"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı ...'in sevk ve idaresindeki davacı şirkete ait kamyon ile nakliye belgesi olmadan orman emvali nakledildiği iddiası ile 23.01.2001 tarihli tutanak ile araca el konulduğunu ve yediemine teslim edildiğini, sonrasında da davalı idarece ihale ile 3. kişilere satıldığını, ceza mahkemesince mahkumiyet ve aracın müsaderesine karar verildiğini, bu kararın temyiz aşamasında bozulduğunu ve sonrasında da dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle ceza mahkemesince davanın ortadan kaldırılmasına dair verilen kararın kesinleştiğini, davalı idarenin müsadere edip sattığı aracın bedelini ödemek istemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, aracın değeri olan 13.250,00 TL'nin 19.03.2001 tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş 01.09.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 52.799,25 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ceza mahkemesindeki yargılamada da aracın iadesini talep ettiğini ancak mahkemece bu talebin reddedildiğini, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen, 13.10.2015 tarihli ve 2014/664 E., 2015/602 K. sayılı kararla; alınan bilirkişi raporlarına göre kesinleşmiş yargı kararının gereğinin davalı idare tarafından yerine getirilmeyerek aracın sahibine iade edilmemesinden ötürü davacının zarara uğradığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 52.799,25 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içind davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.04.2018 tarihli ve 2016/7353 E., 2018/3056 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, davalının zamanaşımı def'i hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden işin esası hakkında hüküm tesisinin hatalı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146-161 nci maddeleri uyarınca her alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ceza mahkemesi kararının kesinleşme tarihi olan 07.05.2009 tarihinde alacağın muaccel olması nedeniyle davalının zamanaşımı def'inin reddi gerektiği, kesinleşmiş mahkeme kararının davalı idarece yerine getirilmeyerek aracın sahibine iade edilmemesinden ötürü davacının zarara uğradığı, davalı idare ile ceza mahkemesinin müzekkere cevaplarından müsadereye konu aracın satışı neticesinde emanet kasaya giren tutarın nemalandırıldığına dair herhangi bir bulgu elde edilemediği, bu nedenle davalı idarenin emanet kasasına giren bedelin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile müsadere edilen aracın satış bedeli olan 20.010,00 TL'nin, aracın iadesi kararı verilen 07.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Mahkemenin zamanaşımı ile ilgili yaptığı değerlendirmenin hatalı olduğunu, aracın zapt edilmesi sonucunda yapılan tüm işlemlerin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu, davacının faiz ve diğer taleplerinin reddi gerektiğini, davacının ceza mahkemesindeki yargılamada da aracın iadesini istediğini ancak bu talebinin reddedildiğini, Mahkemece kusur araştırması yapılmadığını, bozma öncesi alınan raporlara itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6831 sayılı Kanun'un 108 inci maddesi kapsamında müsadere edilen aracın, mahkeme kararı ile teslimine karar verilmesine rağmen iade edilmemesi nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Dava konusu alacağın doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Zamanaşımı, bir hakkın kazanılmasında veya kaybedilmesinde kanunun kabul etmiş olduğu sürenin tükenmesi anlamına gelmektedir. 818 sayılı Kanun'un 125 ile 140'ncı maddelerinde düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda Devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte, böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu halde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber, artık doğal bir borç (Obligatio naturalis) haline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli değildir; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.05.2010 tarihli ve 2010/8-231 E., 255 K. sayılı ilamı).
2. İşte, zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir defi olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır ( Kuru, Baki:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, ... 2001, Cilt:2, s.1761;Von Tuhr. A.:Borçlar Hukuku (C..................... ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, ... Dergisi, Cilt:lll, Sayı:1, ... 2008, s.255 vd.; HGK’nun 06.04.2011 gün ve E:2010/9-629, K:2011/70 sayılı ilamı).
3. Dava konusu alacağın doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesine göre, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yılın ve her hâlde hakkın doğumundan başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
4. Yukarıdaki açıklamalara göre; dava konusu araca 23.01.2001 tarihli tutanak ile el konulduğu ve yediemine teslim edildiği, sonrasında ise davalı idarece ihale ile üçüncü kişiye satıldığı, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda mahkumiyet ve aracın müsaderesine karar verildiği, bu kararın temyizi üzerine ise zamanaşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına ve aracın iadesine karar verildiği, bu kararın ise 07.05.2009 tarihinde kesinleştiği, ceza mahkemesi kararının kesinleştiği 07.05.2009 tarihinden itibaren dava tarihi olan 20.11.2014 tarihine kadar 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalının süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğu da gözetilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.