"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından karara ilişkin tavzih talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 05.01.2022 tarihli ek kararla tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından, ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının abisi tarafından davalının ... Bankasındaki hesabına 11.07.2020 tarihinde borç olarak 10.000,00 USD gönderildiğini, davalının bu parayı geri ödemediğini, davacı ile abisi arasında alacağın temliki sözleşmesi yapıldığını beyan ederek başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacıyı arkadaşı dava dışı ...'ın kız arkadaşı olması sebebiyle tanıdığını, ... ile davacının ilişkilerinin bitmesi ardından intikam almak amacıyla ...'a birçok dava açtığını, müvekkilinin davacı ya da abisine herhangi bir borcunun bulunmadığını, dava dayanağı yapılan dekont açıklamasında borcun varlığına ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığını, alacağın temliki sözleşmesinin de hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, temlik sözleşmesinde dava dışı ... ve ...'dan alınacak paranın devri yazılırken, icra takibi ve davanın sadece davalıya açıldığını, temlik sözleşmesinde alacağın neye ilişkin olduğuna dair bir açıklamanın da olmadığını, takip dayanağı banka havalesine konu paranın davacıya borç olarak verildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği, Mahkemece istenilen dekontun açıklamasında 13.07.2020 tarihinde ... tarafından ...'ın ... Şubesinde bulunan 9095024 nolu hesabına "..." (Aile Desteği Ödeme Detayları) açıklamasıyla 9.953,99 USD para transferi gerçekleştirildiği, dosyada davacının ... olduğu, havale eden kişi ile davacının arasında isim ve soy isim benzerliğinin bulunmadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi gereğince, herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davacının davalıya ödünç verdiğini yasal delillerle kanıtlamak zorunda olduğu, öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükünün değişmeyeceği, havalenin kural olarak bir ödeme vasıtası olduğu, başka bir ifade ile havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karinenin mevcut olduğu, bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) havaleyi gönderen tarafın ispat etmesi gerektiği (Bkz. Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 03.10.2013 tarihli 2013/11284 E., 2013/24182 K. sayılı kararı), yukarıda değinilen ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu alacağın havalesine ilişkin dekontta Aile Desteği Ödeme Detayları açıklama ibaresinin bulunduğu, davalıya gönderilen havalenin ödünç amacı ile yapıldığının yasal deliller ve yemin yolu ile ispatlanamadığı görüldüğünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; verilen kararın hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin abisi tarafından davalının banka hesabına borç olarak 10.000,00 USD para gönderildiğini, diğer yandan bu paranın müvekkil ve abisinden talep edildiğini, mesajların da delil olarak dosya arasına sunulduğunu, müvekkilinin banka işlemleri abisi tarafından yürütüldüğünden transferin abisinin hesabından yapıldığını, müvekkili ve dava dışı abisi arasında alacağın temliki sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşmenin sunulduğunu, aynı zamanda dava sürecinde müvekkilinin abisinin de gerekli görülmesi halinde istenilen her türlü şekilde davaya katılabileceğinin ve muvafakat verebileceğinin bildirildiğini, davalının paranın hesabına geldiğini inkar etmediğini sadece açıklama kısmı boş olduğundan bu ödemenin bir borcun geri ödenmesi olduğu karinesine sığınarak başkaca hiç bir savunma yapmadığını, ... Bankasından gelen cevapta, açıklama kısmının boş olmadığını, dosyaya sunulan delille örtüşen şekilde paranın aile desteği açıklaması ile gönderildiğinin ispatlandığını, Yerel Mahkemenin müvekkili ve abisinin isimlerinin aynı olmadığını, soy isimlerinde bir harf farklı olduğundan bahsettiğini, müvekkilinin ve abisinin ... asıllı olup, aslı ... alfabesi olan isimlerin latin harflerine çevrilirken farklılıklar gösterdiğini, davalının müvekkiline borç vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, böyle bir borç ilişkisine dair hiçbir emarenin söz konusu olmadığını, tercümesi dosya arasına sunulan taraflar arasındaki iletişimin bunun aksini kanıtladığını, paranın müvekkili tarafından davalıya kocasının isteği ile verildiğini, açıklama kısmının boş bırakılmadığının yazılı delillerle sabit olduğunu, Yerel Mahkemenin anlayamadığı isim konusunu aydınlatmak için taraflarına imkan