"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/459 E., 2022/58 K.
DAVA TARİHİ : 18.01.2013
KARAR : Kısmen kabulüne
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davalı ... Ltd. Şti. için karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... hakkında davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 29.04.2010 tarihinde davalı ... ’dan emlak komisyonu ve tapu giderleri dahil 84.000 TL bedelle bağımsız bölüm satın aldığını, taşındıktan kısa süre sonra duvarlarda nemlenme fark ettiğini, bu durumu davalı satıcıya bildirdiğini ve mahkeme aracılığıyla yaptırdığı tespitte yapıda izolasyon sorunu olduğunun belirlendiğini, rutubetin yayılarak dairenin her yerinde görülmesi üzerine tekrar tespit yaptırdığını ve yapıda teknik şartnameye uyulmadığının, su yalıtımının hatalı yapıldığının belirlendiğini, evde kalamaz hale geldiğini, satıcının ayıpları gizlediğini, bağımsız bölümü 2012 yılında dava dışı şahsa aldığı bedelin altında bir fiyatla zararına sattığını, bu süreçte evde oturamayıp kira bedeli ödemesi nedeniyle de zarara uğradığını, yaptırdığı tespitler ve gönderdiği ihtarname için de harcama yaptığını; davalı ... Ltd. Şti.nin binayı yapan firma, davalı ... Ltd. Şti. 'nin yapı denetim şirketi, davalılar ... ve ...’nın yapı denetim şirketinin ortakları ve aynı zamanda mühendisleri, davalılar ... ve ...'ın yapı denetçisi inşaat mühendisleri, ...’ün ise yapı kontrol mühendisi olduğunu iddia ederek; bağımsız bölümü aldığı ve sattığı fiyat arasındaki fark zararı 11.500 TL, bu süreçte ödemek zorunda kaldığı iki yıllık kira bedeli zararı 12.000 TL ile tespit, ihtar ve yargılama gideri 6.260 TL olmak üzere toplam 29.750 TL maddi tazminat ile bu süreçte yaşadığı zorluklar ve psikolojik yıpranması sebebiyle 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; davayı kabul etmediğini,davacının evi görüp beğenmek suretiyle satın aldığını, kredi aldığı için banka eksperleri tarafından değerlendirmeler yapıldığını, herhangi bir olumsuz rapor verilmediğini beyanla davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı ... İnş. Taah. Ltd. Şti. vekili; müvekkilinin dava konusu taşınmaz inşaatını kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği mimari projesine uygun olarak inşa edip mal sahibine teslim ettiğini, tüm yasal denetimler yapılarak iskan raporu verildiğini, taşınmazın mesken+depo olarak iskan raporu düzenlendiğini, bu nedenle mimari projeye aykırı değişiklik yapmasının mümkün olmadığını, satış akdinden doğan hukuki ilişkinin davacı ile davalı ... arasında olduğunu, taşınmazdaki ayıptan sorumluluğun bu yeri satan satıcıya ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... Ltd. Şti. ile davalı ... ve ... vekilleri, müvekkilleri hakkındaki davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkillerinin yapı denetim firması olarak görev aldığını, belediye adına denetim görevi yaptıklarını, 3.şahıslara karşı sorumlu olanlarının yapı sahipleri ve yükleniciler olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Davalılar ... vekili; davayı kabul etmediğini, yapı denetim firmalarının 4708 sayılı kanuna tabii olduğunu ve sorumluluklarının ilgili belediyeye karşı olduklarını, üçüncü şahıslara karşı sorumluluklarının bulunmadığını, davacının daire satın almasından çok önce konutun bitirilip Muratpaşa Belediyesi tarafından son kontroller yapıldıktan sonra inşaat ruhsatına esas olan proje ve eklerinine teknik ve fenni şartnamelere uygun olarak yapıldığının bizzat yerinde görülerek iş bitim belgelerinin onanıp iskan raporu verildiğini, yine 4708 sayılı yasanın 3 üncü maddesi uyarınca yapı denetim şirketlerinin yapıların taşıyıcı ana unsurlarındaki sorumluluklarının 15 yıl, bunun dışında kalan kısımlardaki sorumlulukların ise 2 yıl içerisinde sona erdiğini, davacının daireyi satın aldığı tarihte yapı denetim şirketinin yalıtımla ilgili 2 yıllık sorumluluk süresinin dolduğunu ve davacının satın aldığı dairede zemin dairenin bodrumunda oda yok iken deponun odaya dönüştürüldüğünü savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...; aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, buradaki hukuki ilişkinin davacıya ayıplı mal satan ... ile müteahhit şirket arasında olduğunu, o tarihte çalışmış olduğu yapı denetim şirketinin davacıya karşı sorumluluğunun bulunmadığını, 4708 sayılı yasa uyarınca yapı denetim kuruluşlarının sorumluluğunun Belediye'ye karşı olduğunu, üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun bulunmadığını, yapı denetim şirketinin görevini eksiksiz olarak yerine getirildiğini ve Belediye tarafından son kontrollerin yapılması üzerine iş bitim belgelerinin onandığını beyanla davanın öncelikle husumetten olmadığı taktirde esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
