Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1537 E. 2023/3581 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı alacaklı tarafından davacı şirket aleyhine başlatılan icra takibinde, davacının borçlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı alacaklının menfi tespit davasında savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın alacaklı olduğunu ispatlayan deliller sunabileceği ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun da usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/792 E., 2022/1770 K.

DAVA TARİHİ : 09.02.2018

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/121 E., 2019/685 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin başvurusunun usul ve esastan reddine; davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı tarafından Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2017/193 E. sayılı dosyasıyla müvekkili şirket aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak yapılan takibin dayanaksız olup müvekkilinin alacaklı görünen davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, takip talebinde borç sebebinin sadece “12.01.2017 tarihli 150.000,00 TL asıl alacak” olarak gösterildiğini, bundan sonra borç kaynağının açıklanmasına ve talebin genişletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, bu hususta İcra Hukuk Mahkemesinde açtıkları davanın "usulsüz tebligat" nedeniyle kabulüne ve tebligat tarihinin 17.02.2017 olarak kabul edilmesine karar verilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesi tarafından "borç sebebinin gösterilmemiş olması nedeniyle yapılan şikayetin İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet süresi geçtikten sonra ileri sürüldüğü” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın süre yönünden reddine karar verildiğini; ilamsız takip yapılırken alacaklının, borç senedini, senet yoksa borcun sebebini bildirmek zorunda olduğunu, takibi kabul eden icra müdürünün de bu hususu kendiliğinden dikkate alması gerektiğini, davalının müvekkili şirketin yetkilisi ve sahibi olan eşi Sedat İrgil ile yaşadığı kişisel olaylar nedeniyle kötüniyetli olarak müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek, müvekkilinin icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin, davacı şirket tarafından Balıkesir .... Noterliğinin 24.9.2014 tarihli vekaletnamesiyle vekil olarak tayin edildiğini, yetkili kılındığı vekaletname kapsamında, davacı şirketin toplam 208 kalemden oluşan kira, vergi, maaş, aidat, fatura, kredi ve kiralanan taşınmaza ilişkin yapılan tadilat masrafları ile sair ödemelerini bizzat kendi bütçesinden ödediğini, buna karşılık müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davacı şirket aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, müvekkiline ait alacağın tamamının belgelerle sabit olduğunu, davacının dilekçesinde bildirdiği usule ilişkin hususların bu davanın konusu olmayıp dinlenme olanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş; ayrıca davacı aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, takip talebinde borcun sebebinin "12.01.2017 tarihli 150.000 TL asıl alacak" şeklinde gösterildiği, söz konusu borç sebebine yönelik itirazların, takip borçlusu davacı tarafça şikayet yoluyla İcra Mahkemesine taşınmış olup, takibin ve ödeme emrinin halen ayakta olduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihine dair şikayetin ise istinaf incelemesinde reddedildiği, davalı tarafça süresinde sunulan cevap dilekçesinde, usulüne uygun şekilde takas def’i ileri sürüldüğü, söz konusu def’i çerçevesinde takas ve mahsup talebinin borcu sona erdiren haller arasında yer alması nedeniyle mahkemece incelemeye tabi tutulmasının zorunlu olduğu ve bu def’i için ayrıca harç yatırılmasının gerekmediği, taraflarca karşılıklı alacak ve borçluluk durumunu gösteren bilgi ve belgelerin sunulduğu ve gösterilen delillerin tamamının toplandığı, mali müşavir bilirkişi heyetinin denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan asıl ve ek raporlarında davacının davalıya 143.233,91 TL borcunun bulunduğunun belirlendiği gerekçe gösterilerek; davanın kısmen kabulü ile davacı şirketin, Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2017/193 E. sayılı takip dosyasında davalı tarafa 6.766,09 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı tarafça takas def’i ileri sürülmediğini, icra dosyasında borcun mahiyeti, kaynağı ve sebebi belirtilmediği gibi herhangi bir belge de eklenmediğinden, artık bu davada borca sebep gösterilemeyeceğini, delil ve belge sunulamayacağını, takibin genişletilemeyeceğini, yine takipte alacak sebebi belirtilmediğinden vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasının bu davada incelenemeyeceğini, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmakta olup uyuşmazlığın hizmet akdinden kaynaklandığını, davalının alacaklı olduğunu ispat edemediğini, bilirkişi raporunun icra dosyasıyla ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, incelemenin menfi tespit davası açıldıktan sonra dosyaya ibraz edilen ve muvafakat edilmeyen belgeler üzerinden yapıldığını ileri sürerek, kısmen kabul kararının kaldırılmasını ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

