Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1549 E. 2023/3448 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Düğünde takılan ziynet eşyalarının davalılara iade edilmek üzere verildiği iddiasıyla açılan ziynet eşyalarının aynen iadesine ilişkin dava.

Gerekçe ve Sonuç: Düğünde takılan ziynet eşyalarının olağan olarak kadının uhdesinde olması gerektiği, aksini iddia eden davacının ziynet eşyalarının davalılarda olduğunu ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı eşi Kuveyt ile 2006 yılında boşandığını, müvekkiline düğününde 30'ar gramdan 10 tane bilezik, bir adet set, bir adet bileklik ve bir adet altın alyans yüzük takıldığını, müvekkiline ait bu takıların eski eşinin akrabaları olan davalıların uhdesinde olduğunu, boşanma sürecinde müvekkili bu takıları istediğinde davalıların boşanmadan sonra vereceklerini söylediklerini, müvekkilinin davalılara itimat ettiğini ancak dava konusu takıların boşanma sonrasında da geri verilmediğini belirterek; dava konusu takıların müvekkiline aynen iadesini, bu mümkün olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; müvekkillerinin oğlu ile evli olan davacının 2006 yılında boşandığını, iddianın 2006 ve öncesi yıllara ait olması nedeniyle, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin yıllarca Almanya'da çalıştığını ve oradan emekli olduklarını, maddi durumlarının son derece iyi olup davacının takılarına ihtiyaç duyacak durumda olmadıklarını, davacının müvekkillerinden Kerime'nin abisi olan...'ın kızı olduğunu, taraflar arasında 2017 yılında miras sebebiyle davalar açıldığını, davacının husumet beslemesi nedeniyle işbu davayı açmış olabileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının ziynetlerinin davalı tarafça sonra verileceği hatta gerekirse bedelinin ödeneceği söyleyerek elinden alındığını iddia ettiği, davalı tarafın ise ziynetlerin davacı tarafından müşterek haneden ayrılırken götürüldüğünü ve davanın görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasına karşılık olarak husumet nedeniyle açıldığı savunmasında bulunduğu, olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması olduğu, öte yandan söz konusu eşyanın, rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen nev'iden olduğu, davacı kadının ziynetlerle ilgili iddiasını dinlenen tanık beyanlarıyla ispatlayamadığı, tanık beyanları dışında dosyada başkaca herhangi bir delilin de mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili ile eski eşinin akraba olduğunu, boşanma aşamasında ise davalıların ziynet eşyalarının sonradan verileceğini vaat ederek müvekkilini ikna ettiklerini, davalı ...'nin müvekkilinin halası olması nedeniyle sözüne güvendiğini, boşanma sonrasında ise istenmesine rağmen ziynet eşyalarının geri verilmediğini, tanık ifadelerinde de bu durumun belirtildiğini, takıların davalılarda olduğunu, telefon konuşmalarının kaydedildiğini ve dosyaya delil olarak sunulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının delil olarak fotoğraflara ve tanık beyanlarına dayandığı, davacının istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü ses kayıtlarının davalılarının rızası ile ve hukuka uygun olarak alındığı ispat edilmediği gibi, Mahkemeden de bu yönde talepte bulunulmadığından bu yöndeki istinaf talebinin yerinde görülmediği, davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı, duyuma dayalı bilgilerin bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, iade edilmek üzere verilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü" başlıklı 6 ncı maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Yukarıda yer verilen kanun hükümleri uyarınca; belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.

2. Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları, kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların başka birinin zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumun aksini iddia eden kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır.

3. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle düğünde takılan ziynet eşyalarını davalılara sonradan kendisine iade edilmek üzere verdiğini ileri sürerek, ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep eden davacının bu iddiasını tanık beyanları ile ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.