Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1659 E. 2023/3668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından başlatılan icra takibinde, davacının (üçüncü kişi) takip borçlusuna borçlu olmadığının tespiti için açtığı menfi tespit davasında, davalının ispat yükümlülüğü ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilip yükletilemeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı alacaklının, takip borçlusunun üçüncü kişiden olan alacağının dayanağını somut olarak ortaya koyma yükümlülüğünde olduğu, davacının haciz ihbarnamelerine itiraz etmemesinin yargılama giderlerine hükmedilmesinde tek başına yeterli bir sebep olmadığı ve davalının davayı ilk duruşmada kabul etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit (İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 üncü maddesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava dışı takip borçlusu ...'e borçlu olduğu iddiası ile davalı takip alacaklısının müvekkiline 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnameleri gönderdiğini, müvekkili il dışında olduğundan ve tebligatlar muhtara bırakıldığından haciz ihbarnamelerinden haberi olmadığını, bu nedenle süresinde itiraz edemediklerini, bunun üzerine davalının 89/3 haciz ihbarnamesini tebliğ ettirdiğini, müvekkilinin takip borçlusuna sözü edildiği şekilde bir borcu olmadığını, davalının da haciz ihbarnamelerinde borcun neden kaynaklandığını açıklamadığını, müvekkilinin takip borçlusu ile oğul baba ilişkisi dışında ticari hiçbir ilişkisi olmadığını, takip borçlusunun müvekkilinin işyerinde sigortalı olarak çalıştığını, müvekkilinden hiç bir alacağı bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin takip borçlusu ...'e borçlu olmadığının tespitine, davalının %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; takibin ...'da yapıldığını, buna göre ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, borçlunun davacı yanında sigortalı işçi olduğunu, davaya konu takip dosyasından davacıya "borçlunun maaşından kesinti yapılarak icra dosyasına ödeme yapılması" için tebligat gönderilmesine rağmen davacı tarafından yasal maaş kesintilerinin bugüne değin yapılmadığını, davacının zaten sorumlu olduğu yasal kesintiler açısından müvekkili şirkete borçlu olduğunu, haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, aleyhlerine hüküm kurulması halinde dahi davalı şirketin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bu davanın mahiyeti gereği ispat külfetinin davalı tarafta olduğu, İİK 89/3 maddesi gereği 3. şahsın icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açabileceği yasal düzenlemesi karşısında davalının yetki itirazının reddine karar verildiği, dava dışı ...'in bağlı çalıştığı işyerinin SGK'dan sorulduğu, ...'in Bağkur sigortalısı kendi nam ve hesabına çalıştığının bildirildiği, davalı taraf ispat yükü kendisinde olmasına karşın bu delil dışında üçüncü şahsın davacı taraftan alacaklı olduğuna dair herhangi bir delil ibraz etmediği, davacının defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırıldığı ve bu inceleme sonucunda davacının dava dışı ...'e herhangi bir borcu bulunmadığının tespit edildiği, davalı taraf davayı kabul etmeyip reddine karar verilmesi yönünde talep ve beyanda bulunduğundan ve davacı taraf davasında haklı bulunup lehine hüküm tesis edildiğinden davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/4678 Esas sayılı dosyası üzerinen yürütülen icra takibinde, takip borçlusu ...'e borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; delil dilekçelerinin 2 nolu maddesinde dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem açısından davacı ile borçlu arasında para ilişkisi olup olmadığının tespiti için ... ilinde faaliyet gösteren tüm bankalardan hesap hareketlerinin celbini talep etmelerine rağmen bu delillerinin celbedilmediğini, bu nedenle adil yargılanma ilkesi doğrultusunda delilleri tam olarak toplanmadan hüküm kurulmasının eksik inceleme ve yargılamaya neden olduğunu, davacının da dava dilekçesinde kabul ettiği üzere borçlunun davacı yanında işçi olarak çalıştığını, 11.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafından yasal maaş kesintilerinin yapılmadığı ve sorumlu olduğu yasal kesintiler açısından müvekkili şirkete borçlu olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporuna ayrıntılı itirazlarda bulunmaları ve yeni bir bilirkişi incelemesi talebine bulunmalarına rağmen bu taleplerinin reddedildiğini, davacının haciz ihbarnamelerine itiraz edemediğini belirttiğini ancak makul, geçerli ve yasal bir nedene dayanmadığını, bu nedenle müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; maaş ve ücretlerin kesilmesinde usulün İİK'nın 355 inci maddesinde, maaş haczi gereklerini yerine getirmeyenler hakkındaki yaptırımın ise aynı Kanun'un 356 ncı maddesinde düzenlendiği, davalı alacaklı tarafından İİK'nın 356 ncı maddesi uyarınca işlem yapılması mümkün olduğundan, ... bu davada davacının maaş kesintilerini yapmaması nedeniyle davalıya borçlu olduğunun tespitine karar verilmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği, somut olayda takip alacaklısı olan davalının, soyut alacak iddiasının dayanağını somut olarak göstermediği, dosyada alacağın varlığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı, davacı