekili tarafından 17.10.2019 tarihinde keşif icra edilip bilirkişi raporu 11.11.2019 tarihinde ibraz edildikten sonra 13.11.2019 tarihinde kiralananın kiralanmadan önceki ve sonraki durumunu gösterir fotoğraflar ile yapılan tadilatlara ilişkin faturalar ve kazanç kaybına ilişkin ticari defterler ibraz edilmişse de, verilen kesin süre içerisinde sunulmayan işbu delillerden davacının vazgeçmiş sayılması nedeniyle yargılamada bu delillerin hükme esas alınmamasında bir usulsüzlük bulunmadığı, 01.06.2017 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra taşınmazın tahliyesine yönelik ihtarname keşide edilmediği gibi açılmış bir dava da bulunmadığı değerlendirildiğinde davacının taşınmazı ihtiyarı ile tahliye ettiğinin kabulü gerektiği, davalının cezai şarttan ve diğer masraflardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrarlayarak, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira sözleşmesine dayalı olarak cezai şart, kazanç kaybı, kiralananda zorunlu ve faydalı değer artırıcı giderler nedeniyle oluşan alacak ile depo ve nakliye masrafları alacağının tahsili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 112, 301, 530 uncu maddeleri,
2. 6100 sayılı Kanun'un 139 vd maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında imzalanan 01.10.2014 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin 01.06.2017 tarihinde yenilendiği, ilk sözleşmede kiralananın mobilya satışı, teşhir ve depo olarak kullanılacağı, sağlam, tam ve kullanılmaya hazır olduğunun ifade edildiği, "Hususi Şartlar" başlıklı 3 üncü maddesinde, "Kiracı kiralanan gayrimenkulde mal sahibinin haberi ve izni olmadan tadilat yapamaz." hususunun kararlaştırıldığı; 12.12.2016 tarihli ihtar ile davalı tarafça kiralanana ihtiyacı olduğu belirtilerek 01.03.2017 tarihinden sonra kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin davacıya ihtar edildiği; bundan sonra tarafların biraraya gelerek "210.000,00 TL karşılığında kiralananın 31.07.2017 tarihinde tahliye edileceği, geçmişe dönük alacak bulunmadığı, paranın hesaba yatması halinde noterden tahliye taahhütnamesi verileceği" hususlarını içeren ön anlaşmanın yapıldığı; 09.05.2017 tarihinde ikinci sözleşmenin imzalandığı, sözleşme süresinin 01.06.2017 tarihinden 31.12.2024 tarihinine kadar olduğu, sözleşmenin 6 ncı maddesinde, "Kiralayan tarafından yasal ve hukuki geçerli sebebe dayandırılmadan sözleşmeden cayılması ve kiralayanın tahliyesini talep etmesi durumunda 250.000,00 TL cezai şart kabul ve taahhüt eder." düzenlemesine yer verildiği, 23.11.2017 tarihli düzenleme şeklinde tahliye taahhütnamesinde, davacı tarafça kiralananın "10.10.2019 tarihinde tahliye edileceğinin" belirtildiği; davacı şirket yetkilisi tarafından da kiralananın bayilik alınamadığından tahliye edileceğine dair telefon yazışmalarının davalı tarafça dosyaya delil olarak sunulduğu belirlenmiştir.
2. Yukarıda yer verilen olayların oluş silsilesine göre, 01.06.2017 tarihli kira sözleşmesinin 6 ncı maddesinde kararlaştırılan cezai şarta ilişkin koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır.
3. Sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğunun anlaşılması halinde davacı kiracının müspet zarar kapsamında yer alan kazanç kaybının tazminini isteyebileceği, yine sözleşmenin feshinin haklı ya da haksız olmasının faydalı ve zorunlu masraf talebi bakımından sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı sürece sonuca etkili olmadığı, bu çerçevede yapılan incelemede; davacı tarafça verilen kesin süreye rağmen delillerin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle hükme esas alınmaması ve davacının davasını ispat edemeği gözetilerek bu taleplerin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. Hal böyle olunca, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.