Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1595 E. 2023/2430 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Amme alacağının tahsili için gönderilen haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davasında, davacının haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibarıyla amme borçlusuna borçlu olup olmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibarıyla amme borçlusuna olan borcunu ödemediğinin tespit edilmesi ve davacının bu hususta haksız çıkması nedeniyle, yerel mahkeme kararının düzeltilerek davacı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/277 E., 2022/723 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/93 E., 2021/203 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı şirketin, dava dışı MDM şirketinden yaptığı hizmet alımı nedeniyle oluşan borçlarına karşılık senetler düzenleyerek verdiğini, MDM şirketinin söz konusu senetleri dava dışı ... şirketine ciro ettiğini, ... şirketine vadesinde ödeme yaptığını, herhangi bir borcunun bulunmadığını, yapılan ödemeye rağmen davalı İdare tarafından vergi borcu bulunan MDM şirketinin hak ve alacakları nedeniyle kendilerine 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ihbarnameden haberdar olunmadığı için süresinde itiraz edilemediğini, daha sonra ödeme emri gönderildiğini, borçları bulunmadığından ödeme emrinin hukuka aykırılık taşıdığını ileri sürerek; davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, ödeme emrinin iptaline ve lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı şirketin vergi dairesine borcu bulunan dava dışı MDM şirketinden 270.000,00 TL tutarında mal/hizmet alımı yaptığını, davacıya borçlu mükellef şirketin alacağına ilişkin haciz yazısının e-tebligat olarak gönderildiğini, 7 günlük süre içerisinde itirazda bulunulmadığını, mevzuata göre borç zimmetinde sayıldığı için takip işlemleri başlatılarak ödeme emri düzenlendiğini, idare tarafından yapılan işlemlerde mevzuata aykırı hareket edilmediğini savunarak davanın reddine ve lehine inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2020 tarihli ve 2019/263 E., 2020/116 K. sayılı kararıyla; davacı şirketin, dava dışı vergi borçlusu şirkete olan borçları için haciz bildirisinin tebliğ tarihinden önce bonolar düzenleyerek dava dışı vergi borçlusu şirkete verdiği, vergi borçlusu şirketin bonoları ciro ettiği, davacının bonoların ciro edildiği dava dışı ... Enerji A.Ş.'ye banka kanalıyla ödemeleri yaptığı, 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesinin birinci fıkrasında cirosu ... senede dayanmayan alacakların haczedilebileceğinin belirtildiği, davacı şirket tarafından cirosu ... bonolar verilmekle borcun ödendiği, ayrıca bu bonoların cirosu ... olduğu için 79 uncu madde kapsamında haczedilemeyeceği, borca karşılık bono verildiği ve bonolar ödendiği için dava dışı şirketlerin ticari defterlerinin incelenmesine gerek olmadığı, haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih olan 02.07.2019 tarihi itibariyle davacı şirketin dava dışı vergi borçlusu şirkete bir borcunun bulunmadığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesine göre dava açılmadığı için davacı lehine tazminata hükmedilemeyeceği, davacı tarafın haciz bildirimine süresinde itiraz etmeyerek dava açılmasına sebebiyet verdiği için lehine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2021/208 E., 2021/432 K. sayılı kararıyla; dava dışı üçüncü kişi MDM şirketi ve ... Enerji A.Ş.'nin ticari defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak usulüne uygun olarak tutulup tutulmadıkları, usulüne uygun olarak tutulmaları durumunda davacı defter kayıtları ile çakışıp çakışmadığı hususlarında rapor alınarak çıkan sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan şirketin ticaret defterleri incelenmeksizin ... taraflı defter kayıtlarına göre eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararı kaldırılarak yargılamanın yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; haciz bildirisinin tebliğ edildiği 02.07.2019 tarihi itibariyle davacı şirketin dava dışı vergi borçlusu şirkete bir borcunun olmadığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesine göre dava açılmadığı için davacı lehine tazminata hükmedilemeyeceği, davacı tarafın haciz bildirimine süresinde itiraz etmeyerek dava açılmasına sebebiyet verdiği için lehine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacı şirkete alacak haczi yazısının 27.06.2019 tarihinde e-tebligat olarak gönderildiğini ve 02.07.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal 7 günlük süre içerisinde itiraz edilmediğinden ödeme emri düzenlendiğini, davacının tebliğ tarihi itibariyle borçlu olmaması gerektiğini, bilirkişi raporuna göre davacının 20.06.2019 tarihinde düzenlenen ve vade tarihleri 13.09.2019, 27.09.2019, 25.10.2019, 22.11.2019, 08.11.2019, 29.11.2019 ve 13.12.2019 olan senetleri ödediğinin belirtildiğini, tebliğ tarihi itibariyle davacının borcunun devam ettiğini, haciz bildirim yazısına rağmen davalı İdareye ödeme yapılmadığını, 6 adet 45.000,00 TL tutarında toplam 270.000,00 TL'lik senetlerin dava dışı mükellefte olduğunun tespit edildiğini, davacının kusurlu davranışlarıyla amme alacağının tahsilini imkansız hale getirdiğini, kötü niyet tazminatı reddedilmesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 31.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda, dava dışı MDM şirketinin alacak haczi için e-tebligat gönderildiği 27.06.2019 tarihi ve tebliğ edildiği 02.07.2019 tarihine göre davacıdan alınan 8 adet 45.000,00 TL'lik ve 1 adet 38.600,00 TL'lik senet olmak üzere toplam 398.600,00 TL'lik senetlerin cirolanmadığı, bu tarih itibariyle hesapta bulunduğu, 02.08.2019 tarihli ve 121 nolu yevmiye kaydı ile 29.11.2019 vadeli 45.000,00 TL, 10.12.2019 vadeli 45.000,00 TL ve 20.12.2019 tarihli 38.600,00 TL olmak üzere toplam 128.600,00 TL'lik 3 adet senedin ... Enerjiye cirolandığı, geri kalan 6 adet 45.000,00 TL'lik senet olmak üzere toplam 270.000,00 TL'lik senetlerin 31.12.2019 tarihine kadar MDM şirketi hesabında bulunduğunun tespit edildiği, davacının dava dışı MDM şirketine borçlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; 10.07.2020 tarihli raporda, haciz yazısının tebliğ tarihi itibariyle dava dışı MDM firmasına borcu bulunmadığının, 20.06.2019 tarihinde düzenlenen 9 adet 398.600,00 TL değerindeki senetlerin ödenerek borcun kapatıldığının, 3 adet 10.01.2019, 10.04.2019 ve 30.04.2019 tarihlerinde banka aracılığıyla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, 31.05.2021 tarihli raporda da 3 adet eft ve 9 senetten dolayı borç olmadığının belirlendiğini, 8 adet 45.000,00 TL'lik senetlerin ödemesinin eft aracılığıyla yapılarak açıklama eklendiğini, vadesinden önce ciro edilen ... şirketine ödeme yapıldığını, MDM şirketinin deftelerlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yapılmadığını,

