"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 15.05.2014
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 30.04.2012 tarihli hukuki ve mali danışmanlık hizmet sözleşmesi gereğince davalıların ortak olduğu adi ortaklığa sözleşme gereğince danışmanlık hizmeti sunduğunu, ancak sözleşme feshedilmediği halde davalıların Eylül 2013 tarihinden itibaren sözleşmede kararlaştırılan ücretini ödemediğini, sözleşmenin 4.4. maddesinde de fesih halinde ücretin tamamının ödeneceğinin kararlaştırıldığını, gönderdiği ihtarnameye rağmen ücretinin ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibi başlattığını, davalıların itirazları üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; taraflar arasındaki danışmanlık hizmet sözleşmesinin anlaşma suretiyle 2013 Şubat ayında feshedildiğini, 2013 yılı içinde davacının hizmet vermediğini, davacı tarafın hizmet vermediği dönem için ücret talebinde bulunduğunu, alacağın likit olmadığını, bu nedenle açılan davanın reddine ve davacının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. Mahkemenin 15.09.2015 tarihli ve 2014/248 E., 2015/368 K. sayılı kararıyla; davalıların, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin tarafların anlaşması ile 2013 Şubat ayında feshedildiğini belirtmiş ise de, sözleşmenin feshedildiğini gösteren herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, davacı tarafça 2014 yılında çekilen ihtara da herhangi bir cevap verilmediği, bu nedenle taraflar arasında bulunan sözleşmenin yürürlükte olduğu ve devam ettiği, sözleşme devam ettiğine göre davacının sözleşmeden kaynaklanan danışmanlık hizmetlerine ilişkin ücretlerini davalılardan talep edebileceği ve sözleşmede de danışmanlık hizmetinin sözleşmede belirtilen işler için kanun yolları tükeninceye kadar hizmetin verileceğinin belirtildiği, dosyaya ibraz edilen Sayıştay ilamı ve Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan davalardan da anlaşılacağı üzere sözleşme konusu olan ve ... Büyükşehir Belediyesi ile davalılar arasındaki Asliye Hukuk Mahkemelerindeki ve Sayıştaydaki ihtilafların henüz sonuçlanmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalıların takibe konu ... 5. İcra Müdürlüğünün 2014/6997 takip sayılı dosyasında 19.505,00 TL'ye vaki itirazlarının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, bu miktar üzerinden hesap edilecek %20 inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarihli ve 2015/37200 E., 2018/5170 K. sayılı ilamıyla; söz konusu sözleşmenin "yapılacak işlerin konusu ve kapsamı" başlıklı 3. maddesinde, davacının yapacağı işler, "Ortaklığın ... Belediyesi ile yaptığı işle ilgili ihtilaf nedeniyle Sayıştayda, Adli Mahkemelerde ve Yargıtayda açılmış davalarda savunma ve temyiz dilekçelerinin yazılması, kanun yolları tükeninceye kadar davalar için gerekli hukuki ve mali danışmanlık hizmetinin verilmesi" olarak belirtilmiş olup bu işlerin Avukatlık Kanunu madde 35'e göre yalnız avukatın yapabileceği işler kapsamında kalıp kalmadığı hususunun TBK 27 nci madde kapsamında değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, Mahkeme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 02.11.2021 tarihli ve 2020/191 E., 2021/404 K. sayılı kararıyla; taraflar arasındaki 30.04.2012 tarihli danışmanlık sözleşmesinin Av. K. Md. 35 kapsamında yalnızca avukat tarafından yapılacak işler kapsamından ayrı, davacının mali müşavirlik hizmeti ile birlikte mali konularda danışmanlık hizmeti verebileceği, bu hizmete karşılık olarak ücretlerin ödemesinin belli döneme kadar yapıldığı, sözleşmenin feshedildiğine ve icra dosyasındaki dönemlerinde ödendiğine ilişkin dosyada her hangi bir kaydın bulunmadığı, sözleşmenin 3. maddesinin Av. K. Md. 35'e aykırılık oluşturmadığı, hukuki hizmetlerin şirket avukatları ile birlikte yürütüldüğü, vekaletnamenin davacıya verilmediği, davacının, belgelerin hazırlanması, mali kayıtların incelenmesi hususunda mali müşavirlik hizmeti de sunduğu, bu nedenle mali hizmetlerin sunulması karşısında davacı ücretinin ödenmesinin gerektiği anlaşılmakla, bilirkişi raporunda belirlendiği üzere ... 5. İcra Müdürlüğünün 2014/6997 E. sayılı dosyası sebebiyle davacının, 19.505,00 TL ücret alacağı yönünden davasının kısmen kabulüne, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
2. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.