Davalı ... adına dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
III. MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesinin 31.12.2014 tarih ve 2013/32 E.- 2014/629 K. Sayılı kararı ile: 29.750 TL.nin davalı ...'den tahsiline, diğer davalılar hakkındaki davanın ve manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı davacı vekili ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.11.2016 tarihli ve 2015/29090 E., 2016/21514 K. sayılı kararı ile; uyuşmazlığın 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı kabul edilmeli ve görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği dikkate alınarak, Mahkemece, davaya bakmaya tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince verilen, konutun ayıbı bildirilerek düşük fiyata satılması nedeni ile davacının uğradığı menfi zarar tutarı olan 11.500 TL ve evden ayrılarak başka konutta kiracı olarak oturması nedeniyle kira sözleşmesi tarihi 15.12.2010 ile bağımsız bölümü sattığı 24.04.2012 tarihleri arası 1 yıl 4 ay 1 günlük dönem için ödediği kira bedelinin 8.145 TL olmak üzere toplam 19.645 TL’nin 30.03.2015’ten işleyecek yasal faiziyle Askule Yapı Denetim Ltd Şti dışındaki davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davalı ... Den. Ltd. Şti. 03.01.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiğinden bu şirket hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, davacının manevi tazminat talebinin ise koşulları oluşmadığından tümden reddine kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan ... Ltd. Şti., ..., ..., ..., , ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 27/09/2021 tarih ve 2020/6674 E., 2021/9095 K. sayılı ilamı ile; tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verildikten sonra, davalı ... Ltd. Şti.’nin, dava tarihi itibariyle ticaret siciline kayıtlı ve tüzel kişiliği haiz iken 03.01.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilmekle hak ehliyeti ve bu suretle taraf ehliyetinin sona erdiği, bu durumda, mahkemece, dava açıldıktan sonra terkin edildiği anlaşılan davalı şirketin ihya edilmesi için davacı tarafa süre verilerek şirketin ihyası için dava açması sağlanıp, ihya gerçekleştikten sonra taraf teşkili sağlanmış olacağından bundan sonra yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tarafından Askule Yapı Denetim Ltd. Şti. hakkındaki dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı ... hariç diğer davalılar ile aralarında sözleşme ilişkisinin bulunmaması ve konut satın alırken satıcı olan davalı ...'dan diğer davalılara yönelik talep haklarının da alındığına dair yazılı temlik sözleşmesinin ibraz edilmemesi sebebi ile bu davalılar hakkındaki davanın esastan reddine, davacının konutu satarken uğradığı zarar nedeni ile 11.500 TL talep ettiği, mahkememize rapor düzenleyen bilirkişinin davacının iadesini isteyebileceği ayıp oranında indirim tutarının 18.705 TL olduğunu bildirdiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak konutun ayıbı bildirilerek düşük fiyata satılması nedeni ile davacının uğradığı menfi zarar tutarı 11.500 TL nin de 30.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ...'dan tahsiline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 01.11.2022 tarihli ve 2022/6486 E. ve 2022/8359 K. sayılı kararıyla, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili, temyiz itirazlarını tekrar ederek, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Davalı ... vekili, temyiz itirazlarını tekrar ederek, onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
1.Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozmaya uyularak verilen mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Miktar veya değeri 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1 maddesinde belirtilen sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltmesi yoluna gidilemez. Karar düzeltmeye konu edilen miktarın bu sınırın altında kalması hâlinde anılan hüküm uyarınca karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre davalı tarafça karar düzeltmeye konu edilen toplam miktar 19.965 TL olup Dairece temyiz incelemesi sonucunda verilen karar tarihi itibari ile karar düzeltme sınırı olan 35.830 TL’nin altında kalmaktadır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyen davacıya yükletilmesine, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyen davacıya iadesine,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.