"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat (vekalet sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı avukatın müvekkillerinin murisi merhum ... aleyhine ikame edilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/46 Esas sayılı davasını davalı vekili sıfatıyla takip ettiğini, muris aleyhine neticelenen bu karara karşı davalı temyiz dilekçesi vermesine rağmen süresinde temyiz giderlerini yatırmadığı için mahkemece 12.09.2003 tarihli muhtırası ile 7 günlük kesin süre içinde bu hususun yerine getirilmesi ihtar olunmuş ise de temyiz giderleri bu 7 günlük süre içinde de davalı avukat tarafından yatırılmadığından mahkemece 06.10.2003 tarihli ek karar ile davalı tarafın temyizden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiğini, Yargıtayca ek kararın 23.02.2004 tarihinde onandığını ve davalı tarafın temyizden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin mahkeme kararının kesinleştiğini, bu suretle müvekkilin temyiz hakkını kullanma imkanını yok eden davalı avukatın ağır kusurlu olup müvekkilin menfaatlerini korumadan ve vazifesini ifada gereken özeni göstermeyerek açıkça müvekkilini maddi zarara uğrattığını beyan ederek; davaya konu taşınmazın rayiç değerinden şimdilik 6.000,00 TL'nin temyizden vazgeçmiş sayılma tarihi olan 06.10.2003 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesini talep etmiş, 26.02.2008 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 53.280,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; muris ...'nun kendi yazılı ve şifahi talimatları doğrultusunda masraf yatırılmayarak temyiz hakkından feragat edildiğini, buna ilişkin belgenin Cumhuriyet Başsavcılığına verilmiş olup, yine 1981/46 Esas sayılı dosyanın temyize gönderilmesinin ... tarafından istenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.10.2012 tarihli, 2007/74 Esas, 2012/432 Karar sayılı kararı ile; davacıların davasının kabulüne, 6.000,00 TL'nin dava tarihinden 47.280,00 TL'nin ıslah tarihi olan 26.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.12.2013 tarihli, 2013/3049 Esas, 2013/31190 Karar sayılı ilamı ile; süresinde verilmeyen davacıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği, 06.12.2003 tarihli feragat dilekçesindeki imzanın davacılar murisine ait olup olmadığı hususunda, konusunda uzman bilirkişiden grofolojik yöntemle rapor alınarak, imzanın murisin eli ürünü olduğunun anlaşılması halinde; murisin feragat beyanı hakkın özünden feragat niteliğinde olduğundan temyiz süresi geçtikten sonra verilse dahi sonuç doğuracağı, yani feragat nedeni ile temyiz incelemesinin yapılmayarak dilekçenin reddine karar verileceği, davalı avukatın masraf yatırmamasının sonuca etkili olmayacağının gözetilmesi, aksi halde yani imzanın davacılar murisine ait olmadığının anlaşılması halinde de; davalı avukatın ihmali nedeni ile davacıların bir zarara uğrayıp uğramadığı yani, temyiz edilse idi davacılar yararına bir sonuç doğup doğmayacağının araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı yararına bozulmuş, karara karşı süresi içinde davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.03.2015 tarihli, 2014/30279 Esas, 2015/8913 Karar sayılı ilamı ile davacıların karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 05.05.2016 tarihli, 2015/149 Esas, 2016/264 Karar sayılı kararı ile davalı tarafından sunulan ve tanık Muharrem Karataş tarafından da doğrulanan belgenin gerçekliğine itibar edildiği, belgenin bulunamamasında davalının bir kusuru olmadığı, bu bağlamda davacıların davasını ispat edemediği gerekçesi ile verilen davanın reddi kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09.04.2019 tarihli, 2017/3308 Esas, 2019/4706 Karar sayılı ilamı ile Mahkemece, Dairenin bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediği, davalı tarafından cevap dilekçesinin ekinde davacılar murisi adına avukat olarak takip ettiği tapu iptali ve tescil davasının temyizinden davacılar murisinin temyizden feragat ettiğine ilişkin dilekçesinin fotokopisinin sunulduğu ancak aslı temin edilemediğinden belge üzerinde imza incelemesi yapılamadığı ve mahkemece dosya kapsamına göre karar verilmiş ise de bozma ilamının 2 nci bölümünde yazılı olan hususun araştırılmadığı, hal böyle olunca, bozma ilamında belirtilen 2 nci husus olan davalı avukatın ihmali nedeni ile davacıların bir zarara uğrayıp uğramadığı yani, temyiz edilse idi davacılar yararına bir sonuç doğup doğmayacağı araştırılarak ve gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, ispat yükü ters çevrilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş