Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1716 E. 2023/3813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti için açtığı menfi tespit davasında davacının taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir öğretmenevi ve sanat okulu olması sebebiyle ayrı bir tüzel kişiliği ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesi gereğince taraf ehliyetine ilişkin dava şartının mevcut olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa ilişkin yargılama yapılıp hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı görülerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit (İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ... 3. İcra Müdürlüğünün 2018/19760 E. sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen 1. haciz ihbarnamesinde alacaklının davalı ..., borçlunun... ve üçüncü şahıs olarak ...'ın yazılı olduğunu, müvekkili kuruluşun adı geçmese de kamu kurumu olmanın verdiği sorumluluk nedeniyle 1. haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini ve itiraz dilekçesinin 28.06.2018 tarihinde ... aracılığıyla gönderildiğini, müvekkili kuruluş ihbarnamede taraf olmadığından usulüne uygun bir tebligatın söz konusu olmadığını, davacı kuruluş tarafından 06.08.2018 tarihinde tebliğ alınan 2. haciz ihbarnamesine de itiraz edildiğini, usulüne uygun ve süresinde yapılan itirazlarına rağmen gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin hukuka aykırı olduğunu, borçlu...'a hiçbir borçlarının olmadığını, aralarında doğrudan hiçbir ticari faaliyetin bulunmadığını, sadece kiracı olarak bulunduğu mülkün sahibinin bu kişinin hissedarı olduğu şirket olduğunu belirterek müvekkili kuruluşun...'a borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve reddi gerektiğini, 1. haciz ihbarnamesine yapılan itirazın usulsüz olduğunu ve davacının adının haciz ihbarnamesinde bulunduğunu, 2. haciz ihbarnamesine yapılan itirazın da usulsüz olduğunu, hem ... hem de kargo aracılığı ile usulsüz şekilde itiraz edildiğini, haciz ihbarnamelerine itirazların icra dairesine yapılması gerektiğini, davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, davalı vekili 30.11.2018 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiklerini beyan ederek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabul nedeniyle kabulü ile; davacının, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2018/19760 E. sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, davacı vekili lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; karardaki yargılama giderlerinin kendilerine yüklenmesinin haksız olduğunu, harç ve yargılama giderlerinin kendilerine yüklenemeyeceğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatının istinaf talebinin HMK'nın 353/(1)-b-1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Yasada, ... kanalı ile itirazda bulunmayı engelleyen bir hüküm olmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği üzere, 1. haczi ihbarnamesine 28.06.2018 tarihinde, ikinci haciz ihbarnamesine ise 09.08.2016 tarihinde itiraz edildiğini, bu itirazların süresi içinde (7 gün içinde) İcra Müdürlüğüne tebliğ edildiğini, bu hususun hiç araştırılmadığını, süresinde yapılan itirazlara rağmen müvekkiline hukuka aykırı olarak 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 3. haciz ihbarnamesine karşı, başvurulacak tek hukuki yolun menfi tespit davası açmak olduğunu, bu nedenle, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkil kurumun, yargılama giderlerinden de sorumlu olmayacağını beyan ederek aksi yöndeki yerel Mahkeme kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasından kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 48 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 50, 51 ve 114 üncü maddeleri.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2020/(13)3-247 E., 2021/692 K. sayılı ilamı.

4. Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenevi ve ... Sanat Okulları Yönetmeliği.

3. Değerlendirme

1. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukukî ilişkinin sujesi olabilme yeteneğidir. Medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil olan taraf ehliyetini haiz olup olunmadığı hususu TMK'nın 48 inci maddesine göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir.

Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır.

Dava ehliyeti; HMK’nın 51 inci maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK'nın 9 uncu maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir.

HMK’nın 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. Dava şartları işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyette olup, bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı, ... Öğretmenevi ve ... Sanat Okulu okul müdürünün okul adına verdiğini belirttiği vekâletnameye istinaden vekili gönderilen haciz ihbarnamelerine ... aracılığıyla itiraz ettiklerini beyan etmiş ve 3. haciz ihbarnamesinin gönderilmesi üzerine de eldeki bu menfi tespit davasını açmıştır. Davacı olarak yer alan ... Öğretmenevi ve ... Sanat Okulu, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak kurulmuş olup ayrı bir tüzel kişiliği ve buna bağlı olarak taraf ehliyeti bulunmadığından mahkemece HMK’nın 114 üncü maddesi gereğince taraf ehliyetine ilişkin dava şartının mevcut olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa ilişkin yargılama yapılıp hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

2. Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,

3. Bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.