3. Dairenin 10.03.2022 tarihli ve 2022/808 E., 2022/2130 K. sayılı ilamıyla; “taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde davacının yerine getireceği ..., danışmanlık hizmeti verilmesinin yanı sıra ortaklığın ... Belediyesi ile yaptığı işle ilgili ihtilaf nedeniyle Sayıştayda, Adli Mahkemelerde ve Yargıtayda açılmış davalarda savunma ve temyiz dilekçesinin yazılması, kanun yolları tükeninceye kadar davalar için gerekli hukuki ve danışmanlık hizmetinin verilmesi olarak belirtilmiştir. Davacı tarafça sözleşme kapsamında ifa edilen hizmetlerin ispatına ilişkin dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerden, davacının sunduğu hizmetin esasen davalıların taraf olduğu yargı mercilerinde görülen dava ve işlere ilişkin olduğu, ilgili dava ve işler için Mahkemelere sunulmak üzere belgelerin e-mail yolu ile gönderildiği, bu hususa ilişkin davacının görüş bildirdiği anlaşılmakta olup, sözleşme kapsamında verilen hizmetin temelini, Avukatlık Kanunu'nun 35/1 inci maddesi gereği yalnız avukatlar tarafından takip edilmesi gereken işler oluşturmaktadır. Buna göre, dava konusu sözleşme yukarıda değinilen emredici düzenlemeye aykırı olarak düzenlenmiştir. Emredici hukuk kuralına aykırı olarak sözleşme yapılamaz ve hukuksal bir tasarrufta bulunulamaz. O halde, taraflar arasında yapılan sözleşmenin, Türk Borçlar Kanunu'nun 27 nci maddesine (mülga BK m.19) göre kanunun "Emredici hükmüne aykırılık nedeni ile kesin olarak hükümsüz olduğu ve geçersiz olan sözleşmeye dayalı olarak davacının talepte bulunamayacağı dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu sözleşme yukarıda değinilen emredici düzenlemeye aykırı olarak düzenlendiği, emredici hukuk kuralına aykırı olarak sözleşme yapılamayacağı ve hukuksal bir tasarrufta bulunulamayacağı, taraflar arasında yapılan sözleşmenin, Türk Borçlar Kanunu'nun 27 nci maddesine (mülga BK 19 uncu maddesi ) göre kanunun emredici hükmüne aykırılık nedeni ile kesin olarak hükümsüz olduğu ve geçersiz olan sözleşmeye dayalı olarak davacının talepte bulunamayacağı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyizinde; bilirkişi raporlarında yapılan incelemelerde davalılara sağlamış olduğu hizmetlerin tek tek irdelenerek ve avukatlık mesleğinin tekeline tabi işlerden olmadığının ortaya net bir şekilde konulduğunu, bozma kararının ve bu doğrultuda Mahkemenin kararının maddi vaka ile örtüşmemekle birlikte, örtüşse dahi TBK madde 27 hükmünün hatalı uygulanması sonucunu doğurduğunu, vermiş olduğu danışmanlık hizmetinin eski Sayıştay mensubu olması ve ayrıca halihazırda yeminli mali müşavirlik mesleğini icra etmesi hasebiyle, sadece kendi uzmanlık alanı kapsamında mali danışmanlıkla sınırlı olduğunu, sözleşmede yazan hüküm ile fiili olarak davalı firmalara sunmuş olduğu hizmetin kesinlikle avukatlık yetkileriyle ilgili hukuk danışmanlığı kapsamına girmediğini, sözleşme ifa edildikten sonra karşı tarafın sırf yükümlendiği edimlerinden kurtulmak adına sözleşmenin geçersizliğini ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması şeklinde olduğunu, tüm sözleşme için TBK madde 27/1 ile mutlak (kesin hükümsüzlük) nedeniyle karar verilmesi hem hukuka hem de hakkaniyete aykırı olduğunu, tarafların gerçek ve ortak iradelerinin esas alınacağı gereği kapsamında, davalı firmaların mali konularda uzman olması nedeniyle sözleşmenin 3 üncü maddesinde yer alan “Mali Danışmanlık” ifadesi ile esasen mali danışmanlık almayı talep ettiklerinin açık olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 30.04.2012 tarihli hukuki ve mali danışmanlık hizmet sözleşmesi gereği ödenmeyen ücretinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 1 inci maddesi; “Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.”
2. Aynı Kanun’un 35 inci maddesi; “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, Mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.” şeklindedir.
3. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
5. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, kararın bozmaya uygun olmasına ve bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usuli Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
09.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.