Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1663 E. 2024/396 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, izin verilen alan dışına çıkarak ormanlık alana zarar vermesi nedeniyle tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket hakkında orman alanında açma yaptığına ve ağaç kestiğine dair kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı ve dosya kapsamında da bu hususta ispata yeterli delil olmadığı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/633 E., 2022/333 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/18 E., 2019/228 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Bakanlığın 03.06.2015 tarihinde oluru ile ... Tic. Ltd şirketi lehine izin verilen 586.855 m² orman alanında yapılan kontrollerde ........, Köyünde bulunan 4 nolu bölme içerisinde 55.516,45 m² lik ormanlık alanında aşım yapıldığının ve bu alanın 10.500 m² lik kısmında bulunan 300 adet 8 yaşındaki fıstık çamı fidanlarına zarar verildiğinin, yine ...... Köyünde bulunan 21 nolu bölme içerisinde toplam 10.640 m² lik orman alanında aşım yapıldığının, bu sahada çalışan şirketin ........, Tic. Ltd Şti.nin rödevansçısının davalı şirket olduğunun belirlendiğini, bu nedenle açma ve yerleşme suçundan davalı şirket yetkilisi hakkında 18.01.2017 tarihli suç zaptı düzenlendiğini, bu suç zaptına istinaden açılan ceza davasının halen derdest olduğunu, davalının eylemi nedeniyle 112.768,48 TL idarenin zararı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 112 ve 114 üncü maddeleri uyarınca hesaplanan 112.768,48 TL tazminatın 18.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkil şirketin dava dışı ........... Tic. Ltd. Şti. ile aralarında imzaladıkları rödovans sözleşmesi uyarınca uyuşmazlığa konu maden sahasında faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirket yetkililerinin ve çalışanlarının gıyabında davacı idare tarafından 18.01.2017 tarihli tutanak düzenlendiğini, tutanakta bahsi geçen............ Şirketi ile bir alt yüklenicilik bağı bulunmadığını, tutanakta ifadesine başvurulduğu belirtilen ......,.....,.....,......, ve ......,'ın imzasının bulunmadığını, tutanak düzenlendiğinde müvekkil şirket tarafından yürütülen bir çalışma olmadığını bu nedenle çalışanlarının beyanının alınmadığını, tutanağa konu alanda müvekkil şirketin çalıştığına dair delile yer verilmediğini, suç tutanağını düzenleyen muhafaza memurlarının müvekkil şirket hakkında 14 ayrı suç tutanağı düzenlediğini, bu suç tutanaklarına istinaden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında müvekkil şirket yetkilisi ve çalışanları hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, anılan orman muhafaza memurları aleyhine müvekkil şirket hakkında mükerrer olarak usul ve yasaya aykırı bir biçimde ve ayrıca gerçek dışı beyanlarla suç tutanağı düzenlemeleri nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmaların halen devam ettiğini, memurlar hakkında İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci Dava Dairesinin 05.04.2017 Tarihli 2017/332 E. 2017/320 K. sayılı kararı ile soruşturma izni verildiğini, ceza yargılamasında ifadesi alınan sanık ... muhafaza memuru Sami Dönmez'in ilgili suç tutanaklarının talimatla tutulduğunu beyan ettiğini, davaya konu suç tutanağına istinaden müvekkil şirket yetkilisi ... hakkında İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/253 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu, bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkil şirkete ait iş makinelerine rastlanıldığı ve/veya el konulduğu yolunda bir delil ibraz edilmediğini, müvekkil şirketin mezkur alanda açma ve yerleşme yaptığı bir an için kabul edildiğinde dahi bu alanda oluştuğu iddia edilen zarar ile ilgili tazminata esas cetveli bulunmamakla birlikte, davacı idarenin belirtilen zarar miktarına nasıl ulaştığının belli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ruhsat sahibi şirket ile yapılan sözleşme uyarınca davalının ruhsat sahasında çalışma yaparken sahanın