Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1574 E. 2023/3690 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı aleyhine yetkisiz olarak gerçekleştirildiği iddia edilen temlik işleminin iptali ve davalının bu alacak nedeniyle davacıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Temlik işlemini gerçekleştiren avukatın davacıdan yetki belgesi olmadığı ve aynı zamanda davalının da avukatı olduğu, ayrıca bu işlem nedeniyle hakkında görevi kötüye kullanma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği gözetilerek mahkemenin temlik işleminin iptaline ve menfi tespite ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki temlik işleminin iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; lehine verilmiş herhangi bir muvafakatı olmadığı halde ... İcra Müdürlüğünün 2003/50 E. sayılı takip dosyasındaki alacağının davalıya temlikine karar verildiğini ileri sürerek; yetkisiz şekilde gerçekleştirilen usul ve yasalara aykırı temlik işleminin iptali ile ilgili icra dosyasındaki temlike konu alacağın davalıya ödenmemesini ayrıca davalı adına usulsüz olarak düzenlenen makbuzlar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; yetkisiz mahkemede dava açıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, uyuşmazlığın 08.01.2007 tarihli adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığını, dava konusu temlik işleminin bu ilişkiye istinaden ödenen masraf alacağına mahsuben gerçekleştirildiğini, yapılan temliğin geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.05.2015 tarihli ve 2014/222 E., 2015/148 K. sayılı kararıyla; davanın süresinde açıldığı, ... İcra Müdürlüğünün 2003/50 Tal. sayılı dosyasında davacı adına temlik işlemini gerçekleştiren dava dışı Av. ...’in davacının herhangi bir muvafakati bulunmaksızın davacı/alacaklı vekili sıfatıyla alacağı, büro ortağı olan ve avukatlık yapan davalıya temlik ettiği, ortada usulüne uygun bir temlik işleminin bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinin icra müdürlüğüne ibraz edilip davacı tarafa muhtıra gönderilmesinin ve itiraz olmaması üzerine işlemin kabulüne karar verilmesinin söz konusu işleme hukuki bir geçerlilik kazandırmayacağı, kaldı ki adı geçen vekilin ilgili işlem nedeniyle yargılanarak, üzerine atılı bulunan görevi kötüye kullanma suçundan neticeten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği

gerekçesiyle; davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2003/50 E. sayılı dosyasına konu temlik işleminin iptaline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.11.2018 tarihli ve 2018/6110 E., 2018/11074 K. sayılı ilamıyla; davacı şirketin dava açılmadan evvel Ticaret Sicilinden terkin edildiği, bu itibarla taraf teşkilinin sağlanması bakımından bu dosya ile sınırlı olmak kaydı ile şirketin ihyası için karar aldırılıp bu karara göre davaya devam edilmesi için tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın bozulmasına karar vermiştir.

