"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/33 E., 2022/427 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/544 E., 2020/133 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Adana Yüreğir Vergi Dairesi Başkanlığından dava dışı Uğurtem Eğitim Bilgisayar Ltd. Şti.nin vergi borçları nedeniyle, 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi uyarınca 01.11.2018 tarihli 896.286,53 TL'lik e-haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 29.11.2018 tarihinde borçlu şirketten 40.000,00 TL bedelle satın aldığı aracın satış bedelini 15.05.2018 tarihinde ödediğini, dava dışı şirketin kendisinde hak ve alacak bulunmadığını davalıya bildirdiğini, haciz bildirimine süresinde itiraz edilmediğinden 03.12.2018 tarihli takip dosyasından ödeme emri düzenlenerek 08.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, buna da itiraz ettiği halde aleyhinde icra takibi başlatıldığını, aracın bedelinin haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden önce ödendiğini, araç bedeline göre gönderilen haciz ihbarnamesi ve 9 adet araca konulan haczin kanuni düzenlemeye aykırı olduğunu, dava konusu ödeme emrinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, haciz işlemlerinin iptali için Adana Vergi Mahkemesinde dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu ileri sürerek, ödeme emri nedeniyle davalıya 896.286,53 TL'den borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davanın süresinde açılmadığını, haciz bildirim yazısına süresinde itiraz edilmediğini, davacının ödemeyi elden yaptığını belirtmesi karşısında tahsilat belgesi sunulmaması nedeniyle iddianın temelsiz olduğunu, tanık deliline muvafakatinin bulunmadığını, davanın açılmasına davacı sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin üzerinde bırakılması gerektiğini savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş; yargılama sırasında Adana Vergi Mahkemesinde açılan dava bakımından derdestlik itirazında bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın bir yıllık sürede açıldığı, dava dışı kamu borçlusunun yevmiye defterinden ödeme belgesinin 31.05.2018 tarihinde ticari deftere kayıt edildiğinin anlaşıldığı, haciz bildirim tarihinin ise 01.11.2018 olduğu, dava dışı şirketin haciz bildirim tarihi itibari ile davacıdan alacağının bulunduğuna dair herhangi bir kayda rastlanılmadığının bilirkişi raporu ile belirlendiği gerekçesiyle; davacının düzenlenen ödeme emri nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davanın açılmasına davacı sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı; davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiğini ileri sürerek, harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
2. Davalı; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, derdestlik itirazı bakımından değerlendirme yapılmadığını, görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunu, derdest dava nedeniyle eldeki davanın açılmasında da hukuki yarar bulunmadığını, elden ödemeye dair delilin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ile dava dışı şirket arasında borç ilişkisi bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın adli yargıda görülmesinin doğru olduğu, Adana 2. Vergi Mahkemesinin 2019/23 Esas sayılı dosyasında görülen davada, davacının dava dışı şirkete ve buna bağlı olarak davalı idareye borcu bulunup bulunmadığı dava konusu olmadığından davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararının bulunduğu, bilirkişi raporunun
hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacı dava açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama gider ve vekalet ücretinin üzerinde bırakılmasının yerinde olduğu ancak davanın kabulüne karar verilmiş olması ve davalı tarafın harçtan muaf olması nedeniyle davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın iadesine karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının ödeme emri nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmiş, ayrıca davacı dava açmaya sebebiyet verdiğinden lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6183 sayılı Kanun'un " Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi; "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu ... senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi ... olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken ... ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
(...)
Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir... " hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, İlk Derece Mahkemesince davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiği kabul edildiği halde davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediği, ancak davalının bu hususu istinaf aşamasında ileri sürmemiş olması nedeniyle davacı lehine kazanılmış hak oluştuğunun anlaşılmasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.