dışına çıkarak ve derinliği aşarak orman sahasına zarar verdiği, bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere fazla alınan orman toprağı ve göçük nedeniyle hasar gören ağaçlar yönünden davacının zararının oluştuğu, davalı tarafın ruhsat dışına çıkarak verdiği bu zarardan sorumlu olduğu, her ne kadar davalı taraf çalışmanın kendileri tarafından yapılmadığını ileri sürmüş ise de şantiye giriş sahasının davalının kontrolünde olması ve başka birinin söz konusu yerlerde çalışma yapması mümkün olmadığından bu savunmaya itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davasının kısmen kabulü ile 103.229,54TL'nin 18.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda fidanlar tespit edilemediği gerekçesiyle fidan zararı yönünden bir hesaplama yapılamadığını, 4 ve 21 nolu bölmede fidanların bulunduğunu, davanın tümden kabulünün gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; söz konusu tutanağın bahsi geçen olay yeri ve olay anında suçu işleyen kişilerin huzurunda tutulmuş bir tutanak olmadığını, mezkur suç tutanağının sıhhatinin şüpheli olup gerçeği yansıtmadığını, tutanağa konu alanda müvekkil şirketin çalışma yaptığına dair de tek bir delile yer verilmediğini, davacı idare tarafından zararın içeriği hakkında bir belirleme yapılmadan tazminat raporu düzenlendiğini, mezkur tutanağı düzenleyen muhafaza memuru ......, tarafından müvekkil şirket hakkında 14 ayrı suç tutanağı düzenlendiğini, bu suç tutanaklarına istinaden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, anılan orman muhafaza memuru aleyhine müvekkil şirket hakkında mükerrer olarak usul ve yasaya aykırı bir biçimde ve ayrıca gerçek dışı beyanlarla suç tutanağı düzenlemeleri nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen soruşturmaların halen devam ettiğini, memur hakkında İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci Dava Dairesinin 2017/332 E. 2017/320 K. sayılı ve 05.04.2017 Tarihli kararı ile soruşturma izni verildiğini, yine anılan orman muhafaza memuru hakkında müvekkil şirket aleyhine gerçeğe aykırı olarak sahte suç tutanağı düzenlemiş olmaları nedeniyle İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesinde 2016/599 E. sayılı kamu davasının açıldığını, bu davanın yargılaması devam ettiğini, İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/253 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması dikkate almayarak hüküm kurulduğunu, cevap dilekçesinde dayanılan delillerin hiçbirini göz önünde bulundurulmadığını, yalnızca keşif incelemesini esas alarak hüküm kurulduğunu, bilirkişilerin adeta davacı yanın dilekçesine kanıt oluştururcasına, aşımın müvekkil tarafından yapılmış olabileceği zannı ile rapor düzenlediğini, 6831 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi kapsamında bir ağaçlandırma gideri ödenmesi için her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahaların mevcut olması gerektiğini, müvekkilin hukuka aykırı herhangi bir eyleminin bulunmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/253 E. - 2019/243 K. sayılı dosyasının incelenmesinde, şirket yetkilileri hakkında orman alanlarında işgal ve faydalanma suçunu işledikleri gerekçesiyle hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, ağaç kesme suçundan ise bu suçu işlemedikleri sabit olduğu gerekçesiyle beraatlerine karar verildiği ve kararın istinaf denetiminden geçerek kesinleştiği, davaya konu orman alanında davalının açma yaptığına ve ağaç kestiğine dair hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü olmadığı gibi bu hususta dosya kapsamında ispata yeter nitelikte delil de bulunmadığı, davalının 6831 sayılı Kanun'un 113 ve 114 üncü maddesi uyarınca, ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilemeyeceği gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm oluşturularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; bilirkişi raporu ile suça konu sahaların izin alınmadan çalışılan sahalar olduğu, dava konusu sahaların davalı şirketin faaliyete başladığı