üçüncü kişi iddiasını ispat ederken ileri sürdüğü vakıaların aydınlatılması için, davalı alacaklının doğruluk ödevine (HMK m.29) uygun hareket ederek takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerektiği, bu yönler gözetilmeden ispat yükünün olumsuzu kanıtlama olanağı bulunmayan davacıda olduğunun kabulünün doğru olmadığı, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin bu davalarda ispat yükünün davalı alacaklıda olduğuna ilişkin doğrudan kabulü doğru olmamış ise de varılan sonucun doğru olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.03.2018 tarih ve 2017/254 E., 2018/115 K. sayılı kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine, buna göre; davanın kabulü ile, davacı tarafın, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/4678 Esas sayılı dosyası üzerinen yürütülen icra takibinde, takip borçlusu ...'e borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarına ek olarak davacıya yapılan usulüne uygun tebligatlara rağmen süresinde haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyerek bizzat kendi kusuru ile davanın açılmasına neden olduğundan davalı aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, İstinaf Mahkemesinin gerekçesinin hatalı olduğunu, davacı ve borçlunun hesaplarının bulunduğu tüm banka şubelerine yazı yazılarak son beş yıla ilişkin hesap hareketlerinin istenmesi yönündeki talebin yerine getirilmesi gerektiğini, en aleyhe durumda dahi "davacıya yapılan usulüne uygun tebligatlara rağmen süresinde haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyerek bizzat kendi kusuru ile davanın açılmasına neden olduğundan davalı aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi" hatalı olduğundan istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep ederiz dedi.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'ndan (İİK) kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı İcra ve iflas Kanunu'nun 89 uncu, 355 inci ve 356 ncı maddeleri.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ncı maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.05.2023 tarihli, 2022/(11) 62 Esas, 2023/464 Karar sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1. Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri gereği ancak üçüncü kişi yedinde bulunan taşınır mallar ve alacaklar İİK’nun 89. maddesine göre haczedilebilecek olup, borçlunun maaş ve ücreti de üçüncü kişideki bir alacağı niteliğinde olmakla birlikte, borçlunun maaşı ve ücretinin haczedilmesi İİK'nun 89 uncu maddesi kapsamında gerçekleşmemektedir. İcra ve İflas Kanununda, maaş ve ücret haczi, 355 ve 356 ncı maddelerde düzenlenmiş olup, maaş ve ücret haczi için farklı bir usul öngörülmüştür. Anılan düzenleme, 89 uncu maddeye göre özel bir düzenleme olduğundan maaş haczi konusunda 89 uncu madde hükümleri uygulanamaz.

Haciz ihbarnamelerinin gönderildiği ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/4678 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde birinci haciz ihbarnamesinde haczin neye ilişkin olduğu ve haczin hangi miktar için yapıldığı kısmında; ''borçlunun nezdinizde doğmuş ve doğacak alacaklarının tümü maaş hesabı hariç'' denildiği, alacaklı vekilinin maaş haczi için ayrıca müzekkere yazılmasını talep ettiği ve İİK'nun 355 inci maddesi gereği maaş haczi için müzekkere yazıldığı da anlaşılmakla davalının bu yöndeki temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. Üçüncü kişinin, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresi içinde ya da usulüne uygun olarak itiraz etmemiş olması hâlinde, kendisine gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesine karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde menfi tespit davası açma hakkı bulunmaktadır. Birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmemiş olması dolayısıyla kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişinin, 2004 sayılı Kanun'un 89/3 üncü maddesi hükmü uyarınca açtığı menfi tespit davasının tamamen ya da kısmen kabulüne karar verilmesi durumunda, sırf birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresi içinde ya da usulüne uygun olarak itiraz etmediği, kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesine ve dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama giderlerinden sorumlu olacağı yönünde bir kabul, 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesine aykırı olduğu gibi 2004 sayılı Kanun'un 89/3 üncü maddesi hükmünde açıkça tanınan dava hakkının kullanılmasına bir kısıtlama oluşturacaktır. Böyle bir durumda yargılama giderlerinden sorumlu olmak istemeyen davalının, 2004 sayılı Kanun'un 89/3 üncü maddesi uyarınca aleyhine açılan davada, ön inceleme duruşmasına kadar (ön inceleme duruşmasından önce) davayı tamamen ya da haklı olup olmadığını bildiği kısım yönünden kabul etmesi gerekir. Bu yönde bir kabulü olmadığı sürece davalı, davanın kabulü hâlinde yargılama giderlerinin tamamından, kısmen kabulü hâlinde ise haklılık durumuna belirlenen kısmından sorumlu olacaktır. Eldeki davada da yapılan yargılama sonucunda davacının menfi tespit istemi mahkemece kabul edilmiş, ancak davalı taraf ilk duruşmada davayı kısmen veya tamamen kabul ettiğine dair bir beyanda bulunmamıştır.

Sonuç olarak; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.