olup, davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.12.2019 tarihli, 2019/5959 Esas, 2019/13101 Karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla Yargıtay ilamı doğrultusunda dosyanın kapsamlı olarak değerlendirilmek üzere bilirkişiye tevdi olunduğu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.2003 tarihli, 1981/46 Esas, 2003/62 Karar sayılı ilamının temyiz edilmesi halinde çeşitli sebeplerle bozulma ihtimalinin bulunduğu, ancak davalı tarafından temyiz edilse idi temyizin neticesi itibari ile hukuki durumun davacının menfaatine bir değişikliğe yol açıp açmayacağı tespiti noktasında mahkeme kararı ile 164 Ada 3 parsel sayılı gayrimenkulün parselasyonu esnasındaki tecavüzün kaldırılması talebine rağmen talepten fazlaya karar verilerek gayrimenkulün tapusunun tamamının iptali ile dosyanın davacıları adına tescile hükmedildiği, dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere temyiz başvurusu yapılması halinde davacı lehine sonuçlanacağı, mahkeme kararında ilgisi olmayan gerekçeye dayandığı dosya kapsamından anlaşıldığından, ayrıca her ne kadar hisse payı oranında tazminat bedelinin hakkaniyete uygun olacağı itirazında bulunularak rapor alınmış ise de, dosya kapsamından ve daha önce yapılan hesaplama ile davacının ıslahı ve dava dosyasında Yargıtay bozma ilamında değinilen hususlar doğrultusunda kazanılmış haklar dikkate alınarak davacıların davasının kabulüne, 6.000.00 TL nin dava tarihinden 47.280,00 TL'nin ıslah tarihi olan 26.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; faiz başlangıç tarihinin “tüm tazminat miktarına haksız fiil tarihi olan 06.10.2003 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili” şeklinde düzeltilerek onanmasına, aksi takdirde, sadece faiz başlangıç tarihleri yönünden kararın lehe bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı asıl; 1981/46 Esas sayılı davanın tapu iptal ve tescil davası olduğunu, esasen temyizden feragat beyanı geçerli ve hukuka uygun bir beyan olduğundan davanın bu yönüyle de reddi gerekmekte olup dosyanın bozulma ihtimali olup olmadığı yönünde inceleme yapılacak ise de bunun da hukuk çerçevesinde bizzat karar vermeye yetkili hakim veya ve taşınmaz hukuku alanında uzman bilirkişiler marifetiyle yapılması gerektiğini, yine dava konusu taşınmazda davacıların 2/3 hisseleri bulunduğunu, bu hisselerine yönelik olarak da 10.01.2022 tarihli ek bilirkişi raporu alındığını, ancak mahkemece davacıların hakkı olmadığı halde taşınmazın tamamı üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini beyan ederek; açıklanan nedenlerle veya resen takdir edilecek nedenlerden dolayı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, gerçek değer üzerinden yapılacak tespit ile kamulaştırma bedelinin belirlenmesine ve kamulaştırmasız el atma dava tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi.
3.Değerlendirme
1. Davacıların temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Mahkemece 6.000,00 TL'nin dava tarihinden 47.280,00 TL'nin ıslah tarihi olan 26.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair ilk kararın davacılar vekilince temyiz edildiği ancak temyiz istemi süresinde yapılmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği, faiz başlangıç tarihleri yönünden böylece davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmakla davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3. Mahkemece her ne kadar, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.2003 tarihli, 1981/46 Esas, 2003/62 Karar sayılı dosyasında tapu iptal ve tescile konu ... İli ... İlçesi ... Mahallesinde bulunan 164 ada 3 parsel ( bir kısmının kamulaştırılması neticesinde 164 ada 7 parsel ve 164 ada 1 parsel numaralarını alan) taşınmazın 06.10.2003 tarihindeki rayiç değeri hesaplanarak ve kazanılmış haklar dikkate alınarak taşınmazın değerinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmişse de bozma ilamlarının araştırmaya yönelik olduğu, taşınmazın kabul edilen değeri konusunda davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmadığı anlaşılmakla; temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılmasına ilişkin ek kararın temyizi üzerine Yargıtayca ek kararın onanarak kesinleştiği 23.02.2004 tarihindeki taşınmazın rayiç değerinin belirlenmesi ve taleple bağlılık ilkesi gereği davacıların talepleri aşılmamak koşuluyla davacıların hissesine düşen 2/3'ünün davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacıların temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
3. Davalı vekilinin sair temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.