Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1218 E. 2023/628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin iflası nedeniyle, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebi ile ödenen bedelin iadesi isteminin akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin iflası nedeniyle davanın taraf sıfatının iflas idaresine geçtiği, davanın akıbetinin iflas masasına kaydına bağlı olduğu ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususların gözetilmeksizin hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2191 E., 2022/1161 K.

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2018/521 E., 2019/747 K.

Taraflar arasındaki alacak ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ...Ş. vekilinin istinaf başvurunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalılardan ... A.Ş. ile 19.09.2017 tarihinde gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi imzaladıklarını, satın aldığı dava konusu taşınmazın peşinat tutarı olan 90.000 TL'yi ödediğini, yine vadesi gelmiş olan 15.12.2017, 15.03.2018 ve 15.06.2018 tarihli bonolara ilişkin toplam 99.000 TL ödeme yaptığını ancak davalı şirketin işlerinin bozulması nedeniyle taşınmazı teslim etme imkanının bulunmadığını ileri sürerek; öncelikle sözleşme konusu taşınmazın üzerindeki her türlü takyidattan ari olarak adına adına tescilini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ödenen toplam 189.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini, bu bedelin 99.000 TL’sinin davalı şirket tarafından verilen senetler nedeniyle davalı bankaya ödenmiş olması nedeniyle davalılardan müştereken tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı banka; diğer davalı şirketin kredili müşterisi olup, tahsil edildiğinde karşılığı kredi borcundan mahsup edilmek üzere davaya konu edilen senetleri kanuni usulüne uygun ciro yolu ile devir ve teslim ettiğini, senetler incelendiğinde içeriğinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ilgili bir ibare, kayıt, bilgi vs bulunmadığını, davaya konu edilen kıymetli evrakların kendini doğuran hukuki işlemden mücerret olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... A.Ş.; davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde çok sayıda haciz şerhi ve ipotek tesisi bulunduğu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh edilmediği göz önüne alındığında; davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı olan taşınmazın mülkiyetini isteme hakkını üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceği, ancak sözleşmenin karşı tarafına karşı ileri sürülebilen şahsi hakkı bulunduğu, bu nedenle davacının taşınmazın takyidatlardan ari olarak adına tescil edilmesi talebinin mümkün olmadığı gerekçesiyle; davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesi talebinin fesih iradesi olarak kabul edilerek ödemiş olduğu 189.000 TL' nin davalı şirketten tahsiline, vadesi gelmiş olan 15.12.2017, 15.03.2018 ve 15.06.2018 tarihli bonolara ilişkin talebin davalı banka yönünden reddine, 15.09.2018, 15.12.2018 ve 15.03.2019 tarihli bonoların iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacıvekili ve davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; dava konusu bonoların kanuna aykırı şekilde düzenlenmiş olduğundan mutlak geçersiz olduğunu, Bankanın kendisine ciro edilen bonoların tüketici bonosu olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, bu nedenle geçersiz nitelikte olan ve ödenen bono miktarları yönünden ileri sürülen talebin davalı banka yönünden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi uygulanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı Banka vekili; senetlerin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketin vaad ettiği zaman diliminde gayrimenkulün teslimini gerçekleştirmediği, bu nedenle de davalı şirket açısından davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ancak 6502 sayılı Kanun'un dördüncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca nama yazılı düzenlenmeyen kıymetli evrakların tüketiciler açısından geçersiz olacağı açık olmakla ödenen senetler açısından davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne, tapu iptali ve tescil talebinin reddi ile ödenen 189.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı ...'nden tahsiline, davalı bankadan tarafından tahsil olunan 15.12.2017, 15.03.2018 ve 15.06.2018 tarihli bonolar toplamı olan 99.000 TL'nin tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı bankadan tahsiline, 15.09.2018, 15.12.2018 ve 15.03.2019 vade tarihli bonoların iptaline, davacının bu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Banka vekili temyizinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 191 inci maddesi gereğince, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226 ncı maddesi uyarınca da masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede 2004 sayılı Kanun'un 226 ile 229 uncu maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir.

2. Müflisin, iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi dava ehliyetini de kaybettiği söylenemese de, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır. İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, 2004 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince müflisin davalı bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durması öngörülmüştür.

3. 2004 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine göre; "Acele haller müstesna olmak üzere iflasın açılması ile kural olarak müflisin davacı ... davalı olduğu hukuk davaları durur ancak alacaklıların ikinci toplantısından on gün sonra devam olunabilir. "

4. İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Müflise karşı açılmış olan davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir.

5. Müflisin davalı olduğu davalarda; iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı çekişmeli alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı, dava sırasında iflas eden aleyhine iflastan önce açılan ve 2004 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemenin; asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar vermesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekir.

3. Değerlendirme

1. Davanın 11.09.2018 tarihinde açıldığı, istinaf aşaması devam ederken davalı şirketin iflasına karar verildiği, müflis şirketin iflasla tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşılmaktadır.

2. Dava konusu alacağın iflas masasına kabulü veya reddi kararı, ikinci alacaklılar toplantısında verileceğinden bu toplantıda alacağın iflas masasına kabulüne karar verilmesi halinde müflisin taraf olduğu hukuk davasının konusu kalmayacaktır.

3. Dosya kapsamından, Bölge Adliye Mahkemesince alacağın masaya kayıt edilip edilmediğinin araştırılmadığı, ikinci alacaklılar toplantısın yapılıp alacağın kesinleştirilmediği anlaşılmaktadır.

4. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; yukarıda açıklanan usullere göre işlem yapılarak, dava konusu alacakla iflas masasına kaydedilmişse davanın konusuz kaldığına karar verilmesi, aksi taktirde davayı esastan sonuçlandırarak alacağın varlığının tespiti halinde, tahsil şeklinde değil; mükerrer tahsilata yol açılmamak üzere gerekirse davaya kayıt kabul davası olarak devam edilerek alacakların masaya kaydına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

5. Bozma sebebine göre, davalı Bankanın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1- Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Usulû Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2- Bozma sebebine göre davalı Bankanın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğinde karar verildi.