tanımamasının, sundukları delillerinin detaylı bir şekilde incelenmemesinin de dava ve savunma haklarının ihlali anlamına geldiğini belirterek hükmün istinaf incelemesi ile kaldırılarak esas hakkında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında toplanan deliller, İlk Derece Mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, banka havale işleminin kural olarak ödeme vasıtası olması ve davacının havale tutarını ödünç verdiğini yeterli ve kesin delillerle ispat edememesi nedeniyle davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin istinafa konu edilen 14.06.2022 tarihli ve 2021/238 E., 2022/171 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
2. Davalı vekilinin 05.12.2022 tarihli tavzih dilekçesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin tavzih yolu ile düzeltilmesini ve karar verilmesini istediği hususun, hükümde taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların sınırlandırılması, genişletilmesi ve değiştirilmesi niteliğinde olması, ayrıca Daire kararında HMK'nın 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince tavzih yoluyla düzeltilmesi gereken vasıfta bir yanlışlık, eksikliğin olmaması, kararın hükmün icrasında tereddüt uyandıran ya da birbirine aykırı fıkralar içermemesi, hükmün yeterince açık olması nedeniyle davalı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili, tavzih talebinin reddine ilişkin karara ise süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, cevaba cevap dilekçelerinde, hem tanık hem de yemin deliline başvurma taleplerinin açıkça yazıldığını, Yerel Mahkemenin açıklamasında "Aile Desteği" yazan banka dekontu delilini değerlendirmediğini, yazılı delil başlangıcı olduğu sabit olan belge için diğer yazılı deliller, tanık ve yemin delili haklarını kullanmalarına imkan verilmediğini, davacının isticvabına re'sen karar verilmediğini, davalının davacıya borç vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Ek kararı temyiz eden davalı vekili; davacı ...'ın yabancı uyruklu olduğunu, bu durum karşısında MÖHUK'un 48 inci maddesinin 1 inci fıkrası gereğince kendisinden teminat alınması gerektiği, bu husus gözetilmeden icra takibine başlandığı, MÖHUK'un 48 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince muafiyetin karşılıklılık şartına bağlı olduğunu, alacaklı sıfatı alan davalının ... uyruklu olup Birleşik ... Emirliklerinde yaşamakta olduğunu, bu iki ülkenin de ... Sözleşmesine taraf olmadığını ve başka herhangi bir karşılıklılık esasının da söz konusu olmadığını, bu sebeple muafiyet şartının da oluşmadığını, teminat yatırılmamasının müvekkilin olası vekalet ücreti ve yargılama giderleri açısından hak kaybı oluşturabileceğini belirtip Mahkemenin re'sen gözeteceği teminat konusunda bir ek karar verilmesini istediklerini, tavzih taleplerinin reddine karar verildiğini, taleplerinin tavzih talebi değil dosyanın başlangıcında usulü bir hata yapılması hakkında olduğunu, davacı tarafından şu ana kadar Mahkeme veznesine herhangi bir teminat yatırılmadığını belirterek, teminat konusunda kamu düzenine aykırılık söz konusu olduğundan bu yönden itirazlarının kabulünü, ek karar taleplerinin değerlendirilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ödünç sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Tüketim Ödüncü" ana başlıklı 386 ncı maddesi.
4. 6098 sayılı Kanun'un "Havale" ana başlıklı 555 inci maddesi ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini, havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren havaleci (muhil) bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (Hukuk Genel Kurulunun 09.06.2004 tarihli ve 2004/4-362 E., 2004/347 K. sayılı kararı).
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesinin tavzih talebin reddine ilişkin kararı verirken yasaya aykırı davrandığına yönelik temyiz itirazında; kararı temyiz edenin sıfatına göre, Bölge Adliye Mahkemesince verilen tavzih talebinin reddine ilişkin verilen ek kararın yerinde olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekmiştir.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz sebebi yapılamayacağının anlaşılmasına, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karinenin mevcut olması karşısında, davalıya gönderilen havalenin ödünç amacıyla yapıldığının ispatlanamamasına göre davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 05.01.2022 tarihli ek kararın ONANMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, davalının temyiz harcının mahallinde alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.