tarihten sonra bozulmaya başladığı ve bu alanda arazi yapısında bozulmalar olduğu, tutanağa konu sahalarda faaliyet yapıldığının tespit edildiğini, suça konu sahalarda orman örtüsünün bulunduğunu, davalı şirketin yürüttüğü madencilik faaliyetleri sebebiyle orman örtüsünün yok edildiğini, orman diri örtüsünün temizliği 6831 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesine göre tazminat için yeterli olduğunu, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, 4 nolu bölmenin ağaçlandırıldığını, 4 nolu bölme içerisinde suç tutanağına konu alanda zarar gören fidanların sayısının sahada kaymalar olduğundan orman muhafaza memurları tarafından tespit edilememesi üzerine hemen sahanın bitişiğinde bulunan ve aynı usulde ve aralıklarda ağaçlandırılan alandan deneme alanı alınarak zarar gören fidanların sayısının tespit edildiğini, 22 nolu alanın gölet haline getirildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı tarafından izin verilen alan dışına çıkılarak ormana zarar verildiği iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6831 sayılı Kanun 112 ve 114 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

1. Davacı idare tarafından açılan davada; davalı şirketce orman alanında aşım yapıldığı, aşım yapılan alanın bir kısmında bulunan 300 adet 8 yaşındaki fıstık çamı fidanlarına zarar verildiği ve davalı şirket yetkilisi hakkında 18.01.2017 tarihli suç zaptı düzenlendiği, bu suç zaptına istinaden ceza davası açıldığı, davalı şirketin eylemi nedeniyle 6831 sayılı Kanun'un 112 ve 114 üncü maddeleri uyarınca hesaplanan 112.768,48 TL'nin suç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir.

2. Davacı idarenin 02.01.2024 tarihli beyanında, davaya konu 18.01.2017 tarihli suç tutanağının davalı şirket yetkilisi ... hakkında düzenlendiğini ancak İskum Madencilik Taah. Tic. Ltd. Şti yetkilileri ifadelerinde hukuka aykırı eylemi kendilerinin gerçekleştirdiklerini beyan ettiklerinden davanın İskum Madencilik Taah. Tic. Ltd Şti yetkilileri.........., hakkında açıldığını, suç zaptına konu çalışmanın davalı şirketin alt yüklenicisi tarafından gerçekleştirildiğinden davalı şirket yetkilisinin emir ve talimatlarıyla hukuka aykırı eylemin gerçekleştiğini ve tazminatın dayanağının İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/253 E. sayılı dosyası olduğunu belirtmiştir.

3. İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/253 E. sayılı ceza dosyasında; suça konu alanların dava dışı ... Tic. Ltd. Şirketi lehine izin verilen alanlar olup 07.09.2015 tarihinde sözleşme ile 07.09.2017 tarihine kadar faaliyet gösterilmek üzere İskum Madencilik Tic. Ltd. Şirketine teslim edilen alanlar olduğu, suç tarihinde bu şirketin faaliyet gösterdiği, İskum Madencilik Tic. Ltd. Şirketinin yetkilileri olan .....,.....,......, ve şantiye şefi ......, hakkında dava açıldığı, davaya konu orman alanında ağaç kesme eyleminin sabit olmadığı, sanıkların şirketinin faaliyet gösterdiği 2015 yılı öncesinde orman içi açıklık ve çıplak alan olduğu, ağaç ve fidan kalıntılarına arazide rastlanmadığı, eylemin bütün halde işgal ve faydalanma boyutunda kaldığı gerekçesiyle; sanıklar hakkında işgal ve faydalanma eylemi nedeniyle mahkumiyetlerine, orman alanında orman ağacı kestiklerinden cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle beraatlerine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.

4.Temyize konu dosyada yapılan keşif sonucu hazırlanan raporda; orman işletme izin sahası sınırları dışında aşım yapılmak suretiyle madencilik faaliyetinin gerçekleştiği ancak tahrip edildiği iddia edilen 300 fidanın varlığının tespit edilemediği, sahada başkaca ağaç, ağaçcık veya fidan kesildiği ya da tahrip edildiğine dair tespitin yapılamadığı belirtilmekle davaya konu, orman alanında davalının açma yaptığına ve ağaç kestiğine dair hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığı gibi, bu hususta dosya kapsamında ispata yeter nitelikte delil de bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.