.... Davalı vekili; takas/mahsup taleplerinin bulunmadığını, davacı şirketin 169.836,88 TL borçlu olduğunun dosyadaki bilgi ve belgelerle sabit olup davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını; müvekkilinin, davacı şirketçe verilen yetkiye istinaden ve onun bilgisi dahilinde muhtelif zamanlarda şirketin kira, vergi, maaş, aidat, fatura ve kiralanan taşınmazlara ilişkin tadilat masraflarını şahsi hesabından ödediğini, buna ilişkin fatura ve dekontların sunulduğunu, şirket defterlerinde yapılan incelemede ...'daki ofise yapılan harcamaların şirket defterine işlenmediğinin anlaşıldığını, bilirkişilerce hesaplamaya dahil edilmemiş ise de yapılan masraflara ilişkin faturaların mahkemeye sunulduğunu, yine ofisin elektrik işlerini yapan dava dışı ...’in hesabına gönderilen paralara ilişkin banka dökümlerinin, bu harcamaların müvekkili tarafından yapıldığını ispatladığını ve hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, ek raporun itirazlarını karşılamadığını, tanık dinletme talebinin Mahkemece reddedilmesinin hatalı olduğunu, maddi olayın aydınlatılmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirketin 24.09.2014 tarihinde aldığı karar gereğince, davalının Balıkesir .... Noterliğinin 24.09.2014 tarihli ve 24658 yevmiye numaralı vekaletnamesiyle vekil tayin edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, çözülmesi gereken hususun, davalının hesabından yapılan ödemelerin davacıdan tahsil edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı;

.... Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; davalı tarafça 05.03.2019 tarihli kök bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine bilirkişi heyetince 08.05.2019 tarihli ek raporun düzenlendiği ve önceki rapordaki görüşün muhafaza edildiğinin bildirildiği, bu rapora davalı tarafça süresinde itiraz edilmediğinden davacı lehine kazanılmış hak oluştuğu, ayrıca sunulan fatura ve belgeler gereğince alacağın 150.000,00 TL'den fazla olduğu itirazında bulunulmuş ise de menfi tespit davasında icra takibiyle bağlı kalınması gerektiği dikkate alındığında, davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçe gösterilerek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usul ve esastan reddine;

3. Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; ilamsız takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davasında ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde olduğu, her ne kadar icra dosyasında alacağın dayandığı belgeler ibraz edilmemiş ise de menfi tespit davasında davalı alacaklının, savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın alacaklı olduğuna dair delilleri ibraz edebileceği, bu nedenle davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerinde değilse de 05.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda, "gerek SGK'dan gerekse Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen bilgi, belge ve kayıtlar ile banka dökümlerinde, davaya konu ödemelerin, davalı tarafın banka hesabından yapılmış olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı" sonucuna ulaşıldığı, ancak davalı tarafından, davacı şirkete gönderilen havaleler toplamı 23.883,80 TL'nin iade edilmek üzere gönderildiğine dair bir delil bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen yerinde olup bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçe gösterilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile davacı tarafın, Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2017/193 E. sayılı takip dosyasında davalı tarafa 30.649,89 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

.... Davalı vekili; müvekkilince takip dosyasının dayanağı olan alacak kalemlerinden hiçbirinin davacı borçlunun hesabına havale gönderilmek suretiyle ödenmediğini, banka havaleleri incelendiğinde, bu ödemelerin davacı borçlu şirkete değil, davacı şirketin alacaklılarına/üçüncü kişilere yapıldığının anlaşıldığını, bu hususta Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, ayrıca bilirkişi ek raporuna yapılan itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle bu konudaki istinaf itirazlarının reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı alacaklı tarafından, davacı şirket aleyhinde başlatılan icra takibinde, davacının borçlu olup olmadığına ilişkindir.

.... İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi,

.... 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde, anılan Kanunun 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davalı aleyhine hükmedilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 30.649,89 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.

.... Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı alacaklı tarafından, alacağın dayanağı olan belgeler icra dosyasına sunulmamış ise de menfi tespit istemine ilişkin eldeki davada, savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın alacaklı olduğuna dair tüm delillerin ibraz edebileceğinin, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ve bilimsel verilere uygun olarak düzenlendiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,

.... Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.