... taraflı defterlere göre karar verilemeyeceğini, e-tebligatın usulsüz olduğunu, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; uyuşmazlığa konu 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesinde haksız çıkan aleyhine icra inkar tazminatına hükmedileceğinin belirtilmesine karşın tazminata hükmedilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi; "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu ... senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi ... olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken ... ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.

Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.

Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir.

Bu Kanun uyarınca kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıp itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında, menfi tespit davasının lehine sonuçlanması veya asıl amme borçlusunun takip konusu amme alacağını tamamen ödemiş olması halinde, bu Kanunun 58 ... maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.

Üçüncü şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi ... içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresi bir yıl içinde, üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338 ... maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebilir.

Menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değeri ödenir. Üçüncü şahısların genel hükümler gereğince asıl borçluya rücu hakları saklıdır." hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi kapsamında açılan menfi tespit davalarında, dava dışı mükelleflerin üçüncü şahıslardaki alacaklarının haczi halinde, üçüncü şahıs konumundaki davacının haciz bildiriminin tebliği tarih itibariyle borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda, davacının keşide ettiği 6 adet 45.000,00 TL tutarındaki senetlerin 31.12.2019 tarihine kadar dava dışı mükellef şirket hesabında bulunduğu, buna göre haciz bildiriminin tebliğ edildiği 02.07.2019 tarihi itibariyle alacağın mevcut olduğu belirlenmekle, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Yukarıda yer verilen 79 uncu maddenin dördüncü fıkrasında; davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedileceği belirtilmiştir. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesince; haciz bildirim tarihi itibariyle borçlu olduğu anlaşılan davacı aleyhine inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendine "davada haksız çıkması nedeniyle haczedilen bedelin % 10'u tutarında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.