"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili şirkette 31.07.2018 tarihine kadar sigortalı işçi olarak asgari ücret ile çalışan dava dışı...'ın amme borcundan dolayı davalı tarafça 15.01.2018 tarihli haciz ihbarnamesi gönderilerek borçlandırıldığını, dava dışı kamu borçlusunun maaş alacağı dışında herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı sözlü ve yazılı olarak davalıya bildirildiği halde düzeltme yapılmadığını, yapılacak kesintinin ancak maaşın 1/4 oranında olabileceğini ileri sürerek; dava dışı borçlu ile ticari ilişkisi bulunmadığı halde borcun tamamından sorumlu tutulacak şekilde gönderilen haciz yazısı nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve lehine inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; vergi borcu bulunan dava dışı...'ın borçlarının tahsili amacıyla gönderilen haciz bildirisinin 30.01.2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiğini, 7 günlük yasal süre içinde itiraz edilmediğinden İdarece haciz bildirisinde yazılı 339.657,53 TL'den ödeme emri düzenlenerek takip işlemlerine başlanıldığını, borçlunun davacı şirkete ait işyerinde 21.10.2016 - 31.07.2018 tarihleri arasında çalıştığının sigortalı işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri ile tespit edilmiş olup haciz bildirisinin tebliğinden sonra da ... yerinde çalışmaya devam ettiği ve ücret ödemelerinin yapıldığının anlaşıldığını, yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini ve davacı tarafça inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; celp edilen SGK kayıtlarından dava dışı...'ın haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde asgari ücretle davacı firmada çalışmakta olduğu ve 31.07.2018 tarihi itibariyle işten ayrıldığı, dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda...'ın maaşından kesilmesi gereken 1/10 oranındaki kesintiler toplamının 1.711,59 TL olduğunun hesaplandığı, davacı şirketin bu miktarı işçinin maaşından keserek Vergi Dairesine göndermesi gerektiği halde kesintiyi yapmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalı idare tarafından gönderilen 25.01.2018 tarihli ve 1343 sayılı 339.657,53 TL bedelli haciz bildirisi nedeniyle davacı şirketin bu borcun 337.945,94 TL'lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine, davacının tazminat talebinin reddine, davalı tarafın tazminat talebinin kısmen kabulü ile davanın reddedilen kısmının %10'u oranında hesaplanan 171,15 TL inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; tesis edilen işlemler hukuka uygun olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, eksik araştırma ve inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf edilen kararın esas ve usul bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiş, ayrıca bilirkişi raporunun da hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6183 sayılı Kanun'un "Kısmen Haczedilebilen Gelirler" başlıklı 71 inci maddesi; "Aylıklar, ödenekler, her çeşit ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama bağlı olmayan nafakalar, emeklilik aylıkları, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirler kısmen haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların üçte birinden çok dörtte birinden az olamaz.
Asgari ücreti aşmayan aylık gelirlerin onda birinden fazlası haczolunamaz. " hükmünü,
2. Aynı Kanun'un " Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesinin ilgili bölümleri şöyledir; "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
(...)
Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir..."
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğunun anlaşılmasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.