3. Karara karşı, süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.03.2020 tarihli ve 2019/2765 E., 2020/3167 K. sayılı ilamıyla; davacı şirketin karar düzeltme istemi ile birlikte sunduğu belgelerden; davacının bu dava açılmadan evvel ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/641 E. sayılı dosya ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı resen yapılan terkin işleminin yolsuz olduğu ve şirketin ihyası gerektiği iddiası ile dava açtığı, ilgili Mahkemece 2015/219 K. sayılı karar ile şirketin, Ticaret Sicil Müdürlüğünce sicilden yolsuz olarak terkin edildiği gerekçesi ile şirketin ihyasına ve ihya kararının sicil gazetesinde ilanı ile masrafların davacı şirketçe karşılanmasına karar verildiği, verilen kararı davacı şirketin temyiz ettiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28.09.2015 tarihli ve 2015/9165 E., 2015/9560 K. sayılı ilamı ile şirketin aktif olarak ticaret hayatına devam etmesine ve Ticaret Kanunu’ndaki kısıtlayıcı hükme rağmen yapılan terkin işleminde davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün kusurlu olduğunun kabulü ile ihya kararının ilanına ilişkin masraftan davalının sorumlu tutulması gerektiğinden bozulduğu ve 13.12.2016 tarihinde şirketin ihya kararı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, bu nedenle şirketin resen yapılan terkin işleminin yolsuz olduğu ve şirketin gerçekte faal olduğu hususunun verilen karar ve yapılan ilanla açıklığa kavuştuğu, bu durumda davacı şirketin taraf ehliyetinin tam olduğu dikkate alınarak, temyiz nedenlerinin incelenmesi gerekirken taraf teşkilinin sağlanamadığı belirtilerek kararın bozulmasının hatalı olduğu, ne var ki Mahkemece temlikin iptali hakkında karar verildiği halde davacının menfi tespit ve kötü niyet tazminatı talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, hüküm bu nedenle bozulması gerekirken, Dairece zuhulen değişik gerekçe ile bozulduğu bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Dairenin bozma kararı kaldırılarak, Mahkeme kararının yazılı gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının herhangi bir muvafakati bulunmaksızın, dava dışı Av. ...’in davacı/alacaklı vekili sıfatıyla alacağı, büro ortağı olan ve avukatlık yapan davalıya temlik işleminin usulsüz olduğu, adı geçen avukatın aynı zamanda davalının da vekili olduğu, sanık sıfatıyla davaya konu yapılan temlik işlemi nedeniyle yargılandığı ve davacı aleyhine temlik işlemini gerçekleştirmesi nedeniyle hakkında mahkumiyet kararı verildiği, sonuç olarak davacının usule aykırı gerçekleştirilen temlik işleminin iptaline ilişkin açmış olduğu davada haklı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile ... İcra Müdürlüğünün 2003/50 E. sayılı dosyasına konu temlik işleminin iptaline, davacının Kahramankazan İcra Müdürlüğünün 2003/50 E. sayılı dosyasında bulunan temlike ilişkin 19.03.2007 tarihli 200.000,00 TL bedelli ve 08.03.2007 tarihli 35.000,00 TL bedelli makbuzlar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kanunen şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalının kötü niyetli olduğunu, lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; uyuşmazlıkta temel ilişkinin 08.01.2007 tarihli adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacı şirketin dava açılmadan evvel 23.01.2014 tarihinde Ticaret Sicilinden terkin edildiği, bu nedenle dava tarihinde tüzel kişiliği bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ortaklık sözleşmesine konu sermayenin konulması noktasına kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, satış ilan masrafları, damga vergisi ve tellaliye ücretinin kendisi tarafından ödendiği, buna karşılık davacının bahsi geçen dosyadaki alacağını temlik aldığı, yapılan ödemelerin adi ortaklığın bozulması nedeniyle iadesi gerektiği, bu nedenle yapılan temlik işleminin geçerli olduğu, tarafından davacı adına başlatılan herhangi bir takip vs bulunmadığından temlik işleminin iptali davasında menfi tespit istenmesinin mümkün olmadığı, davacının avukatı bulunmadığı halde aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu, ayrıca davacı adına söz konusu işlemleri gerçekleştiren dava dışı Av. ...’in yargılanarak, aleyhinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin mahkumiyet kararı sonucunu doğurmayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı aleyhine gerçekleştirilen temlik işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183 üncü vd. maddeleri.

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Mahkeme kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkân bulunmadığı, dava konusu iptali istenen temlik işleminin 19.03.2007 tarihinde gerçekleştiği, davanın öncelikle 29.08.2007 tarihinde ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/70 E. sayılı dosyası üzerinden açıldığı, ilgili Mahkemenin görevsizlik kararı vermesi üzerine, davacının talebi ile dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/317 E. numarasını aldığı, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2012/3554 E., 2012/9050 K. sayılı kararı ile dosyanın usulden bozulduğu ve bozma ilamı doğrultusunda 2012/379 E. 2013/74 K. sayılı karar ile davanın usulden reddine karar verildiği, hükmün 08.05.2014 tarihinde kesinleştiği, işbu dosyaya konu davanın ise 13.06.2014 tarihinde açıldığı, gerek ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/70 E. sayılı dosyasının kesinleşme tarihi, gerek Mahkemenin 2012/379 E. sayılı dosyasının kesinleşme tarihi gerekse de işbu davanın açılma tarihi dikkate alındığında davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, temlik işlemini gerçekleştiren dava dışı Av....’in üzerine atılı bulunan görevi kötüye kullanma suçundan neticeten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, söz konusu Ceza Mahkemesi karar içeriği de dikkate alındığında, Türk Borçlar Kanunu uyarınca, söz konusu temlik işleminin usul ve yasaya uygun olmadığı, yine dosya içerisinde mevcut vekaletname ile davacının vekili tarafından temsil edildiği anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.